Futbola Dair

Haklımızda
  • Dünya Futbol tarihi ve Trendyol Süper lig hakkında son gelişmeleri,bilgileri ve haberleri sunan bir platformuz. Amacımız, futbolseverlere en doğru ve güncel bilgileri ulaştırmaktır.

Güncel Haberler

Futbol dünyasındaki son dakika gelişmelerini takip edin.

Süper Lig

Süper Lige dair herşey

Futbol’un hikayeleri

Kulüblerin ve futbolcuların başarı hikayeleri

Her Zaman Güncel
En dogru ve en güvenilir futbol haberleri bizde
Süper lig tarihinin en iyi futbolcuları.         49-Mario Gómez
Mario Gómez’in Süper Lig kariyeri, kısa sürmesine rağmen güçlü bir etki bırakan futbol hikâyelerinden biridir. 2015 yazında Beşiktaş’a transfer olan deneyimli Alman forvet, Fiorentina’dan kiralık olarak geldiğinde hem kendi kariyerinde bir yeniden doğuş fırsatı arıyor hem de Beşiktaş’ın uzun süredir hasret kaldığı şampiyonluk yarışına katkı sağlamayı hedefliyordu. Gelişi Türkiye futbol kamuoyunda büyük bir heyecan yarattı ve daha ilk haftalardan itibaren tecrübesi, fizik gücü ve bitiriciliğiyle beklentileri fazlasıyla karşıladı.Gómez’in Beşiktaş’a uyumu son derece hızlı gerçekleşti. Şenol Güneş’in hücuma dayalı futbol anlayışı içinde tam bir merkez santrfor rolüne büründü. Rakip savunmayı zorlayan fiziksel yapısı, ceza sahasındaki içgüdüsel hareketliliği ve pozisyon bilgisiyle takımın hücum mekanizmasını ileriye taşıdı.Ceza sahası içinde doğru zamanda doğru yerde olma becerisi, takımın haftalar boyunca süren istikrarlı gol üretiminde belirleyici oldu.2015-2016 sezonu boyunca Mario Gómez’in performansı hem lig genelinde hem de takım özelinde öne çıktı. Attığı 26 golle Süper Lig’in gol kralı oldu ve aynı zamanda Beşiktaş’ın şampiyonluğa ulaşmasında başrol oynadı. Fiziksel dayanıklılığı, kritik anlarda sorumluluk alması ve farklı oyun senaryolarına uyum sağlayabilmesi onu sezonun en etkileyici oyuncularından biri yaptı. Özellikle Vodafone Park’ın açılış döneminde attığı goller, kulübün yeni stadındaki ilk büyük başarıların sembolü olarak hafızalarda yer etti.

Futbol Tarihinde En Çok Asist Yapanlar.      4-Johan Cruyff(358)

Johan Cruyff, modern futbolun hem sahadaki hem de zihindeki mimarlarından biridir. Onu yalnızca bir oyuncu olarak görmek, futbol tarihine haksızlık olur; Cruyff aynı zamanda fikir üreten, oyunu yeniden tasarlayan ve takım arkadaşlarını birer sanat eserinin parçası gibi yönlendiren bir düşünürdü. Asist becerileri, onun oyuna bakış açısının bir yansımasıydı. Cruyff için asist sadece golü hazırlayan bir pas değil, oyunu çözmenin, rakibi yeniden şekillendirmenin ve takımın dengesini mükemmel bir noktaya getirmenin bir yoluydu.Cruyff’ün asist becerilerinin merkezinde oyun görüşü vardı. Sahadayken top ayağında olmasa bile oyunun tüm akışını gözleriyle kontrol ederdi. Her oyuncunun konumu, savunmanın kayma hızları, boşalan alanlar… Bunların hepsini zihninde anlık olarak bir haritaya dönüştürürdü. Bu nedenle Cruyff, bazen kimsenin görmediği bir boşluğu görür ve tek bir pasla oyunun matematiğini değiştirirdi. Onun pasları yalnızca isabetli değil, aynı zamanda zamanlaması itibarıyla zarifti. Sanki topu değil, zamanı manipüle ederdi.Johan Cruyff, asist kavramına yalnızca pratik bir görev olarak değil, bütünsel bir futbol düşüncesi olarak yaklaşan nadir oyunculardan biridir. Paslarıyla oyunu açmış, görüşüyle taktikleri değiştirmiş, yaratıcılığıyla modern futbolun temelini atmıştır. Cruyff, asisti yalnızca golün başlangıcı olarak değil, oyunun ruhunu şekillendiren bir hareket olarak ele almış; futbol tarihine hem sayı hem anlam bırakan eşsiz bir sanatçı olmuştur.

Futbol Tarihinde En Çok Gol Atanlar.              9-Jimmy Jones(647)


Kuzey İrlanda futbol tarihinin en üretken golcülerinden biri olan Jimmy Jones, özellikle 1940’lar ve 1950’lerde sergilediği performansla yerel futbol kültüründe kalıcı bir iz bırakmıştır. Kariyeri boyunca attığı 600’ü aşkın gol, yalnızca sayısal bir başarı değil; aynı zamanda oyun zekâsı, pozisyon alma becerisi ve fiziksel dayanıklılığın bir birleşimi olarak değerlendirilir. Jones’un gol becerileri, dönemin futbol anlayışını aşan yönler taşımış ve onu kendi kuşağının öne çıkan santrforlarından biri hâline getirmiştir.Onun oyun karakterinin en belirgin bileşenlerinden biri fiziksel gücüydü. Rakip savunmacılara karşı koymaktaki kararlılığı, onun ceza sahasında sürekli tehdit oluşturmasını sağladı.Jones’un temaslı oyuna bu denli hâkim olması, attığı gollerin önemli bir kısmının temelini oluşturdu.Güçlü ayak bilekleri ve dengeli vücut yapısı, dar alanlarda dahi şut açıları yaratabilmesine olanak tanıdı.Jimmy’nin bitiricilik repertuvarı oldukça genişti. Güçlü ve yerden vuruşları kadar, dar açılardan yaptığı beklenmedik şutlarla da tanınırdı.Kalecinin pozisyonuna göre topu plaseyle yönlendirebilmesi, baskı altındayken dahi soğukkanlılığını koruması ve ikinci hamlede tamamlayıcılık özelliği, onu döneminin diğer golcülerinden ayıran teknik becerilerdi.Hava toplarında da etkili olması, hücum organizasyonlarında çok yönlü bir tehdit oluşturdu.Jones’ın Attığı yüzlerce gol yalnızca bir istatistik değil, aynı zamanda kendine özgü futbol karakterinin doğal bir sonucudur.


Millilerimiz Play Off Biletini Kaptı.
Türkiye A Millî Futbol Takımı, 2026 FIFA Dünya Kupası Avrupa Elemeleri E Grubu’nda Bulgaristan ile oynadığı karşılaşmadan 2–0 galip ayrıldı.
Karşılaşma boyunca oyunun hâkimiyetini elinde tutan milliler, tribünlerin yoğun desteğiyle sahaya güçlü bir enerji koydu. Maçın henüz 18. dakikasında Hakan Çalhanoğlu’nun penaltı vuruşundan gelen gol, hem oyunun hem de tribünlerin temposunu yükseltti.Mücadelenin ikinci yarısında Türkiye topa sahip olma oranını artırarak oyunu rakip yarı sahaya yıktı. Aranan ikinci gol ise 83. dakikada geldi. Bulgaristan savunma oyuncusu Atanas Chernev’in ters vuruşu, kaleciyi kontrpiyede bırakarak ağlarla buluştu ve maçın skorunu belirledi. Bu golle milliler hem farkı ikiye çıkardı hem de bulduğu pozisyonların karşılığını almış oldu.Alınan galibiyetle birlikte Türkiye, gruptaki puanını 12’ye yükseltti ve ilk iki sırayı garantileme yolunda önemli bir adım attı. Teknik ekip ve oyuncular, karşılaşma sonunda ortaya konan mücadeleden memnun olduklarını dile getirirken gözler şimdi bir sonraki maç olan İspanya deplasmanına çevrildi. Bu karşılaşmanın grup liderliği açısından belirleyici olması bekleniyor.90 dakika boyunca süren destek, millilerin sahadaki temposuna da yansıdı.Maçın ardından hem sahada hem tribünde büyük bir sevinç yaşandı. Türkiye, elemelerde moral ve ivme kazanarak yoluna devam ediyor.

Bursada Rakibimiz Bulgaristan
Türkiye A Milli Futbol Takımımız bugün Dünya Kupası Avrupa Elemeleri E Grubu kapsamında Bulgaristan’la kritik bir karşılaşmaya çıkıyor.               Mücadele, 15 Kasım 2025 Cumartesi akşamı saat 20.00’de Bursa Atatürk Spor Kompleksi Matlı Stadyumu’nda oynanacak ve TV8 ekranlarından canlı yayımlanacak. Atmosferin yoğun olması, hem saha hem tribün açısından milliler için ciddi bir avantaj yaratıyor.Karşılaşmanın önemi büyük. Türkiye grupta 9 puanla ikinci sırada yer alırken, Bulgaristan henüz puanla tanışmadı. Bu nedenle alınacak bir galibiyet, milli takımın ilk iki sıra hedefini güçlendirecek ve play-off yolunda kritik bir basamak olacak. Deplasmanda oynanan ilk maçın 6-1 kazanılmış olması, kamuoyunda rahat bir galibiyet beklentisi oluştursa da teknik heyet bu maçın rehavete kapılmadan oynanması gerektiğini vurguluyor.Sahaya çıkacak muhtemel ilk on bir merak konusu olmayı sürdürüyor. Özellikle hücum hattında kimin tercih edileceği ve orta sahada nasıl bir düzen kurulacağı taktikte belirleyici olacak. Taraftarların beklentisi sadece skor değil; aynı zamanda baskılı, özgüvenli ve tempolu bir oyun izlemek. Takımın son dönemde yakaladığı ritmin korunması bu maçla doğrudan bağlantılı.Türkiye’nin olası bir galibiyetle hem moral kazanması hem de bir sonraki zorlu rakip İspanya karşısına daha avantajlı bir konumda çıkması hedefleniyor.Özetle milli takım bugün sadece üç puan için değil, grup stratejisinin tamamını şekillendirecek bir maç için sahaya çıkıyor.

Dünyanın En İyi Futbol Kulüpleri.                16-River Plate
Arjantin futbolunun kıpkızıl kalbi River Plate, yalnızca kazandığı kupalarla değil, futbol kültürünü dönüştüren mirasıyla da Latin Amerika’nın en etkili kulüplerinden biri olarak anılır. Buenos Aires’in Núñez semtinden yükselen bu kulüp, 1901’deki kuruluşundan bu yana hem ülke içinde hem de uluslararası arenada kalıcı bir iz bıraktı. River Plate’in başarıları, sadece sportif galibiyetlerin toplamı değildir; kimliğini her kuşağa taşıyan bir estetik anlayışın ve kurumsal sürekliliğin yansımasıdır.River Plate, Arjantin futbol tarihinin en çok lig şampiyonluğu yaşayan kulübüdür. Profesyonel dönemde kazandığı onlarca Primera División kupası, kulübün istikrarını ve kadro yapısındaki derinliği gösterir. River Plate’in oyun felsefesi uzun yıllar boyunca teknik ustalığı, topa hükmetme arzusunu ve altyapıya dayalı bir yapılanmayı öne çıkardı. Bu anlayış, yalnızca başarıya değil, Arjantin futbolunda ölçüt kabul edilen bir stilin oluşmasına da katkıda bulundu.River Plate’in uluslararası kupalardaki çizgisi, kıtadaki en saygın kulüplerden biri olarak görülmesinin temel nedenidir. Özellikle Copa Libertadores zaferleri, kulübün tarihinin coşkulu doruklarını oluşturur. İlk kez 1986’da kazandıkları Libertadores kupası, River Plate’in Güney Amerika’nın en iyileri arasındaki yerini pekiştirdi. 1996’daki zafer ile bu üstünlük bir kez daha tescillendi.Libertadores dışında River Plate’in müzesinde Copa Intercontinental, Copa Sudamericana, Recopa Sudamericana gibi kupalar da bulunur.


Uefa Avrupa Ligi Şampiyonları.              20-İnter(1991)
1991 yılında Inter’in UEFA Kupası’nı kazanması, hem kulübün hem de Avrupa futbolunun gelişimi içinde önemli bir dönemeçti. O dönem İtalya futbolu, taktiksel disiplin ve yıldız oyuncu kalitesiyle kıtanın en güçlü ligi olarak görülüyordu. Bu zorlu rekabet ortamı içinde Inter’in elde ettiği başarı, sadece bir kupa kazanımı değil; aynı zamanda dönemin futbol anlayışına vurulan bir mühür niteliğindeydi.Inter’in UEFA Kupası yolculuğu, taktiksel olgunluk ve bireysel kalitenin birleştiği bir örnekti. Turnuva boyunca rakipleri üzerinde baskı kuran disiplinli oyun yapısı, özellikle San Siro’daki maçlarda belirgin şekilde fark yaratıyordu. Hücumda Klinsmann’ın bitiriciliği, orta sahada Matthäus’un oyunu şekillendiren pas akışı ve savunmada Brehme ile Bergomi’nin sarsılmaz çizgisi takımın istikrarını sağlayan başlıca unsurlardı.Finalde Inter’in karşısına bir başka Serie A ekibi olan Roma çıktı. İki ayaklı finalin ilk maçı Milano’da oynandı ve Inter’in 2–0’lık galibiyeti kupanın kapısını araladı. Rövanşta Roma 1–0 kazanmayı başarsa da toplam skor Inter’in lehine 2–1 olarak kaldı. Bu sonuç, hem taktiksel disiplinin hem de kadrodaki yıldızların etkisinin somut bir göstergesiydi.Bu şampiyonluk, Inter için sportif bir başarıdan daha fazlasıydı. Kulübün Avrupa sahnesindeki gücünü yeniden hatırlatması, Serie A’nın uluslararası turnuvalardaki baskınlığını desteklemesi ve Trapattoni’nin futbol felsefesinin doğruluğunu kanıtlaması açısından ayrı bir anlam taşıyordu.

Dünyanın Gelmiş Geçmiş En İyi Teknik Direktörleri             54-Willie Maley
William Patrick “Willie” Maley, 25 Nisan 1868’de Newry, İrlanda’da doğdu. Ailesiyle birlikte genç yaşta İskoçya’ya göç etti ve futbolla burada tanıştı. Maley, 1888’de kurulan Celtic Football Club’ın ilk oyuncularından biri olarak, kulübün doğuşuna tanıklık etti. Ancak onun asıl etkisi, saha kenarına geçtiğinde başladı.1897 yılında Celtic’in ilk teknik direktörü olarak göreve getirilen Maley, modern anlamda “menajer” kavramının İskoçya’daki öncülerindendi. Bu görevde tam 43 yıl kaldı—bu süre, sadece İskoç futbolu için değil, dünya futbolu tarihinde de olağanüstü bir uzunluktur.Maley, Celtic’i bir fabrika takımı kimliğinden çıkarıp ulusal bir güç haline getirdi. Taktiksel olarak çağdaşlarından daha ileri düşünüyordu: oyunculara topu yerden oynamayı, hızlı paslaşmayı ve pozisyon disiplinini öğretmesi, dönemin fiziksel futboldan farklı bir anlayış ortaya koydu.Maley döneminde Celtic, 16 İskoç Ligi şampiyonluğu ve 14 İskoç Kupası kazandı. Bu başarılar, kulübün “İskoçya’nın Katolik işçi sınıfının gururu” kimliğini güçlendirdi. 1904–1910 yılları arasında üst üste altı lig şampiyonluğu kazanması, o dönem için benzeri görülmemiş bir başarıydı.Maley, aynı zamanda genç yetenekleri keşfetme ve yetiştirme konusunda da öncüydü. Jimmy Quinn, Patsy Gallacher ve Jimmy McGrory gibi efsaneler onun yönetiminde parladı. Takımını yalnızca futbolculardan değil, karakterden kurardı—disiplini, bağlılığı ve “Celtic ruhunu” oyuncularına aşılamak onun en belirgin özelliğiydi.


Süper lig tarihinin en iyi futbolcuları.           48-Deivid De Souza
Brezilyalı futbolcu Deivid de Souza, Türkiye kariyerinde hem büyük başarılar hem de zorlu anlar yaşadı. 22 Ekim 1979’da Brezilya’nın Nova Iguaçu kentinde doğan Deivid, ülkesinde Santos ve Cruzeiro gibi önemli takımlarda oynadıktan sonra Avrupa’ya adım attı. 2006 yılında, Fenerbahçe Spor Kulübü ile dört yıllık bir sözleşme imzalayarak Türkiye’ye transfer oldu. Bu transfer, hem Fenerbahçe’nin Avrupa hedefleri doğrultusunda önemli bir adım hem de Deivid için kariyerinde yeni bir sayfa anlamına geliyordu.Türkiye’ye uyum süreci kısa sürdü. Deivid, güçlü fiziği, teknik becerileri ve uzaktan attığı etkili şutlarla kısa sürede taraftarın sevgisini kazandı. 2006–2007 sezonunda Fenerbahçe formasıyla Süper Lig şampiyonluğu yaşadı ve takıma önemli katkılarda bulundu. Avrupa kupalarında da öne çıkan performanslar sergiledi. Özellikle 2007–2008 sezonunda Şampiyonlar Ligi çeyrek finalinde Chelsea’ye attığı muhteşem gol, Fenerbahçe tarihine geçti. O sezonki Avrupa serüveni, hem kulüp hem de Deivid açısından unutulmaz bir dönem oldu.Fenerbahçe’de geçirdiği dört yıl boyunca bir Süper Lig şampiyonluğu yaşayan Deivid, Türkiye’deki futbolseverlerin hafızasında iz bırakan bir isim olarak kaldı. Gol sevinçleri, özellikle “yengeç dansı” olarak bilinen karakteristik kutlaması, taraftarlar arasında efsaneleşti.Bugün geriye dönüp bakıldığında Deivid’in Türkiye kariyeri, hem başarı hem de insani hikâye bakımından dikkat çekici bir örnek olarak görülüyor.


Futbol Tarihinde En Çok Asist Yapanlar.     5-Luis Suarez(319)
Futbol dünyasında Luis Suárez denildiğinde akla genellikle bitiriciliği, hırsı ve içgüdüsel golcülüğü gelir. Ancak onu gerçekten eşsiz yapan şey, yalnızca attığı goller değil, aynı zamanda yarattığı gollerdir. Suárez, kariyeri boyunca sadece kendi skor gücüyle değil, takım arkadaşlarını besleyen oyun zekâsıyla da fark yaratmıştır. Asistleri, onun oyunu ne kadar iyi okuduğunu ve futbolun kolektif yönüne ne kadar hâkim olduğunu gösterir.Teknik açıdan Suárez, klasik bir forvetten çok daha fazlasıdır. Top kontrolü, vücut dengesi ve dar alanda top saklama yeteneği, onun asist üretkenliğinin anahtarıdır. Rakip savunma oyuncularını sırtında taşırken bile topu doğru zamanda çıkarmayı başarır. Özellikle dar alanlarda yaptığı ani dönmeler ve ters paslar, onun yaratıcı doğasının bir göstergesidir. Pas verirken topa uyguladığı “ağırlık” ve “yön” o kadar hassastır ki, çoğu zaman forvet arkadaşı topa yalnızca dokunmak zorunda kalır. Bu da Suárez’in teknik becerisinin salt içgüdüsel değil, aynı zamanda hesaplanmış bir zekânın ürünü olduğunu kanıtlar.Luis Suárez, yalnızca bir gol makinesi değil, oyunu anlayan, tasarlayan ve paylaşan bir sanatçıdır. Onun asistleri, hırs ile zekânın birleşiminden doğar. Her pasında hem içgüdü hem hesap vardır; hem güç hem incelik. Suárez, bize futbolun sadece son vuruşlardan değil, doğru anı hissetmekten ibaret olduğunu hatırlatır.Golcülerin arasında bir oyun kurucu, pasörlerin arasında bir savaşçıdır.Bu yüzden çağının en eksiksiz hücumcularından biridir.



Futbol Tarihinde En Çok Gol Atanlar.             10-Eusébio(619)
Eusébio, yalnızca Portekiz futbolunun değil, dünya futbol tarihinin de en parlak yıldızlarından biridir. Mozambik’te doğup Lizbon’da efsaneleşen bu olağanüstü forvet, 1960’ların en üretken ve zarif golcüsü olarak hatırlanır. “Kara Panter” lakabını sadece hızından değil, avını bekleyen bir yırtıcı gibi soğukkanlı ve ölümcül bitiriciliğinden almıştır.Eusébio’nun en dikkat çekici yönlerinden biri, şut tekniğinin mükemmelliğiydi. Ayağının neresini kullanması gerektiğini sezgisel olarak bilir, topa vuruş anında neredeyse hiç hata yapmazdı. Sağ ayağı, topu fırlatan bir yay gibiydi: hem isabetli hem de olağanüstü güçlü. Kaleye uzak mesafeden attığı goller, sadece teknik değil aynı zamanda cesaret işiydi. Ceza sahası çevresinden topa gelişine vurduğu sert şutlar, kaleciler için çoğu zaman çaresiz bir andı.Onu benzersiz kılan bir diğer özellik, hız ve top kontrolünü birleştirme yeteneğiydi. Eusébio bir kez hızlandığında savunmacıların müdahale şansı neredeyse kalmazdı. Topu ayağına yakın tutarak koşar, yön değiştirirken bile topun kontrolünü kaybetmezdi. Bu özellik, onu yalnızca bir bitirici değil, kendi pozisyonunu yaratabilen bir hücum sanatçısı hâline getirdi.Eusébio’nun oyun zekâsı da en az fiziksel özellikleri kadar üst düzeydi. Rakip savunmanın zayıf noktalarını hızla analiz eder, pozisyonunu buna göre alırdı.Topla buluşmadan önce bile nereye koşması gerektiğini bilirdi.Benfica’da attığı 473 gol, kulüp tarihinin en yüksek rakamı olarak hâlâ yerini korur.




Fenerbahçe Fırsatı Değerlendirdi.
Fenerbahçe, Kayserispor’u 4–2 mağlup ederek ligdeki galibiyet serisini sürdürdü.                              Süper Lig’in 12.haftasında Fenerbahçe, Kadıköy’de konuk ettiği Kayserispor’u 4–2 mağlup etti. Sarı-lacivertliler, bu sonuçla ligdeki galibiyet serisini dörde çıkardı ve lider Galatasaray ile arasındaki puan farkını bire indirdi. Ülker Stadyumu’nda oynanan karşılaşma, yüksek tempolu ve bol pozisyonlu bir mücadeleye sahne oldu.Fenerbahçe karşılaşmaya baskılı başladı. Oyunun kontrolünü ilk dakikalardan itibaren eline alan sarı-lacivertliler, 38. dakikada Marco Asensio’nun ceza sahası dışından attığı şık golle 1–0 öne geçti. Bu golden sadece iki dakika sonra sahneye çıkan Dorgelès Nene, farkı ikiye çıkararak tribünleri ayağa kaldırdı. İlk yarı bu skorla tamamlanırken, Fenerbahçe soyunma odasına moralli gitti.İkinci yarıya da hızlı başlayan Fenerbahçe, 50. dakikada yeniden Nene’nin golüyle farkı üçe çıkardı. Ancak Kayserispor pes etmedi. 53. dakikada Onugkha’nın golüyle farkı ikiye indiren konuk ekip, maçtaki dengeyi bir süreliğine sağladı. Fenerbahçe, 63. dakikada Kerem Aktürkoğlu’nun attığı golle skoru 4–1’e getirdi. Bu gol, Kerem’in Fenerbahçe formasıyla ligde attığı ilk gol olarak kayda geçti.Maçın ilerleyen dakikalarında Kayserispor bir kez daha sahneye çıktı. Onugkha, 74. dakikada takımının ikinci golünü kaydederek durumu 4–2’ye getirdi. Kalan sürede iki taraf da pozisyonlar bulsa da skor değişmedi. Mücadelenin sonunda sahadan üç puanla ayrılan taraf Fenerbahçe oldu.


Galatasaray Kocaelinde Kayıp.
Galatasaray bugün Kocaelispor deplasmanında beklenmedik bir yenilgi aldı.
Mücadele boyunca topa sahip olmasına rağmen, sarı-kırmızılı ekip hücumda üretkenlik gösteremedi. Kocaelispor’un savunma hattı oldukça disiplinliydi ve Galatasaray’ın hızlı kanat oyuncularını etkisiz hale getirdi. Maçın tek golü, ilk yarının son dakikalarında geldi. Kocaelispor’un kontra atağında ceza sahası dışında topla buluşan oyuncu, düzgün bir vuruşla meşin yuvarlağı ağlara gönderdi ve takımını 1-0 öne geçirdi.İkinci yarıda Galatasaray baskısını artırmaya çalıştı.Sarı kırmızılılar birkaç net pozisyon yakaladı, ancak Kocaelispor kalecisi başarılı kurtarışlarla takımını ayakta tuttu. Teknik direktör Okan Buruk, oyuna hücum ağırlıklı değişikliklerle müdahale etse de skor değişmedi. Sarı-kırmızılılar, bitiricilik konusunda yaşadığı sıkıntı nedeniyle beraberliği bile yakalayamadı.Bu mağlubiyet, Galatasaray için lig yarışında önemli bir puan kaybı anlamına geliyor. Taraftarlar özellikle deplasman performansındaki istikrarsızlıktan rahatsız. Takımın savunmada ve hücumda yaşadığı koordinasyon sorunları dikkat çekiyor. Kocaelispor ise güçlü rakibini yenerek büyük moral kazandı ve üst sıralara tırmanma mücadelesinde önemli bir galibiyet elde etti.Galatasaray’da Teknik ekibin bu karşılaşmadan çıkaracağı dersler, sezonun kalan kısmında belirleyici olabilir. Özellikle hücum organizasyonları ve savunma konsantrasyonu, yeniden yapılandırılması gereken alanlar olarak öne çıkıyor.



Fenerbahçe Evinde 3 Puanla Ayrılmak İstiyor.
Fenerbahçe, Süper Lig’in 12. haftasında bu akşam kendi sahasında Kayserispor’u konuk edecek.
Mücadele, saat 20.00’de Şükrü Saraçoğlu Stadyumu’nda başlayacak ve beIN Sports 1 kanalından canlı olarak yayınlanacak. Ligde zirve takibini sürdüren sarı-lacivertliler, seyircisi önünde üç puan alarak liderle arasındaki farkı kapatmak istiyor.İki takım, Süper Lig tarihinde daha önce 48 kez karşılaştı. Bu maçlarda Fenerbahçe 30 kez sahadan galip ayrılırken, Kayserispor sadece 8 kez kazanabildi. Kadıköy’de oynanan karşılaşmalarda ise sarı-lacivertliler büyük bir üstünlük kurdu; 18 galibiyet, 4 beraberlik ve sadece 2 mağlubiyet elde etti. Fenerbahçe, bu istatistiği sürdürmeyi hedefliyor.Teknik direktör Domenico Tedesco yönetimindeki Fenerbahçe, hafta boyunca yaptığı antrenmanlarda maça taktik ağırlıklı çalıştı. Çabukluk, koordinasyon ve dar alanda çift kale maçlarla geçen idmanlarda oyuncuların oldukça istekli olduğu gözlendi. Ancak takımda bazı eksikler de var. Orta sahanın dinamosu İsmail Yüksek kart cezası nedeniyle forma giyemeyecek.Fenerbahçe, şu ana kadar ligde 11 maçta 7 galibiyet ve 4 beraberlik alarak 25 puan topladı. Son haftalarda aldığı üst üste galibiyetlerle moral depolayan sarı-lacivertliler, özellikle geçtiğimiz hafta Beşiktaş karşısında alınan 3-2’lik derbi zaferiyle özgüvenini tazeledi. Taraftar desteğini de arkasına alarak bu çıkışını sürdürmek istiyor.Kayserispor cephesinde ise hedef sürpriz bir sonuç almak ​olacak.


Galtasaray,Kocaeli Deplasmanın’da
Galatasaray, Süper Lig’in 12. haftasında bugün deplasmanda Kocaelispor’a konuk oluyor.
Kocaeli Stadyumu’nda oynanacak karşılaşma saat 17.00’de başlayacak ve beIN SPORTS 1 ekranlarından canlı yayınlanacak. Mücadeleyi Çağdaş Altay yönetecek; yardımcılıklarını Serkan Çimen ve Bilal Gölen yapacak. Ligde 11 maçta 9 galibiyet ve 2 beraberlikle 29 puan toplayan Galatasaray, liderlik koltuğunu korumak için sahaya mutlak galibiyet parolasıyla çıkacak.Kocaelispor ise zorlu rakibi karşısında ev sahibi avantajını kullanmak istiyor. Taraftar desteğiyle moral bulmayı hedefleyen yeşil-siyahlılar, son haftalardaki inişli çıkışlı performansını telafi etme niyetinde. Ancak takımın önemli gol ayağı Bruno Petkovic’in sakatlığı teknik heyeti zor durumda bıraktı. Yerine genç oyuncuların şans bulması bekleniyor.Galatasaray cephesinde ise moraller yüksek. Sarı-kırmızılılar hafta boyunca Florya Metin Oktay Tesisleri’nde yoğun bir antrenman programıyla maça hazırlandı. Okan Buruk’un öğrencileri, hücumda hızlı geçiş oyununa, savunmada ise kompakt kalmaya odaklandı.Maç öncesinde şehirde heyecan dorukta. Kocaeli İl Emniyeti, geniş güvenlik önlemleri aldı; stat çevresinde alkol satışı yasaklandı ve taraftar girişleri sıkı kontrol altına alındı. Biletlerin tamamına yakını satılırken, tribünlerde yaklaşık 30 bin kişinin olması bekleniyor. Bu atmosfer, hem ev sahibine enerji verecek hem de Galatasaray için ciddi bir deplasman baskısı yaratacak.

Beşiktaş Antalya’da 3 Puanı Aldı.
Beşiktaş,Süper Lig’de deplasmanda Antalyaspor’u 3-1mağlup ederek önemli bir galibiyet aldı.                             Kara Kartal, son haftalardaki formsuz gidişine bu sonuçla son verdi ve puanını 20’ye çıkararak ligde altıncı sıraya yükseldi. Teknik direktör Sergen Yalçın cezası nedeniyle kulübede yer alamasa da, takım sahada oldukça disiplinli ve dengeli bir oyun sergiledi.Maçın hemen başında Beşiktaş üstünlüğü eline aldı. Henüz 2. dakikada Tammy Abraham’ın kaydettiği golle öne geçen siyah-beyazlılar, rakibinin organize olmasına fırsat tanımadı. İlk yarının ilerleyen dakikalarında savunmadan ileri çıkan Tiago Djalo, 27. dakikada farkı ikiye çıkararak takımına rahat bir nefes aldırdı. Bu goller, Beşiktaş’ın maça ne kadar istekli ve kararlı başladığının göstergesiydi.İkinci yarıda Antalyaspor biraz daha baskılı oynamaya başladı. 52. dakikada Boli’nin attığı golle fark bire indi ve maç yeniden heyecan kazandı. Ancak Beşiktaş, rakibinin bu baskısına karşı sakinliğini korudu. 81. dakikada Jota Silva’nın attığı gol, skoru 3-1’e taşıdı ve Beşiktaş’ı rahatlatan son hamle oldu. Bu gol aynı zamanda maçın da sonucunu belirledi.Beşiktaş adına maçın en dikkat çekici yönlerinden biri, savunma hattının hücuma verdiği katkıydı. Tiago Djalo’nun golü bunun somut bir örneğiydi. Ayrıca orta saha oyuncularının pres gücü ve top kontrolü, oyunun temposunu belirledi. Antalyaspor’un özellikle ikinci yarıda geliştirdiği ataklarda kaleci Mert Günok’un kritik kurtarışları, farkın kapanmasını önledi.


Trabzondan Evinde Puan kaybı.
Trabzonspor, Trendyol Süper Lig’in 12. haftasında Papara Park’ta ağırladığı Alanyaspor ile 1-1 berabere kaldı.                                                                                                Bordo-mavili ekip karşılaşmaya hızlı başladı ve taraftarının da desteğiyle oyunun ilk bölümünde baskıyı kurdu. Mücadelenin 15. dakikasında Paul Onuachu’nun attığı golle öne geçen Trabzonspor, ilk yarıyı üstün tamamladı. Onuachu’nun bu golü takımın hücum organizasyonlarının meyvesi olurken, Trabzonspor özellikle kanat ataklarında etkili bir görüntü çizdi.Ancak ikinci yarıda oyunun temposu düştü ve Alanyaspor, topa daha fazla sahip olmaya başladı. Trabzonspor savunması zaman zaman yerleşim hataları yaparken, Alanyaspor bu açıkları değerlendirmeye çalıştı. 73. dakikada sahneye çıkan Ianis Hagi, ceza sahası dışından mükemmel bir vuruşla topu ağlara göndererek skoru 1-1’e getirdi. Bu gol, hem Alanyaspor’a puanı kazandırdı hem de Trabzonspor tribünlerinde kısa süreli bir sessizliğe neden oldu.Maçın son bölümlerinde Trabzonspor tekrar öne geçmek için bastırsa da sonuca ulaşamadı. Hücum hattında üretkenliğin azalması ve orta saha geçişlerindeki kopukluklar, ev sahibi ekibin üç puanı kaçırmasında belirleyici oldu. Teknik direktör Fatih Tekke karşılaşma sonrası yaptığı açıklamada, “Hazırlıklarımızda oynadığımız oyunun sahadakiyle pek ilgisi yoktu. Beklentimizin altında kaldık, bu oyuna göre 1 puan iyi” ifadelerini kullandı.Bu sonuçla Trabzonspor puanını 20’ye yükseltti.
Beşiktaş,Çıkış Peşinde.
Beşiktaş, Süper Lig’in 12. haftasında bu akşam Antalyaspor’a konuk oluyor.
Mücadele saat 20.00’de başlayacak ve Antalya Stadyumu’nda oynanacak. Ligde son haftalarda istediği sonuçları alamayan siyah-beyazlılar, bu maçı bir çıkış noktası olarak görüyor. Beşiktaş son 5 lig maçında sadece 5 puan toplayabildi ve taraftarın beklentisi oldukça yüksek. Antalyaspor ise inişli çıkışlı bir performans sergilese de ev sahibi avantajıyla sürpriz yapmak istiyor.Beşiktaş’ta maç öncesi ciddi eksikler bulunuyor. Orkun Kökçü ve Emirhan Topçu kart cezalısı oldukları için forma giyemeyecek. Ayrıca Rafa Silva, Necip Uysal ve Jonas Svensson sakatlıkları nedeniyle kadroda yer almıyor. Bu durum özellikle orta saha ve savunma dengesini etkileyebilir. Teknik direktör Sergen Yalçın da cezası nedeniyle kulübede yer alamayacak. Takımı bu zorlu deplasmanda yardımcı antrenör yönetecek.Antalyaspor cephesinde ise moraller yüksek. Takım teknik direktörü Erol Bulut, Beşiktaş’a karşı kariyerinde henüz galibiyet alamadı ve bu istatistiği kırmak istiyor. Ev sahibi ekip, seyircisinin desteğiyle hızlı hücumlar ve kontra ataklarla sonuca gitmeyi planlıyor. Takımda önemli bir eksik bulunmuyor, bu da kadro istikrarını Beşiktaş’a karşı bir avantaja dönüştürebilir.Bu maç sadece üç puan için değil, iki takımın da sezondaki yönünü belirlemek açısından büyük önem taşıyor.


Trabzonspor,Evinde Alanyaspor’u Konuk Ediyor
Trabzonspor bugün Süper Lig’in heyecan dolu maçında Alanyaspor’u sahasında ağırlıyor.
Şenol Güneş Spor Kompleksi’nde oynanacak karşılaşma saat 17.00’de başlayacak ve beIN Sports 1 ekranlarından canlı olarak yayınlanacak. Bordo-mavili ekip, taraftarının önünde üç puan alarak zirve yarışında iddiasını sürdürmeyi hedefliyor.Trabzonspor, geçtiğimiz haftalarda sergilediği inişli çıkışlı performansın ardından bu maçla birlikte yeniden çıkışa geçmek istiyor. Teknik direktör Fatih Tekke, özellikle orta sahadaki pas trafiğini hızlandırarak topa sahip olmayı ve kanatları etkin kullanmayı planlıyor.Alanyaspor cephesinde ise hedef, zorlu deplasmandan en az bir puanla dönmek. Akdeniz temsilcisi, kontra atak futbolunu benimseyerek Trabzonspor’un savunma arkasında bırakacağı boşluklardan faydalanmayı deneyecek.İki takım arasında oynanan son karşılaşmalar genellikle dengeli geçti. Bu da maçın temposunun ve skorun uzun süre belirsiz kalabileceğine işaret ediyor. Trabzonspor’un erken bir gol bulması halinde oyunun kontrolünü ele alması bekleniyor, ancak Alanyaspor’un disiplinli savunması bu planı bozabilir.Trabzonspor galibiyetle moral bulup üst sıralara tırmanmak isterken,Alanyaspor da alt sıralardan uzaklaşmanın peşinde olacak. Bordo-mavili taraftarlar tribünleri doldurarak takımlarına destek vermeye hazırlanırken, futbolseverleri tempolu ve çekişmeli bir karşılaşma bekliyor.



Dünyanın En İyi Futbol Kulüpleri.             17-Borussia Dortmund
Borussia Dortmund, 1909 yılında Almanya’nın Ruhr bölgesinde, Dortmund kentinde kurulan bir futbol kulübüdür.Dortmund, Almanya futbolunun profesyonel yapıya geçtiği 1963 yılında kurulan Bundesliga’nın kurucu takımlarındandır. Kulüp, 1950’li yıllarda kazandığı 1956, 1957 ve 1963 şampiyonluklarıyla ulusal sahnede önemli bir güç hâline gelmiştir. Bu dönem, kulübün “kazanmayı öğrenme” yılları olarak kabul edilir. Özellikle 1990’lı yıllarda teknik direktör Ottmar Hitzfeld yönetiminde altın çağını yaşamıştır. 1995 ve 1996 yıllarında üst üste Bundesliga şampiyonu olarak Alman futbolunun zirvesine yerleşmiştir.Borussia Dortmund’un en büyük başarısı ise 1997 yılında geldi. Kulüp, UEFA Şampiyonlar Ligi finalinde güçlü İtalyan ekibi Juventus’u 3-1 yenerek Avrupa’nın en büyüğü olmayı başardı.Aynı yıl, Kıtalararası Kupayı da kazanarak küresel düzeyde şampiyonluk sevinci yaşadı.Ayrıca, 1966’da Kupa Galipleri Kupası’nı kazanarak Avrupa sahnesine ilk kez adını yazdırmış, 2002’de UEFA Kupası finaline, 2013’te ise yeniden Şampiyonlar Ligi finaline yükselmiştir.Kulübün başarılarının ötesinde, Borussia Dortmund’u benzersiz kılan şey, onun muhteşem taraftar kültürüdür. Signal Iduna Park, yani eski adıyla Westfalenstadion, Avrupa’nın en yüksek kapasiteli futbol stadyumlarından biridir. Güney tribünü “Die Gelbe Wand” (Sarı Duvar) olarak adlandırılır ve yaklaşık 25.000 taraftarı ayakta ağırlayabilir.Bu tribün, Dortmund’un coşkulu taraftar ruhunu sembolize eder.



Fenerbahçe İstanbul’a 1 Puanla Dönüyor.
Fenerbahçe, UEFA Avrupa Ligi grup aşamasında deplasmanda Viktoria Plzeň ile 0-0 berabere kaldı.            Çekya’daki bu zorlu maçta iki takım da gol yollarında etkili olamadı. Savunma güvenliğini ön planda tutan sarı-lacivertliler, rakibin hızlı hücumlarını başarıyla durdurdu ancak hücum hattında beklenen üretkenliği gösteremedi. Özellikle ilk yarıda birkaç pozisyonda etkili olsalar da net bir gol fırsatı bulmakta zorlandılar.Teknik direktör Domenico Tedesco, sahaya dengeli bir kadro sürdü. Ancak İspanyol yıldız Marco Asensio’nun yedek başlaması hücumda yaratıcılık eksikliğine yol açtı. Asensio ikinci yarıda oyuna girse de skoru değiştiremedi. Orta saha oyuncuları İsmail Yüksek ve Jayden Oosterwolde sarı kart görerek ceza sınırına geldi; bu durum ilerleyen haftalarda takım planlarını zorlayabilir. Takım genel olarak disiplinli oynasa da son pas tercihlerinde ve bitiricilikte etkisiz kaldı.Savunma hattı ise maçın en istikrarlı bölümüydü. Fenerbahçe savunması, rakibe tehlikeli pozisyonlar vermedi ve kaleci Livaković birkaç önemli kurtarışla takımını ayakta tuttu. Bu yönüyle Fenerbahçe, Avrupa deplasmanlarında sık görülen savunma zafiyetini göstermeden sahadan bir puanla ayrılmayı başardı. Ancak taraftarlar ve teknik heyet, galibiyetin kaçmasından memnun değildi; zira bu beraberlik gruptan çıkma hesaplarını biraz daha karmaşık hale getirdi.Bu sonuçla Fenerbahçe puanını yediye yükseltti ve gruptaki iddiasını sürdürdü.

Fenerbahçe’de Hedef 3 Puan
Fenerbahçe,UEFA Avrupa Ligi grup aşamasında bugün Çekya temsilcisi Viktoria Plzeň’e konuk oluyor.                                                                              Fenerbahçe,grupta yakaladığı yükseliş trendini sürdürerek kritik bir galibiyet hedefliyor.Mücadele, Doosan Arena’da oynanacak ve Türkiye saatiyle 23.00’te başlayacak.Teknik direktör ve oyuncular için bu karşılaşma,hem Avrupa arenasında iddiasını güçlendirme hem de taraftara güçlü bir mesaj verme fırsatı taşıyor.Fenerbahçe’nin özellikle orta alandaki dinamizmi ve kanat organizasyonları,deplasmandaki en büyük kozları olacak.Hızlı hücumlarla sonuç arayan sarı-lacivertliler,rakibin savunma zaaflarını değerlendirmek isteyecek.Ev sahibi Viktoria Plzeň ise kendi taraftarı önünde oyunun kontrolünü kaybetmeyen bir ekip.Sert savunması ve hızlı geçiş oyunuyla bilinen Çek temsilcisi,iç sahada kolay teslim olmayan yapısıyla Fenerbahçe için ciddi bir test niteliğinde.Tribün atmosferinin yüksek olacağı maçta Plzeň savunma arkasına atılan toplarla etkili olmaya çalışacak.Fenerbahçe’de maç öncesinde cezalı veya büyük bir sakatlık problemi bulunmuyor. Bu durum teknik ekibin elini güçlendirirken rekabetçi bir kadronun sahaya sürülmesi bekleniyor.Özellikle hücum hattında forma rekabetinin getirdiği enerji, sarı-lacivertli taraftarları heyecanlandırıyor.Her iki takım açısından da grup sıralamasını doğrudan etkileyecek.Fenerbahçe’nin deplasmandan üç puanla dönmesi, hem tur yolunda hem de moral açısından çok değerli olacak.


Hollanda’da Galatasaray Rüzgarı
Galatasaray, UEFA Şampiyonlar Ligi’nin 4. haftasında Hollanda temsilcisi Ajax’a konuk olduğu mücadelede sahadan 3-0’lık net bir galibiyetle ayrıldı.                             Amsterdam’da oynanan karşılaşmada sarı-kırmızılı ekip ikinci yarıda ortaya koyduğu etkili oyunla hem üç puanı hem de büyük bir moral kazandı.Mücadelenin ilk yarısında iki takım da kontrollü bir futbol sergiledi. Pozisyon üretmekte zorlanan Galatasaray, savunmada ise rakibine açık vermeyerek devreye 0-0 eşitlikle girmeyi başardı. Taraftarlar bu bölümde daha çok mücadele gücü yüksek, taktik savaşının hâkim olduğu bir oyun izledi.İkinci yarıyla birlikte Galatasaray vites artırdı. Hücum hattında daha baskılı ve cesur oynayan sarı-kırmızılılar, yıldız golcüsü Victor Osimhen’in üç gol birden kaydetmesiyle maçı kopardı. İki penaltıyı başarıyla gole çeviren Osimhen, bir diğer golünü ise kafa vuruşuyla kaydederek hat-trick yaptı ve gecenin kahramanı oldu.Teknik direktör Okan Buruk’un özellikle hücum yönünde yaptığı müdahaleler takıma enerji kattı. Oyuncular arasındaki uyum ve sahaya yansıyan özgüven, galibiyetin en önemli unsurlarından biri olarak dikkat çekti. Ayrıca Galatasaray savunması da maç boyunca yüksek konsantrasyonla oynayarak rakibine gol şansı tanımadı.Bu galibiyet, Galatasaray’ın gruptaki iddiasını güçlendiren bir sonuç oldu. Ajax gibi Avrupa’nın köklü kulüplerinden birine karşı deplasmanda alınan farklı galibiyet, sarı-kırmızılıların Avrupa arenasındaki prestijine önemli bir katkı sundu.


Temsilcimiz Galatasaray,Ajax Deplasmanın’da
Ajax ile Galatasaray, bugün UEFA Şampiyonlar Ligi’nde karşı karşıya geliyor.
TSİ 23.00’te başlayacak mücadele, iki takım için de gruptaki kader maçlarından biri olarak görülüyor. Amsterdam’da oynanacak karşılaşmaya ilgi büyük, sarı-kırmızılı taraftarlar da deplasmanda takımlarını yalnız bırakmadı.Ajax cephesinde maç öncesi eksikler dikkat çekiyor. Hollanda ekibinin teknik direktörü John Heitinga, takımının özellikle maçın ilk bölümünde savunma disiplinini koruması gerektiğini belirterek “İlk yarıda gol yememek bizim için belirleyici olabilir” yorumunu yaptı. Kenneth Taylor kırmızı kart cezalısı olduğu için forma giyemeyecek. Kasper Dolberg ve Steven Berghuis’nin ise durumları son dakikada netleşecek.Galatasaray’da ise Teknik direktör Okan Buruk, oyuncularının özgüveninin yüksek olduğunu ve bu maçı da kazanma hedefiyle sahaya çıkacaklarını dile getirdi. Sarı-kırmızılı ekipte Yunus Akgün ve İlkay Gündoğan kafilede yer almıyor. Buna rağmen takım içindeki rekabet ve form durumu teknik ekibi umutlandırıyor.Maçın taktiksel açıdan büyük bir çekişmeye sahne olması bekleniyor. Ajax, topa sahip olarak oyunu kontrol etmek isterken,Galatasaray hızlı hücum planıyla rakibini zorlamayı amaçlıyor.Orta saha mücadelesi, skora doğrudan etki edecek kilit alan olarak öne çıkıyor.Galatasaray için bu karşılaşma, Şampiyonlar Ligi’nde üst turlara yürüyebilmek adına önemli bir fırsat anlamı taşıyor.Ajax ise kendi sahasında kazanarak yarıştan kopmak istemiyor.



Uefa Avrupa Ligi Şampiyonları.          19-Juventus(1990)
1989-1990 sezonu, Juventus için yeniden yükselişin simgesi oldu. O dönem İtalyan futbolu Avrupa’da büyük bir güç hâline gelirken, Torino ekibi de bu dönemin önemli temsilcilerinden biri olmayı başardı. Juventus, teknik direktör Dino Zoff yönetiminde hem iç sahada hem de uluslararası arenada iddialı bir görüntü sergileyerek UEFA Kupası’nı kazanma hedefiyle sezona başladı.Juventus, turnuva boyunca gösterdiği disiplinli futbol ve taktiksel üstünlükle dikkat çekti. Rakiplerini çeşitli skorlarla saf dışı bırakırken, savunmadaki sağlam duruş ve hücumdaki yaratıcılık takımın en büyük artılarıydı. Kupaya giden yolda her maç bir karakter gösterisine dönüşüyor, oyuncular sahada kazanma hırsını net biçimde ortaya koyuyordu.Finalde Juventus’u bir başka İtalyan takımı olan Fiorentina bekliyordu. Bu final, UEFA Kupası tarihinde iki İtalyan ekibinin karşılaştığı ilk final olarak tarihe geçti. İlk maçta Juventus, taraftarının önünde 3-1 gibi önemli bir galibiyet elde etti. Rövanş mücadelesi ise golsüz eşitlikle sona erdi. Böylece Juventus, toplam skorla kupaya uzanarak Avrupa’nın zirvesine adını yazdırdı.Bu şampiyonluk, yalnızca Juventus için değil, Serie A için de büyük bir prestij taşıyordu. İtalya futbolunun o dönem ulaştığı yüksek rekabet seviyesi, Avrupa’da alınan bu tür başarılarla tescillenmiş oldu. Juventus’un 1990 zaferi, kulüp tarihinin unutulmaz anılarından biri hâline geldi ve sonraki yıllarda kazanılan başarıların zeminini oluşturdu.


Dünyanın Gelmiş Geçmiş En İyi Teknik Direktörleri                  55-Carlos Alberto Parreira
Carlos Alberto Gomes Parreira, 27 Şubat 1943’te Rio de Janeiro’da doğmuş, futbol tarihinin en deneyimli ve uluslararası arenada en çok takım çalıştırmış teknik direktörlerinden biri olarak kabul edilir. Futbola oyuncu olarak değil, kondisyon uzmanı olarak adım atmış olması onun kariyerini farklı bir noktaya taşımıştır. 1970 FIFA Dünya Kupası’nda Brezilya Milli Takımı’nın teknik ekibinde kondisyoner olarak görev almış ve ülkenin kazandığı bu büyük başarıda rol oynamıştır.Parreira’nın en parlak başarısı, şüphesiz ki 1994 ABD Dünya Kupası’nda Brezilya’yı dünya şampiyonu yapmasıdır. 24 yıl sonra gelen bu zafer, Brezilya futboluna yeniden özgüven kazandırmış; Parreira’nın taktiksel disiplini ve savunma dengesi ön planda tutan yaklaşımı turnuvanın ana odaklarından biri olmuştur. Her ne kadar eleştiriler almış olsa da hedefe ulaşan pragmatik futbol anlayışı, onu Brezilya’nın futbol tarihine unutulmaz bir isim olarak yazdırmıştır.Brezilya dışında Kuveyt, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Güney Afrika gibi farklı milli takımları da yönetmiştir.Oyun anlayışı bakımından Parreira, savunma disiplini ve taktiksel dengeyi her zaman ön planda tutmuştur.Kariyerini onlarca yıl boyunca milli takımlar düzeyinde başarıyla sürdürmüş, farklı coğrafyalarda futbolun gelişimine katkı sağlamış bir teknik direktördür. Dünya Kupası şampiyonluğu başta olmak üzere büyük başarıları, futbol stiline getirdiği disiplin anlayışı ve global deneyimiyle futbol tarihinde seçkin bir yer edinmiştir.


Süper lig tarihinin en iyi futbolcuları         47-Mert Nobre
Mert Nobre Brezilya’da doğup futbola başlayan ve sonrasında Türk futboluna damga vuran bir golcüdür. 2004 yılında Fenerbahçe’ye transfer olmasıyla Süper Lig sahnesine çıkan Nobre, kısa sürede golcü kimliğiyle dikkatleri üzerine çekmiştir. Ceza sahası içindeki bitiriciliği, doğru zamanda doğru yerde olma yeteneği ve çalışkan yapısıyla Fenerbahçe’nin en önemli hücum silahlarından biri haline gelmiştir.Fenerbahçe formasıyla iki Süper Lig şampiyonluğu yaşayan Nobre, özellikle Alex de Souza ile yakaladığı uyum sayesinde birçok kritik maçta skor katkısı sağlamıştır. Toplamda 46 gol kaydettiği Fenerbahçe döneminde, derbilerde ve şampiyonluk yolundaki belirleyici karşılaşmalarda attığı gollerle taraftarların hafızasında unutulmaz bir iz bırakmıştır.2006 yılında Beşiktaş’a transfer olarak kariyerinde önemli bir sayfa açmıştır. Ezeli rakipler arasında yapılan bu transfer büyük ses getirirken, Nobre sahadaki performansıyla konuşulmayı sürdürmüştür. Beşiktaş’ta geçirdiği beş sezonda lig ve kupa şampiyonlukları kazanmış, özellikle 2008-09 sezonunda hem lig hem de Türkiye Kupası’nın kazanıldığı döneme önemli katkılar sunmuştur. Hırsı, azmi ve pes etmeyen yapısıyla Beşiktaş taraftarının da sevgisini kazanmayı başarmıştır.Beşiktaş sonrası Mersin İdman Yurdu ve Kayserispor gibi kulüplerde oynayarak golcülüğü kadar tecrübesini de sahaya yansıtmıştır.Nobre Profesyonel duruşu, karakteri, çalışkanlığı ve Türk futboluna katkıları ile futbol camiası tarafından saygıyla anılan bir isim olmuştur.




Müthiş Maçta,Kazanan Fenerbahçe.
Süper Lig’in 11. haftasında oynanan derbide Fenerbahçe, büyük bir geri dönüşe imza atarak Beşiktaş’ı deplasmanda 3-2 mağlup etti.
Tüpraş Stadyumu’nda muhteşem bir atmosferde gerçekleşen karşılaşma, son yılların en unutulmaz derbileri arasına girdi. Hem heyecan hem de gerilim dolu anlar, futbolseverlere adeta nefes aldırmadı.Mücadeleye çok hızlı başlayan taraf Beşiktaş oldu. Siyah-beyazlılar özellikle kanatlardan geliştirdiği ataklarla etkili oldu ve ilk 22 dakikada bulduğu iki golle skoru 2-0’a taşıdı. Tribünlerde coşku zirveye çıkarken, Beşiktaş’ın oyuna hâkim görüntüsü Fenerbahçe’yi zor duruma düşürdü.Ancak 26. Dakika’da maçın kırılma anı yaşandı.Beşiktaş’ın orta saha oyuncusu Orkun Kökçü, sert müdahalesi sonrası hakem tarafından kırmızı kartla oyun dışında bırakıldı. Bu karar sonrası Beşiktaş 10 kişi kalırken, oyunun dengesi bir anda değişti. Fenerbahçe teknik ekibi bu durumu iyi değerlendirerek ikinci yarıda daha önde baskı yapacak şekilde takımını sahaya sürdü.Fenerbahçe, ikinci yarıda maçı tamamen kontrol altına aldı. Sarı-lacivertliler önce farkı bire indirdi, ardından beraberliği sağlayarak skoru 2-2’ye getirdi. Moral üstünlüğünü eline alan konuk ekip, taraftarının da desteğini arkasında hissederek yüksek tempoyu sürdürdü ve mücadelede üçüncü golü bularak 3-2 öne geçti.Fenerbahçe skor üstünlüğünü iyi koruyarak zorlu deplasmandan altın değerinde üç puanla ayrıldı. Maç sonunda sarı-lacivertli futbolcular büyük bir sevinç yaşadı.



Dolmabahçe’de Kritik Derbi
Süper Lig’de derbi heyecanı bugün İstanbul’da yaşanacak. Ligin 11. haftasında Beşiktaş, ezeli rakibi Fenerbahçe’yi Tüpraş Stadyumu’nda konuk ediyor.
Saat 20.00’de başlayacak karşılaşma, hem şampiyonluk yarışının şekillenmesi hem de tarihi rekabet açısından büyük önem taşıyor. Taraftarlar gün boyunca maç atmosferine hazırlanırken, kentte de adeta derbi coşkusu hakim.İki takım arasındaki rekabet, Türk futbolunun en köklü mücadelelerinden biri olarak dikkat çekiyor. Geride kalan karşılaşmalarda Fenerbahçe 135 kez sahadan galip ayrılırken, Beşiktaş’ın galibiyet sayısı 129 olarak kayıtlara geçti. 97 mücadele ise beraberlikle sonuçlandı. Bu istatistikler, rekabetin ne kadar dengeli ve çekişmeli geçtiğinin de bir göstergesi.Ev sahibi Beşiktaş, taraftarının desteğiyle çıkacağı bu maçta moral bulmak istiyor. Son haftalarda inişli çıkışlı bir performans sergileyen siyah-beyazlılarda tüm planlar galibiyet üzerine kurulu. Teknik ekip, hücumcuların etkili skor katkısı yapması için özel çalışmalar gerçekleştirdi. Özellikle yıldız oyuncuların sahne alması bekleniyor.Fenerbahçe ise derbiden zaferle ayrılarak yoluna kayıpsız devam etmeyi hedefliyor. Ligde üst sıraları zorlayan sarı-lacivertliler, zorlu deplasmanda baskıya rağmen oyun planını sahaya yansıtmayı amaçlıyor. Takımda moraller yüksek ve teknik heyet taktik disipline vurgu yaparak maça hazırlanmış durumda.

Rams Park’da,Gol Sesi Çıkmadı.
Süper Lig’in 11. haftasında Galatasaray ile Trabzonspor, RAMS Park’ta karşı karşıya geldi.           Büyük bir mücadeleye sahne olan dev derbi, beklendiği gibi yüksek tempolu geçti ancak gol sesi çıkmadı. Her iki takım da girdiği pozisyonları değerlendiremeyince karşılaşma 0-0 eşitlikle sona erdi.Maça ev sahibi olarak çıkan Galatasaray, taraftarının desteğiyle oyuna hızlı başladı. Sarı-kırmızılılar, özellikle ilk yarıda rakip sahada baskı kurarak pozisyon aradı. Ancak ceza sahası içinde son vuruşlarda etkili olunamayınca aranan gol gelmedi. Galatasaray savunması ise boşluk vermeden iyi bir performans gösterdi.Trabzonspor cephesi ise kontra ataklarla etkili olmaya çalıştı. Tempoyu zaman zaman düşürerek oyunun kontrolünü eline almak isteyen bordo-mavililer, hızlı hücumlarla tehlike yarattı. Özellikle ikinci yarıda yakalanan fırsatlar değerlendirilemeyince Trabzonspor da golle buluşamadı. Maçın son bölümlerinde oyuna giren Bouchouari’nin gördüğü kırmızı kart, konuk ekibin planlarını bozdu.Her iki takımın kalecileri de dikkat çekici bir performans sergiledi. Gelen tehlikeli şutlarda başarılı kurtarışlar yapan file bekçileri, maçın skorunda önemli rol oynadı.Bu sonuçla Galatasaray, liderlik yarışında bir puan alarak yoluna devam etti fakat sahasındaki maçta avantajı tam anlamıyla kullanamadı. Trabzonspor ise zorlu deplasmandan puanla dönerek hanesine önemli bir katkı yapmış oldu. Ancak iki takım açısından da “kaçan fırsatlar” derbinin en dikkat çeken özeti oldu.

Süper Lig’de,Dev Maç.
Süper Lig’de heyecan bu akşam Rams Park’ta yaşanacak. Galatasaray, ezeli rakiplerinden Trabzonspor’u konuk ediyor.
Hem zirve yarışının hem de tarihi rekabetin ateşini taşıyan mücadele, büyük bir heyecana sahne olacak. Taraftarlar, saat 20.00’de başlayacak maç için günlerdir bekleyiş içinde.Galatasaray, ev sahibi olmanın avantajıyla sahaya çıkacak. Sarı-kırmızılı ekip, taraftar desteğini arkasına alarak oyun kontrolünü elinde tutmak istiyor. Sezona iddialı başlayan Galatasaray, rakibi karşısında hem üç puan hem de moral kazanmayı hedefliyor. Teknik heyet, özellikle hücum performansına güveniyor ve oyunun hakimiyetini ele almayı planlıyor.Trabzonspor ise zor deplasmandan puan ya da puanlarla dönmeyi amaçlıyor. Bordo-mavili ekipte Onuachu gibi fark yaratabilen gol silahlarının varlığı teknik ekibe umut veriyor. Trabzonspor, orta saha direncini yüksek tutup hızlı hücumlarla sonuca gitmeyi planlıyor. Rakibin ev sahibi etkisini kırmak ise maçın en kritik noktalarından biri olacak.İki takım arasındaki rekabet geçmişine bakıldığında Galatasaray’ın genel anlamda üstünlüğü göze çarpıyor. Özellikle İstanbul’da oynanan maçlarda sarı-kırmızılılar daha başarılı sonuçlara imza attı. Ancak her derbide olduğu gibi bugün de saha içindeki mücadele ve anlık performanslar belirleyici olacak. Futbolseverler, yüksek tempolu ve gollü bir karşılaşma bekliyor.Sonuç olarak bu müsabaka, iki takım içinde büyük önem taşırken,aynı zamanda puan tablosunu şekillendirebilecek bir karşılaşma niteliği taşıyor.



Futbol Tarihinde En Çok Asist Yapanlar.          6-Thomas Müller(314+)
Modern futbolun en sıra dışı ve özgün oyuncularından biri olan Thomas Müller, klasik pozisyon tanımlarını altüst eden bir isimdir. Kendisine ait “Raumdeuter” yani “alan yorumcusu” unvanı, oyunu okuma ve boş alanları değerlendirme konusundaki benzersiz yeteneğini yansıtır.Müller, hız veya üstün teknik gösteriler yerine oyun zekâsı, zamanlama ve pozisyon bilgisi ile fark yaratır. Bu yönleri onu sadece golcü değil, aynı zamanda asist anlamında da olağanüstü bir oyuncu yapmaktadır.Müller’in asist becerilerinin temelinde, boş alan sezgisi yer alır. Rakip savunmanın en zayıf olduğu bölgeyi hissedip oraya sızmakta ustadır. Top ayağındayken değil, çoğu zaman topsuz oyun sırasında verdiği mikro kararlar sayesinde pozisyonu şekillendirir. Bu sayede takım arkadaşlarını doğru anda doğru yerde buluşturur ve kaleye giden yolu açar. Savunmanın bir anda ortaya çıkan boşluğuna yaptığı paslar, onun oyunu en az birkaç hamle önceden düşündüğünün kanıtıdır.Takım oyununa olan katkısı, özellikle Bayern Münih ve Almanya Millî Takımı’ndaki rolüyle net bir şekilde görülür. Müller, ikinci forvet, 10 numara, hatta kanat gibi pek çok pozisyonda oynamasına rağmen her zamanda oyun bağlantısını oluşturan kilit oyuncu olmuştur. Şampiyonlar Ligi ve Dünya Kupası gibi en üst düzey platformlarda gösterdiği performans, asist yeteneklerinin yalnızca lig maçlarında değil, baskı altında ve kritik anlarda da ortaya çıktığını kanıtlar.onun asistleri genelde oyunun kaderini değiştirir.



Futbol Tarihinde En Çok Gol Atanlar.       12-Joe Bambrick(616)
Joe Bambrick, Kuzey İrlanda futbol tarihinin en etkili golcülerinden biri olarak kabul edilir.Özellikle Belfast Celtic ile geçirdiği yıllarda olağanüstü bir gol ortalamasına ulaşmış,hücum hattında sessiz ama ölümcül bir tehdit hâline gelmiştir.Onu diğerlerinden ayıran en önemli özellik, doğru yerde doğru zamanda bulunma konusundaki benzersiz iç güdüsüydü.Bambrick’in bitiricilik yeteneği, büyük ölçüde pozisyon alma zekâsına dayanıyordu. Ceza sahası içinde nerede durması gerektiğini çok iyi bilir, savunmacıların arkasında kaybolarak bir anda gol pozisyonuna girerdi. Vuruşlarında gösterişten uzak bir sadelik bulunsa da, bu sadelik Bambrick’i durdurmayı neredeyse imkânsız kılıyordu. Kaleciyi karşısına aldığında yapacağı hareketi tahmin etmek zor olurdu; dar açıdan köşeye yerleştirilmiş şutlar, kalecinin üstünden yapılan yumuşak dokunuşlar ve sert tek vuruşlar onun karakteristik seçkisinin parçalarıydı.Joe Bambrick yalnızca ayaklarıyla değil, aynı zamanda havadan gelen topları değerlendirmede de çok başarılıydı. Güçlü boy avantajına sahip olmamasına rağmen zamanlaması mükemmeldi. Hava toplarında doğru yükselme anını seçer ve savunmacıya temas ettirmeden kafayla golü tamamlayabilirdi. Bu becerisi onu set oyunlarında ve ortalarla beslenen hücumlarda çok değerli bir silah hâline getirmiştir.Bambrick, bazen en zor golleri kolaymış gibi gösteren bir ustalığa sahipti.Sonuç olarak Joe Bambrick’in gol becerileri, fiziksel güçten çok zekâya, sezgiye ve ustalıklı bitiriciliğe dayanıyordu.


Dünyanın En İyi Futbol Kulüpleri.            18-Santos
Santos,1912 yılında Brezilya’nın São Paulo eyaletinde kurulan ve dünya futbol tarihinde derin izler bırakmış bir kulüptür. Özellikle yetiştirdiği yıldızlar, oynattığı hücum futbolu ve kazandığı uluslararası başarılarla “futbolun mabedi” olarak anılan Santos, Pele’nin evi olmasıyla da hafızalara kazınmıştır.1950’lerin sonundan 1970’li yılların başına kadar süren dönem, Santos’un futbol tarihine damga vurduğu altın çağıdır. Pele, Coutinho ve Pepe gibi efsanevi oyuncuların forma giydiği bu yıllarda Santos; iki Copa Libertadores (1962, 1963) ve iki Kıtalararası Kupa (1962, 1963) şampiyonluğu kazanarak adını dünya çapında duyurmuştur. Aynı dönemde yurt içinde de sayısız ulusal ve eyalet şampiyonluklarına ulaşan kulüp, dönemin en saldırgan ve bol gollü takımlarından biri olarak tarihe geçmiştir.Kulüp bugüne kadar sekiz kez Brezilya Serie A şampiyonluğu elde etmiş, ülke futbolunun en prestijli turnuvalarından Copa do Brasil’i 2010 yılında kazanmıştır. Bunun yanı sıra São Paulo Eyalet Ligi’nde (Paulista) 20’den fazla şampiyonluk elde ederek bölgesel alanda da istikrarlı biçimde üst seviyede kalmayı başarmıştır.Santos’un dünya çapındaki ününün bir diğer önemli nedeni ise altyapısından yetişen yıldızlardır. Robinho, Neymar, Rodrygo gibi futbolcuların Santos formasıyla profesyonel hayata adım atması kulübün “yetenek fabrikası” olarak anılmasını sağlamıştır.kulüb Neymar önderliğinde 2011 kadrosu, Copa Libertadores’i kazanarak kulübün uluslararası arenada tekrar hatırlanmasını sağladı.


Uefa Avrupa Ligi Şampiyonları.              18-Napoli(1989)
1989 UEFA Kupası şampiyonluğu, Napoli’nin hem sportif hem de kültürel olarak zirveye çıktığı anlardan biridir. İtalya’nın güneyinde yer alan Napoli şehri, uzun yıllar boyunca ülkenin kuzeyine kıyasla geri planda görülmüş, sosyoekonomik açıdan da ayrımcılığa uğramış bir bölgeydi. Ancak tüm bu önyargılar, kulübün 1988-1989 sezonunda Avrupa’da elde ettiği bu tarihi zaferle yerle bir edildi.Napoli o dönemde Diego Armando Maradona gibi dünya futbolunun en büyük efsanelerinden birine sahipti. Maradona sadece bir futbolcu değil, şehrin ruhunu sahaya taşıyan bir figürdü. Yanında Brezilyalı golcü Careca ve İtalyan yıldız Bruno Giordano gibi isimler,Napoli’ye hücum gücü ve izlenmesi zevk veren bir oyun kimliği kazandırdı.Kupaya uzanan en kritik eşiklerden biri, yarı finalde Alman devi Bayern Münih’e karşı oynanan iki maçtı. San Paolo Stadyumu’ndaki ilk karşılaşmada Napoli’nin 2-0’lık galibiyeti hem moral verdi hem de güven tazeledi. Rövanş maçında Almanya’da alınan 2-2’lik beraberlik ise finale giden yolu açan tarihi bir sonuç oldu.Finalde Napoli’nin rakibi bir başka Alman temsilcisi olan Stuttgart’tı. İlk maçta Napoli sahasında 2-1 kazanarak avantaj yakaladı. Rövanş mücadelesi ise tam anlamıyla bir futbol şöleni niteliğindeydi. Napoli’nin 3-3’lük beraberlik alarak toplamda 5-4’lük skorla kupayı kazanması, şehrin tarihinde görülmemiş bir coşkuya yol açtı. Sokaklar günlerce süren kutlamalara sahne oldu ve bu zafer halkın hafızasına kazındı.




Dünyanın Gelmiş Geçmiş En İyi Teknik Direktörleri                         56-Don Revie
Don Revie, İngiliz futbol tarihine damga vurmuş en önemli teknik direktörlerden biridir. Futbolculuktan gelen bilgi birikimini, özellikle Leeds United’da gösterdiği liderlikle taçlandırmış ve 1960’ların sonu ile 1970’lerin başına damga vuran bir futbol anlayışı geliştirmiştir. Onun teknik direktörlük kariyeri, başarılar kadar tartışmaları da içinde barındıran çok yönlü bir hikâyeye sahiptir.Revie’nin teknik direktörlük kariyerindeki en parlak dönem Leeds United yıllarıdır. 1961’de göreve geldiğinde kulüp küme düşme tehlikesiyle karşı karşıyaydı. Revie, takımı disiplinli bir çalışma düzenine sokarak kısa sürede güçlü bir sportif yapı oluşturdu. Profesyonellik anlayışı, rakip analizine verdiği önem ve takım içi aile ortamını geliştiren yaklaşımı Leeds’i İngiltere ve Avrupa’nın en güçlü ekiplerinden biri hâline getirdi. Bu dönemde lig şampiyonlukları, ulusal ve uluslararası kupalar kazanıldı ve Leeds, sert ve mücadeleci kimliğiyle ün kazandı. Bazı kesimlerin takımı “agresif” bulması ise Revie’nin başarısının yanında gelen eleştirilerin başında yer aldı.Leeds ile kazandığı başarıların ardından 1974’te İngiltere Millî Takımı’nın başına geçen Revie, kulüp kariyerindeki ivmeyi burada sürdüremedi.Teknik direktörlük kariyerinin son dönemlerinde Revie, Birleşik Arap Emirlikleri ve Al-Nasr gibi Orta Doğu takımlarında görev yaptı.Burada profesyonelliği ve organizasyon becerisiyle iz bırakmayı başardı.Don Revie’nin mirası bugün modern futbolun yapı taşları arasında görülmektedir.




Süper lig tarihinin en iyi futbolcuları        46-Alanzinho

Alanzinho’nun Süper Lig kariyeri, Türkiye’de iz bırakmış Brezilyalı futbolcuların renkli hikâyelerinden biridir. Tam adı Alan Carlos Gomes da Costa olan oyuncu, 2009 yılında Stabæk’ten Trabzonspor’a transfer edildiğinde büyük bir beklenti yaratmıştı. Teknik kapasitesi, top sürme becerisi ve dar alanda çözüm üretme yeteneğiyle dikkatleri üzerine çekti. Trabzonspor taraftarı onun ayağına top geldiğinde heyecanla ayağa kalkmayı severdi.Trabzonspor döneminde özellikle Şenol Güneş yönetiminde daha fazla öne çıktı. Takımın hücum organizasyonlarında kilit rol aldığı maçlar oldu. 2010–2011 sezonunda Trabzonspor’un şampiyonluk yolunda verdiği büyük mücadelede Alanzinho da takımın önemli hücum silahlarından biriydi. Yaratıcılığı, asistleri ve oyunu yönlendirmesiyle katkı sağladı. Ancak fiziksel olarak rakiplerle mücadelede zayıf kalması ve istikrar sorunları, onu sürekli ilk 11 oyuncusu olmaktan uzaklaştırdı.Alanzinho, Süper Lig’e teknik futbolun estetiğini taşıyan isimlerden biri olarak hatırlanıyor. Topla buluştuğunda yaratabileceği tehlike, taraftarlara her zaman umut verirdi. İnişli çıkışlı performansına rağmen futbolseverlerin aklında iz bırakmayı başardı. Trabzonspor tribünleri için hâlâ keyifli maçların gizli kahramanlarından biri olarak anılıyor.2014 yılında Trabzonspor’dan ayrılan Alanzinho, Gaziantepspor’a transfer oldu. Ancak burada Trabzon’daki günlerini aratan bir performans sergiledi ve kısa süre sonra Balıkesirspor’un yolunu tuttu.


Fenerbahçe,Çok Rahat Kazandı.
Süper Lig’in 10. haftasında deplasmanda Gaziantep FK’ya konuk olan Fenerbahçe,sahadan 4-0’lık net bir galibiyetle ayrıldı.                                                                   Sarı-lacivertliler,maçın başından sonuna kadar oyunun kontrolünü elinde tutarak hem skor hem de oyun üstünlüğünü rakibine kabul ettirdi.Karşılaşmanın hemen başında baskılı bir oyun kuran Fenerbahçe, 5. dakikada Youssef En-Nesyri’nin golüyle öne geçti.Rakip savunmanın hatasını affetmeyen Faslı forvet, düzgün bir vuruşla topu ağlara gönderdi. Ataklarını sürdüren sarı-lacivertliler, 22. dakikada yine En-Nesyri’nin golüyle farkı ikiye çıkardı. Bu gollerle Fenerbahçe, ilk yarıyı 2-0 önde kapattı.İkinci yarıya da tempolu başlayan Fenerbahçe, rakibine pozisyon vermeden oyunu domine etti. Maçın son dakikalarına doğru Anderson Talisca sahneye çıktı. Brezilyalı yıldız, 81. dakikada ceza sahası dışından mükemmel bir şutla skoru 3-0 yaptı. 88. dakikada bir kez daha sahneye çıkan Talisca, farkı dörde çıkararak maçın skorunu ilan etti. Bu goller, Talisca’nın Süper Lig’deki gol sayısını da artırdı.Ev sahibi ekip Gaziantep FK, 86. dakikada gördüğü kırmızı kartla mücadeleyi 10 kişi tamamladı. Kırmızı kartın ardından savunmada iyice dağınık bir görüntü sergileyen Gaziantep ekibi, son dakikalarda Fenerbahçe’nin hücumlarına karşı koymakta zorlandı. Taraftarlar ise maçın bitimiyle birlikte oyunculara tepki gösterdi.Bu galibiyetle birlikte Fenerbahçe, puanını 22’ye yükselterek zirve yarışında iddiasını sürdürdü.


Fenerbahçe,Kritik Deplasman’da
Trendyol Süper Lig’in 10. haftasında Fenerbahçe, bu akşam deplasmanda Gaziantep FK ile karşı karşıya gelecek bir                                                                               Mücadele, Gaziantep Stadyumu’nda saat 20.00’de başlayacak. Ligde üst sıraları hedefleyen sarı-lacivertliler için bu maç büyük önem taşıyor. Ev sahibi Gaziantep FK ise kendi sahasında güçlü rakibini mağlup ederek çıkışa geçmek istiyor.Fenerbahçe, ligde oynadığı 9 maçta 5 galibiyet ve 4 beraberlik alarak 19 puan topladı ve haftaya 3. sırada girdi. Son haftalarda gol yollarında etkili bir performans sergileyen sarı-lacivertliler, namağlup serisini sürdürmeyi hedefliyor. Gaziantep FK ise ligde inişli çıkışlı bir grafik çiziyor. Kırmızı-siyahlılar, evinde alacağı bir galibiyetle orta sıralara tırmanmak amacında.Fenerbahçe ile Gaziantep FK bugüne kadar Süper Lig’de 13 kez karşılaştı. Bu maçlarda Fenerbahçe 10 galibiyet alırken, Gaziantep FK 2 kez kazandı. 1 karşılaşma ise beraberlikle sonuçlandı. Bu istatistik, sarı-lacivertlilerin karşılaşma öncesi moral motivasyon açısından avantajlı olduğunu gösteriyor.Fenerbahçe, deplasmanda alacağı bir galibiyetle zirve yarışını sürdürmek istiyor. Son haftalarda hücum gücünü artıran sarı-lacivertliler, oyunun temposunu kontrol ederek sonuca gitmeyi hedefliyor. Gaziantep FK ise özellikle iç saha atmosferini avantaja çevirip, güçlü rakibine karşı puan ya da puanlar alma peşinde olacak.
Aslan,Derbi Öncesi Hata Yapmadı.
Süper Lig’in 10. haftasında Galatasaray, Rams Park’ta konuk ettiği Göztepe’yi 3-1 mağlup etti.             Karşılaşmanın başında konuk ekip Göztepe etkili başladı ve 6. dakikada Efkan Bekiroğlu’nun attığı golle öne geçti. Bu golle birlikte Galatasaray kısa süreli bir şaşkınlık yaşasa da oyun üstünlüğünü kısa sürede eline aldı.Galatasaray’ın eşitlik golü 19. dakikada Victor Osimhen’den geldi. Nijeryalı golcü, ceza sahası içinde fırsatçılığını konuşturarak skoru 1-1’e getirdi. Bu dakikadan sonra oyunun kontrolü tamamen sarı-kırmızılılara geçti. Göztepe’nin savunmada yaptığı sert müdahaleler dikkat çekerken, ilk yarının son dakikalarında yapılan bir faul sonrası kırmızı kart çıktı ve Göztepe 10 kişi kaldı.İkinci yarıya tempolu başlayan Galatasaray, rakibinin bir kişi eksik olmasının da avantajıyla oyunu rakip yarı alana yıktı. Dakikalar 63’ü gösterdiğinde Gabriel Sara ceza sahası dışından harika bir vuruşla takımını öne geçirdi. Bu golden yalnızca üç dakika sonra sahneye çıkan Mauro Icardi farkı ikiye çıkardı ve skor 3-1’e geldi. Arjantinli yıldızın bu golü, Galatasaray taraftarını coşturdu.Kalan dakikalarda Galatasaray topa daha fazla sahip olarak oyunun temposunu düşürdü ve skoru korumayı başardı. Göztepe zaman zaman kontra ataklarla tehlike yaratmaya çalışsa da Muslera’nın başarılı kurtarışları farkın kapanmasına izin vermedi. Maçın son düdüğüyle birlikte Galatasaray 3 puanı hanesine yazdırırken, Göztepe sahadan puansız ayrıldı.


Galatasaray’ın Rakibi Göztepe
Süper Lig’in 10. haftasında Galatasaray, bu akşam kendi sahasında Göztepe’yi konuk ediyor. Mücadele saat 17.00’de Rams Park’ta oynanacak.
Sarı-kırmızılılar, taraftarı önünde kazanarak liderlik koltuğunu sağlamlaştırmak istiyor. Göztepe ise zorlu deplasmandan sürpriz bir sonuçla dönmeyi hedefliyor.Galatasaray, maç öncesi son antrenmanını dün Florya Metin Oktay Tesisleri’nde gerçekleştirdi. Teknik direktör Okan Buruk, idmanda pas ve pres çalışmasına ağırlık verirken, özellikle hücum organizasyonlarında bitiricilik vurgusu yaptı. Takım moral olarak yüksek bir atmosferde sahaya çıkmaya hazırlanıyor. Göztepe cephesinde ise teknik direktör Stanimir Stoilov, rakibin güçlü yönlerine karşı savunma güvenliğini ön planda tutmayı planlıyor.Galatasaray’da birkaç önemli eksik dikkat çekiyor. Savunmada Wilfried Singo ve orta sahada İlkay Gündoğan, sakatlıkları nedeniyle kadroda yer alamayacak. Ayrıca Lucas Torreira, ailevi nedenlerle izinli ve durumu maç saatinde netleşecek. Öte yandan Davinson Sánchez, sarı kart sınırında bulunuyor ve olası bir kart görmesi durumunda bir sonraki hafta cezalı duruma düşecek.Galatasaray ile Göztepe, Süper Lig tarihinde bugüne kadar 62 kez karşı karşıya geldi. Bu maçlarda Galatasaray 38 galibiyet alırken, Göztepe 11 kez sahadan galip ayrıldı, 13 maç ise berabere sona erdi. Sarı-kırmızılılar rakibine karşı 99 gol kaydederken, bu maçta 100. golü bulma şansı da bulunuyor. Bu istatistik, mücadeleye ayrı bir anlam kazandırıyor.


Beşiktaş,Zorlu Kasımpaşa Deplasmanında.
İstanbul’un iki köklü ekibi Kasımpaşa ve Beşiktaş, bugün Recep Tayyip Erdoğan Stadyumu’nda karşı karşıya gelecek.                                                              Mücadele saat 20.00’de başlayacak ve beIN Sports 1 ekranlarından canlı olarak yayınlanacak. Karşılaşmada Adnan Deniz Kayatepe düdük çalacak.Ev sahibi Kasımpaşa, son haftalarda sergilediği mücadeleci futboluyla dikkat çekiyor. Lacivert-beyazlılar, seyircisi önünde güçlü rakibine karşı puan ya da puanlar alarak üst sıralara tırmanmayı hedefliyor. Takımda teknik direktör Sami Uğurlu, oyuncularına Beşiktaş’ın savunma zaaflarını değerlendirmeleri yönünde uyarılarda bulundu. Özellikle kanat oyuncuları ve hızlı hücumlarla Beşiktaş savunmasını zorlamayı planlayan Kasımpaşa, iç saha avantajını en iyi şekilde kullanmak istiyor.Zorlu bir dönemden geçen Beşiktaş ise bu maça büyük bir baskı altında çıkıyor. Siyah-beyazlı ekip, son dört lig maçında Kasımpaşa’ya karşı galibiyet alamadı. Teknik direktör Sergen Yalçın, bu kötü seriyi sonlandırarak takıma moral kazandırmak istiyor. Ancak Beşiktaş’ta sakatlıklar can sıkıyor; Rafa Silva ve Emrecan Terzi gibi bazı isimler maç kadrosunda yer alamayabilir. Ayrıca savunmanın önemli ismi Uduokhai sarı kart sınırında bulunuyor.Bu karşılaşma yalnızca üç puan anlamına gelmiyor; her iki takım için de moral, güven ve istikrar mücadelesi anlamı taşıyor. Beşiktaş, zirve yarışından kopmamak istiyor; Kasımpaşa ise evinde güçlü bir rakibi yenerek ligdeki iddiasını pekiştirmeyi hedefliyor.


Futbol Tarihinde En Çok Asist Yapanlar.       7-Kevin De Bruyne(304+)



Futbol tarihinde oyunu şekillendiren en önemli oyuncular genellikle gol atanlar olmuştur. Ancak oyunun görünmeyen kahramanları, yani “asist ustaları”, modern futbolun kalbinde yer alır. Bu isimlerin başında gelen Kevin De Bruyne, pas kabiliyeti, oyun zekâsı ve teknik çeşitliliğiyle çağımızın en yaratıcı futbolcularından biridir. Belçikalı yıldız, yalnızca Manchester City’nin değil, modern futbolun da en üretken oyun kurucularından biri olarak kabul edilir.De Bruyne’nin en dikkat çeken yönü, olağanüstü oyun görüşüdür. Sahadayken adeta birkaç saniye sonrasını tahmin edebilir. Rakip savunmanın konumunu sürekli analiz eder ve boşlukları bir satranç ustası gibi öngörür. Topu ayağına aldığında başını kaldırıp pas kanallarını tarar, ardından savunmanın dengesini bozacak kusursuz bir top gönderir. Pep Guardiola’nın deyimiyle “Kevin, sahada bir radar gibi çalışır.” Bu sezgisel okuma yeteneği, onun attığı her pası yalnızca teknik bir hareket değil, aynı zamanda bir stratejik hamle hâline getirir.De Bruyne, futbol tarihinin en eksiksiz pasörlerinden biridir.Kısa, uzun, ara, çapraz ya da dış bilekle atılan paslarda aynı derecede ustadır.De Bruyne yalnızca asist yapan bir futbolcu değildir; asisti bir sanat hâline getirmiştir. Onun pasları, futbolun estetik yönünü yansıtır; hız, zekâ ve duygunun birleşimidir.Oyun tarzı, modern futbolun evrimini anlatan bir ders gibidir. Futbol tarihine yalnızca istatistikleriyle değil, oyuna kattığı zarafet ve düşünsel derinlikle geçmiştir.


Futbol Tarihinde En Çok Gol Atanlar.        13-Abe Lenstra(576)

Abe Lenstra, Hollanda futbol tarihinin en önemli figürlerinden biri olarak kabul edilir. 1920 yılında Heerenveen’de doğan Lenstra, 1940’lı ve 1950’li yıllarda yalnızca Hollanda’nın değil, Avrupa’nın da en üretken golcülerinden biri olmuştur. Döneminin koşulları göz önüne alındığında, amatör futbol ortamında böylesine istikrarlı bir performans gösterebilmek onu olağanüstü kılmıştır. Günümüzün yıldız forvetleriyle kıyaslandığında, Lenstra modern futbolun öncülerinden biri olarak görülebilir.Lenstra’nın en belirgin özelliği, tartışmasız biçimde bitiricilik yeteneğiydi. Ceza sahasında bulunduğu her pozisyonda soğukkanlılığını korur, topa vuruş zamanlamasını mükemmel ayarlardı. Sağ ve sol ayağını aynı derecede iyi kullanabiliyor oluşu, onu savunmalar için tahmin edilmez bir forvet haline getirirdi. Çoğu golünü tek vuruşla atması, sezgilerinin ve zamanlama becerisinin olağanüstü olduğunu gösteriyordu. Özellikle kalecinin üzerinden yaptığı aşırtma vuruşlar ve köşelere yerleştirdiği şutlar, onun imza hareketleri arasında sayılırdı.Abe Lenstra yalnızca ceza sahası içinde etkili bir bitirici değildi; aynı zamanda oyunu yönlendirebilen bir hücum organizatörüydü. Kısa mesafede hızlı hızlanması, topu ayağından açmadan yaptığı driplingler ve birebir mücadelelerdeki dengesini koruma becerisi onu çok yönlü bir forvet haline getirdi.Sonuç olarak, Abe Lenstra yalnızca goller atan bir futbolcu değil, golü bir sanat biçimi olarak icra eden bir ustaydı.


Dünyanın En İyi Futbol Kulüpleri.               19-Roma
İtalyan futbolunun köklü kulüplerinden biri olan AS Roma,1927 yılında Roma şehrinde üç kulübün birleşmesiyle kurulmuştur.“Giallorossi” yani “Sarı-Kırmızılılar”olarak bilinen takım, kuruluşundan itibaren başkent Roma’nın futbol kimliğini temsil etmeyi amaçlamıştır.Roma halkı için yalnızca bir spor kulübü değil,aynı zamanda bir gurur ve kimlik sembolüdür.Kulüp tarihinin ilk dönemlerinde Serie A’da kalıcı bir yer edinmeyi başarmış ve zamanla İtalya’nın en önemli futbol takımlarından biri haline gelmiştir.AS Roma,İtalya’nın en üst düzey futbol ligi olan Serie A’da üç kez şampiyonluk kazanmıştır.Bu başarılar 1941-42,1982-83 ve 2000-01 sezonlarında elde edilmiştir. Özellikle 1982-83 sezonundaki şampiyonluk, Roma tarihinin en unutulmaz dönemlerinden biri olarak kabul edilir.O dönem takımın başında Nils Liedholm bulunuyordu ve efsanevi futbolcu Bruno Conti,takımın öne çıkan yıldızlarından biriydi.2000-01 sezonundaki şampiyonluk ise Francesco Totti’nin kaptanlığında gelmiş ve Roma’nın modern çağdaki en büyük başarısı olarak anılmıştır.Kulüp,İtalya Kupası olan Coppa Italia’yı dokuz kez kazanarak bu alanda da büyük bir istikrar göstermiştir.Ayrıca Supercoppa Italiana’yı iki kez kazanmış ve ülke futbolundaki rekabetin önemli aktörlerinden biri olmuştur.Roma, Avrupa sahnesinde de adından söz ettirmiştir.1960-61 sezonunda Inter-Cities Fairs Cup şampiyonluğunu kazanarak Avrupa’da kupa kazanan ilk İtalyan kulüplerden biri olmuştur.2021-22 sezonunda’da UEFA Avrupa Konferans Ligi’ni kazandılar



Şampiyonlar Ligi Kazananları                33-PSG(2025)
2025 yılı, Paris Saint-Germain’in (PSG) uzun süredir peşinde koştuğu bir hayalin gerçeğe dönüştüğü yıl olarak tarihe geçti. Yıllardır büyük yatırımlar, yıldız transferler ve bitmek bilmeyen beklentilerle anılan Fransız devi, sonunda Avrupa’nın en prestijli kupası olan UEFA Şampiyonlar Ligi’ni kazandı. Bu zafer, sadece bir kulüp başarısı değil, aynı zamanda Fransız futbolu için de tarihi bir kilometre taşı oldu.PSG, 2024-25 sezonuna teknik direktör Luis Enrique yönetiminde yeniden yapılanmış bir kadroyla başladı. Önceki yıllarda bireysel yıldızlara dayalı oyun anlayışını terk eden kulüp, bu kez daha kolektif ve dengeli bir sistem benimsedi. Genç yeteneklerin parlaması, takım içi uyumun artması ve savunmadan hücuma kadar disiplinli bir yapı oluşturulması bu dönüşümün temel taşları oldu. Sezon boyunca Ligue 1’de rakiplerine fark atarak şampiyon olan PSG, aynı zamanda Avrupa arenasında da etkileyici bir performans sergiledi.31 Mayıs 2025’te Almanya’nın Münih kentindeki Allianz Arena’da oynanan finalde PSG, İtalyan temsilcisi Inter Milan’ı 5-0 gibi tarihi bir skorla mağlup etti. Bu sonuç, Şampiyonlar Ligi finalleri tarihinde en farklı galibiyet olarak kayıtlara geçti. Genç yıldız Désiré Doué attığı iki golle maça damgasını vururken, takımın geri kalanı da kusursuz bir uyum içinde oynadı. Luis Enrique’nin taktiksel disiplini, yüksek tempolu pres anlayışı ve hücumdaki çeşitlilik, PSG’yi rakibine karşı üstün kıldı.
Fenerbahçe,Evinde Kazandı.
Fenerbahçe, UEFA Avrupa Ligi grup aşamasında Kadıköy’de Almanya temsilcisi Stuttgart’ı konuk etti.    Taraftarının büyük desteğiyle sahaya çıkan sarı-lacivertliler, zorlu mücadeleden 1-0’lık galibiyetle ayrılarak grubunda önemli bir avantaj elde etti.Karşılaşmanın ilk dakikalarından itibaren oyunun kontrolünü elinde tutan Fenerbahçe, özellikle orta sahada kurduğu baskıyla rakibine alan bırakmadı. Stuttgart ise hızlı hücumlarla etkili olmaya çalışsa da Fenerbahçe savunması disiplinli bir görüntü sergiledi. İlk yarıda net pozisyonlar yakalayan sarı-lacivertliler, aradığı golü bulmakta zorlandı.Maçın ikinci yarısında ise Fenerbahçe’nin baskısı sonuç verdi. 68. dakikada kazanılan penaltıyı gole çeviren sarı-lacivertliler, 1-0 öne geçerek tribünleri ayağa kaldırdı. Golden sonra Stuttgart beraberlik için riskler alsa da, Fenerbahçe kalecisi ve savunma hattı hatasız bir performans sergiledi. Maçın geri kalan bölümünde skor değişmedi ve temsilcimiz sahadan 1-0 galip ayrıldı.Bu sonuçla Fenerbahçe, Avrupa Ligi grubunda üç puanı hanesine yazdırarak liderlik mücadelesinde önemli bir adım attı. Teknik direktör Domenico Tedesco’nun öğrencileri, savunmadaki sağlam duruşları ve takım disiplinleriyle dikkat çekti.Fenerbahçe, bu galibiyetle hem moral buldu hem de Avrupa’da yoluna emin adımlarla devam etti. Taraftarlar maç sonunda takımlarını uzun süre alkışladı.Stuttgart ise sahadan eli boş dönerek grupta kritik bir puan kaybı yaşadı.



Kanarya,Kadıköy’de Stuttgart’ı Konuk Ediyor
Fenerbahçe, UEFA Avrupa Ligi 2025-26 sezonunun 3. haftasında bu akşam Almanya temsilcisi Stuttgart ile karşı karşıya gelecek.                                                         Mücadele,Kadıköy Şükrü Saraçoğlu Stadyumu’nda saat 19.45’te başlayacak ve TRT 1 ekranlarından şifresiz olarak yayınlanacak. Maçı Danimarkalı hakem Jakob Kehlet yönetecek; yardımcılıklarını Lars Hummelgaard ve Wollenberg Rasmussen üstlenecek.Teknik direktör Domenico Tedesco yönetiminde son antrenmanını tamamlayan Fenerbahçe, karşılaşmaya mutlak galibiyet parolasıyla çıkıyor. Sarı-lacivertliler, grup aşamasında ev sahibi avantajını en iyi şekilde kullanmak istiyor. Takımda sakatlığı süren birkaç oyuncu bulunuyor; özellikle forvet hattında yaşanan eksiklik teknik ekibi düşündürüyor. Ancak taraftar desteğiyle birlikte yüksek tempolu bir oyun planı hedefleniyor.Rakip Stuttgart ise deplasmana moralli geliyor. Bundesliga’da geçtiğimiz hafta Wolfsburg’u 3-0 mağlup eden Alman ekibi, formda bir görüntü çiziyor. Teknik direktör Sebastian Hoeneß yönetimindeki takım, kanat organizasyonları ve hızlı hücum planlarıyla Fenerbahçe savunmasını zorlamayı amaçlıyor. Stuttgart’ta bazı önemli isimlerin sakat olması ise deplasman ekibi açısından handikap yaratabilir.Fenerbahçe açısından bu karşılaşma yalnızca üç puan değil, aynı zamanda moral ve prestij anlamında da önem taşıyor.Sonuç olarak Fenerbahçe, Avrupa arenasında taraftarının desteğiyle güçlü bir galibiyet peşinde olacak.



Avrupa’da Galatsaray’ın Gecesi
Galatasaray, UEFA Şampiyonlar Ligi grup aşamasında Bodø/Glimt’i sahasında 3-1 mağlup ederek gruptaki iddiasını sürdürdü.                                                              Sarı-kırmızılılar, RAMS Park’ta taraftarının büyük desteğiyle oynadığı mücadelede özellikle ilk yarıda sergilediği baskılı futbolla rakibine üstünlük kurdu.Maçın henüz 3. dakikasında Galatasaray, Nijeryalı yıldız Victor Osimhen’in ağları sarsmasıyla 1-0 öne geçti. Bu golün ardından oyunun kontrolünü tamamen eline alan sarı-kırmızılılar, Bodø/Glimt’in savunma hatalarını iyi değerlendirdi. 28. dakikada yine Osimhen sahneye çıktı ve farkı ikiye çıkardı. İlk yarı bu skorla, 2-0 Galatasaray üstünlüğüyle sona erdi.İkinci yarıya da aynı tempoyla başlayan Galatasaray, 60. dakikada Yunus Akgün’ün golüyle skoru 3-0’a taşıdı. Bu dakikadan sonra oyunun temposu biraz düşerken, Bodø/Glimt daha fazla risk almaya başladı. Norveç ekibi, 76. dakikada Andreas Helmersen’in attığı golle farkı bire indirdi, ancak Galatasaray kalan sürede skoru korumayı başardı ve sahadan 3-1 galip ayrıldı.Galatasaray’da maçın yıldızı şüphesiz iki gol atan Victor Osimhen oldu. Nijeryalı forvetin yanı sıra, Lucas Torreira orta sahada gösterdiği mücadeleci oyunuyla dikkat çekerken, Davinson Sánchez savunmada kritik müdahaleleriyle fark yarattı. Bodø/Glimt cephesinde ise savunmadaki konsantrasyon eksiklikleri ve bireysel hatalar mağlubiyetin en önemli sebeplerinden biri olarak öne çıktı.Bu sonuçla Galatasaray, puanını 7’ye yükseltti




Konya’da 3 Puan Beşiktaş’ın
Beşiktaş, deplasmanda Konyaspor’u 2-0 mağlup etti.     Siyah-beyazlılar, Konya Büyükşehir Stadı’nda oynanan mücadelede sergilediği kontrollü ve etkili oyunla üç puanı hanesine yazdırdı.Beşiktaş, özellikle savunmada disiplini elden bırakmadan oynadı ve hücumda bulduğu fırsatları iyi değerlendirdi.Maçın ilk golü 21. dakikada Beşiktaş’ın yeni transferi Wilfred Ndidi’den geldi. Orta sahada topu kazanan Ndidi, ceza sahası dışından yaptığı sert vuruşla kaleciye şans tanımadı ve takımını 1-0 öne geçirdi. Bu gol, Beşiktaş’ın oyun kontrolünü tamamen eline almasını sağladı.İkinci yarıda Konyaspor, beraberlik golü için baskısını artırsa da Beşiktaş savunması hatasız bir performans sergiledi. 73. dakikada ise Tammy Abraham, ceza sahası içinde bulduğu fırsatı iyi değerlendirerek farkı ikiye çıkardı. İngiliz golcü, maç boyunca savunmayı sürekli zorlayan bir performans ortaya koydu. Dakikalar 85’i gösterdiğinde Abraham bir kez daha ağları sarssa da VAR incelemesi sonucu elle oynama gerekçesiyle gol geçersiz sayıldı.Konyaspor, özellikle ikinci yarının ortalarında pozisyon üretmekte zorlandı. Ev sahibi ekip, topa daha fazla sahip olsa da Beşiktaş’ın orta saha üstünlüğünü kıramadı.Beşiktaş bu galibiyetle moral buldu ve ligde üst sıralara tırmanma yolunda önemli bir adım attı. Siyah-beyazlı ekip, bu sonuçla puanını artırırken taraftarlarına umut verdi.Konyaspor ise sahasında aldığı bu yenilgiyle düşme hattına biraz daha yaklaştı.



Galatasaray,Bodo Karşısında 3 Puan İçin Sahada.
Galatasaray, UEFA Şampiyonlar Ligi grup aşamasında bugün Norveç temsilcisi Bodø/Glimt’i konuk edecek.     Galatasaray, UEFA Şampiyonlar Ligi grup aşamasında bugün Norveç temsilcisi Bodø/Glimt’i ağırlıyor. Mücadele, İstanbul’daki Rams Park’ta saat 19.45’te başlayacak ve karşılaşmayı İngiliz hakem Michael Oliver yönetecek. Sarı-kırmızılı taraftarlar, bu önemli gecede tribünleri tamamen doldurarak takımlarına büyük destek verecek.Grubun ilk iki maçında istikrarsız sonuçlar alan Galatasaray, bu karşılaşmadan üç puanla ayrılarak yoluna emin adımlarla devam etmek istiyor. Teknik direktör Okan Buruk, takımını hafta boyunca bu maça özel olarak hazırladı. Deneyimli çalıştırıcı, özellikle hücumda hızlı paslaşmalar ve kanat organizasyonlarıyla rakip savunmayı yıpratmayı planlıyor.Takımda Wilfried Singo sakatlığı nedeniyle forma giyemeyecek. Savunmanın merkezinde ise Davinson Sánchez ve Victor Nelsson ikilisi görev yapacak. Orta sahada Lucas Torreira’nın performansı belirleyici olacak. Hücum hattında ise gözler her zamanki gibi Oshimen’de olacak.Norveç ekibi Bodø/Glimt, güçlü rakibine karşı sürpriz peşinde olacak. Teknik direktör Kjetil Knutsen yönetimindeki ekip, tempolu oyun anlayışı ve hızlı geçiş hücumlarıyla tanınıyor. Galatasaray deplasmanında savunmada kompakt kalmayı ve kontra ataklarla gol aramayı hedefliyorlar. Özellikle kanat oyuncuları, Galatasaray savunmasına tehdit oluşturabilecek isimler arasında gösteriliyor.

Beşiktaş Erteleme Maçında Konyaspor İle Karşılaşıyor
Beşiktaş, Süper Lig’in 10. haftasında bu akşam deplasmanda Tümosan Konyaspor ile karşı karşıya gelecek.Medaş Konya Büyükşehir Stadyumu’nda saat 20.00’de başlayacak mücadele, beIN SPORTS 1 ekranlarından canlı olarak yayınlanacak. Siyah-beyazlı ekip, karşılaşma öncesinde son antrenmanını tamamlayarak hazırlıklarını bitirdi ve maç için Konya’ya geldi. Ancak Beşiktaş, bu zorlu deplasmana 7 önemli eksikle gidiyor. Sakatlıkları nedeniyle Jota Silva, Vaclav Cerny, El Bilal Toure, Tiago Djalo, Gökhan Sazdağı, Cengiz Ünder ve Demir Ege Tıknaz kafilede yer almadı.Beşiktaş, Konyaspor karşısında bugüne kadar oynadığı 48 resmi maçta 27 galibiyet, 13 beraberlik ve 8 mağlubiyet aldı. Ancak deplasmanda oynanan maçlarda tablo biraz daha dengeli; siyah-beyazlılar Konya’da çıktığı 24 lig maçında yalnızca 5 kez kazanabildi. Bu nedenle Beşiktaş için mücadele, hem puan kaybı yaşamamak hem de deplasman performansını düzeltmek adına büyük önem taşıyor.Ev sahibi Konyaspor ise taraftarı önünde güçlü rakibine karşı dirençli bir futbol ortaya koymak istiyor. Son haftalarda istikrarsız sonuçlar alan yeşil-beyazlı ekip, bu maçı bir çıkış fırsatı olarak görüyor. Takımın teknik direktörü, özellikle orta saha presi ve hızlı hücumlarla Beşiktaş savunmasını zorlamayı planlıyor.Beşiktaş, her ne kadar kadro kalitesi ve geçmiş üstünlüğüyle favori gösterilse de eksikler nedeniyle dengeli bir oyun bekleniyor. Konyaspor’un evinde kolay teslim olmayan yapısı, maçın skorunu belirlemede etkili olabilir.

Dünyanın Gelmiş Geçmiş En İyi Teknik Direktörleri                 58-Frank Rijkaard
Frank Rijkaard,futbolculuk kariyerinin ardından teknik adamlıkta da adından söz ettirmiştir. Disiplini, sakin liderliği ve hücum futboluna dayalı felsefesiyle, çalıştırdığı takımlarda kalıcı etkiler yaratmıştır.1998 yılında Guus Hiddink’in ayrılmasının ardından, henüz genç sayılabilecek bir yaşta Hollanda Millî Takımı’nın başına geçti. Takımıyla birlikte Euro 2000’de yarı finale kadar yükseldi, ancak İtalya’ya penaltılarla elenerek turnuvaya veda etti.Rijkaard’ın teknik direktörlük kariyerinin en parlak dönemi, kuşkusuz 2003 yılında başladığı FC Barcelona macerasıdır. Başkan Joan Laporta’nın kulübü yeniden yapılandırma projesinin bir parçası olarak göreve getirilen Hollandalı teknik adam, takımı kısa sürede Avrupa’nın zirvesine taşıdı.Rijkaard yönetimindeki Barcelona, kısa sürede Avrupa’nın en güçlü ve en saygı duyulan takımlarından biri hâline geldi. Onun liderliğinde Katalan ekibi, 2004–05 ve 2005–06 sezonlarında üst üste La Liga şampiyonluklarını kazanarak İspanya’da yeniden zirveye yerleşti. Ayrıca 2005 ve 2006 yıllarında iki kez İspanya Süper Kupası’nı müzesine götüren Barcelona, Avrupa sahnesinde de büyük bir başarıya imza attı. 2005–06 sezonunda UEFA Şampiyonlar Ligi finalinde Arsenal’i 2-1 mağlup ederek, kulüp tarihinin en unutulmaz zaferlerinden birini yaşadı.Lionel Messi’yi henüz genç yaşta A takıma kazandırarak, futbol tarihinin en büyük yıldızlarından birinin kariyerine yön veren isimlerden biri oldu.Rijkaard 2009 yılında ülkemizde Galatasarayıda çalıştırmıştır.


Süper lig tarihinin en iyi futbolcuları        45-Mamadou Niang
13 Ekim 1979’da Senegal’in Matam kentinde doğan Mamadou Niang, futbol kariyerine Fransa’da başladı. Strasbourg, Troyes ve Saint-Étienne gibi kulüplerde forma giyen başarılı forvet, özellikle Marsilya’daki performansıyla Avrupa’da adından söz ettirdi. Fransa Ligue 1’de gol krallığına kadar yükselen Niang, 2010 yazında kariyerinin yeni bir sayfasını açarak Türkiye’ye transfer oldu.Niang, 2010-2011 sezonu başında Fenerbahçe’ye transfer oldu ve kısa sürede Süper Lig’e damgasını vurdu. Tecrübeli forvet, hızı, bitiriciliği ve oyun zekâsıyla sarı-lacivertli takımın hücum hattının en önemli ismi haline geldi.İlk sezonunda 29 lig maçında 15 gol atarak Fenerbahçe’nin 2010-2011 sezonunda Süper Lig şampiyonluğuna ulaşmasında kritik bir rol oynadı. Niang sadece golcü kimliğiyle değil, takım oyununa yaptığı katkılar, asistleri ve büyük maçlardaki etkili performanslarıyla da taraftarların gönlünde taht kurdu.Fenerbahçe forması altında attığı önemli goller arasında Galatasaray ve Beşiktaş derbilerinde kaydettiği kritik goller, taraftar hafızasında yer etti.2013 yılında tekrar Türkiye’ye dönerek bu kez Beşiktaş forması giydi. Siyah-beyazlı kulübe kiralık olarak transfer olan Niang, Süper Lig’e alışkın olması sayesinde kısa sürede takıma uyum sağladı. Tecrübesi ve profesyonelliğiyle genç oyunculara örnek oldu ve hücum hattına katkı verdi.Niang, Beşiktaş formasıyla sadece 7 lig maçına çıkmasına rağmen 3 gol atarak etkili bir performans sergiledi.
Fenerbahçe Zorlandığı Mücadeleden 3 Puanı Aldı.
Süper Lig’in 9. haftasında Fenerbahçe, evinde ağırladığı Fatih Karagümrük’ü 2-1 mağlup ederek önemli bir galibiyete imza attı.                             Kadıköy’de taraftarının büyük desteğini arkasına alan sarı-lacivertliler, özellikle ilk yarıda sergilediği etkili oyunla sahadan üç puanla ayrılmayı başardı.Maça oldukça tempolu başlayan Fenerbahçe, 23. dakikada kazandığı penaltı ile öne geçti. Topun başına geçen Anderson Talisca, hata yapmadı ve takımını 1-0 öne taşıdı. Bu golün ardından baskısını artıran sarı-lacivertliler, 41. dakikada Marco Asensio’nun ayağından bulduğu golle farkı ikiye çıkardı. İspanyol yıldızın bu golü, Kadıköy’de attığı ilk gol olarak da dikkat çekti.İkinci yarıya daha kontrollü başlayan ev sahibi ekip, zaman zaman Karagümrük’ün ataklarını savuşturmakta zorlandı. Konuk takım 59. dakikada Serginho’nun golüyle farkı bire indirdi ve maça yeniden ortak oldu. Ancak 83. dakikada Karagümrük’ten Jure Balkovec’in ikinci sarı karttan kırmızı kart görerek oyundan atılması, deplasman ekibinin umutlarını büyük ölçüde azalttı.Maçın kalan dakikalarında Fenerbahçe, oyunun temposunu düşürerek skoru korumaya odaklandı. Konuk ekip son anlarda beraberlik için baskı kursa da sarı-lacivertli savunmayı aşamadı ve karşılaşma 2-1’lik Fenerbahçe üstünlüğüyle sona erdi. Bu galibiyetle birlikte Fenerbahçe, puanını artırarak zirve yarışında iddiasını sürdürürken; Karagümrük ise deplasmandan eli boş döndü.


Fenerbahçe Kargümrüğü Konuk Ediyor.
Süper Lig’in 9. haftasında heyecan dorukta. Fenerbahçe, bugün kendi sahasında Fatih Karagümrük’ü konuk ediyor.
Karşılaşma 19 Ekim 2025 Pazar günü(Bugün)saat 20.00’de Chobani Stadyumu’nda oynanacak ve mücadele beIN Sports 1 ekranlarından canlı olarak yayınlanacak. Milli aranın ardından sahaya çıkan sarı-lacivertliler, taraftarı önünde kazanarak üst sıralara tırmanmak ve zirve yarışına yeniden ağırlık koymak istiyor.Fenerbahçe, ligde şu ana kadar çıktığı 8 maçta 4 galibiyet ve 4 beraberlik alarak 16 puan topladı ve 4. sırada yer alıyor. Teknik direktör ve futbolcular için bu maç, hem moral hem de puan açısından büyük önem taşıyor. Özellikle iç sahada oynayacak olmanın avantajını kullanmak isteyen sarı-lacivertliler, taraftar desteğiyle maça baskılı bir başlangıç yapmayı hedefliyor. Takımın hücum hattında etkili isimlere yer verileceği ve erken gol arayışına çıkılacağı öngörülüyor.Fatih Karagümrük ise sezona istediği gibi başlayamasa da güçlü rakibi karşısında sürpriz yapma peşinde. Alt sıralardan kurtulmak isteyen kırmızı-siyahlılar, kontratak futbolu ve savunmadaki dirençli yapısıyla puan ya da puanlar almak için mücadele edecek. Karagümrük’ün bu sezon deplasmanda zaman zaman etkili performanslar sergilemesi, Fenerbahçe’nin maçı ciddiyetle oynaması gerektiğini gösteriyor.İki takım daha önce Süper Lig’de 16 kez karşı karşıya geldi. Bu maçlarda Fenerbahçe’nin 11 galibiyeti bulunurken, Karagümrük sadece 1 kez sahadan galip ayrıldı.



Galatasaray,3 Puanı Sane İle Kaptı.
Trendyol Süper Lig’in 9. haftasında Galatasaray, deplasmanda İstanbul Başakşehir’i 2-1 mağlup ederek zirve yarışında önemli bir galibiyet aldı.
Fatih Terim Stadyumu’nda oynanan mücadelede sarı-kırmızılılara galibiyeti getiren isim, attığı iki golle yıldızlaşan Leroy Sané oldu.Maça hızlı başlayan taraf Galatasaray oldu. Orta sahada kurduğu üstünlükle oyunun kontrolünü eline alan sarı-kırmızılılar, ilk dakikalardan itibaren rakip kalede etkili pozisyonlar üretmeye başladı. Hücum hattında Icardi ve Sané’nin uyumu dikkat çekerken, ev sahibi Başakşehir savunmada zaman zaman zor anlar yaşadı.Galatasaray aradığı golü ilk yarının son anlarında buldu. 45+3. dakikada sol kanattan gelişen atakta topu ceza sahası çizgisi üzerinde önünde bulan Leroy Sané, klas bir vuruşla meşin yuvarlağı filelere göndererek takımını 1-0 öne geçirdi. Bu gol aynı zamanda ilk yarının skorunu da belirledi.İkinci yarıya daha istekli başlayan Başakşehir, 59. dakikada beraberliği yakaladı. Sağ kanattan yapılan ortada ceza sahası içinde topla buluşan Eldor Shomurodov, düzgün bir vuruşla Muslera’yı mağlup etti ve skor 1-1’e geldi. Golün ardından kısa bir süreliğine moral bulan ev sahibi ekip, oyunun kontrolünü ele almak istese de bu sevinç uzun sürmedi.Galatasaray, sadece iki dakika sonra tekrar öne geçti. 61. dakikada ceza sahası dışında topla buluşan Sané ile tekrar öne geçti ve skor 2-1’e geldi.Kalan dakikalarda gol sesi çıkmayınca,mücadele Galatasaray’ın 2-1’lik üstünlüğüyle sona erdi.




Beşiktaş Evinde Kayıp.
Beşiktaş, Süper Lig’in 9. haftasında evinde konuk ettiği Gençlerbirliği karşısında sahadan 2-1’lik mağlubiyetle ayrıldı.                                                      Tüpraş Stadyumu’nda oynanan karşılaşma, siyah-beyazlı ekip için büyük bir hayal kırıklığına sahne oldu. Taraftarının yoğun desteğiyle sahaya çıkan Beşiktaş, karşılaşmaya baskılı başlasa da istediği sonucu elde edemedi.Maçın ilk yarısı golsüz eşitlikle tamamlandı. Beşiktaş, özellikle kanatlardan geliştirdiği ataklarla etkili olmaya çalıştı ancak Gençlerbirliği savunması gole izin vermedi. İkinci yarının hemen başında, 47. dakikada Cengiz Ünder’in ceza sahası dışından yaptığı şık vuruşla siyah-beyazlılar 1-0 öne geçti. Bu gol taraftara büyük bir sevinç yaşattı ve Beşiktaş’ı galibiyete bir adım daha yaklaştırdı.Ancak maçın son bölümlerinde Beşiktaş savunmasında büyük hatalar yapıldı. 79. dakikada David Jurasek’in kendi kalesine attığı golle skor 1-1’e geldi ve maç yeniden dengeye oturdu. Bu golden sadece iki dakika sonra, 81. dakikada Gençlerbirliği hızlı bir kontratakla öne geçti. Daryl Franco’nun tamamladığı atakla konuk ekip 2-1 üstünlüğü sağladı. Kalan dakikalarda Beşiktaş’ın çabaları sonuç vermedi ve mücadele bu skorla sona erdi.Bu sonuçla Beşiktaş, ligdeki ilk iç saha mağlubiyetini alarak zirve yarışında önemli bir yara aldı. Taraftarlar özellikle son dakikalardaki savunma hatalarına büyük tepki gösterdi.Gençlerbirliği ise bu sonuçla deplasmanda çok değerli bir galibiyet elde etti.



Lider Sahneye Çıkıyor.
Süper Lig’in 9.haftasında heyecan dorukta! Galatasaray,bu akşam zorlu bir deplasmanda Başakşehir’e konuk olacak.                                      İstanbul’un iki güçlü temsilcisini karşı karşıya getirecek mücadele,18 Ekim Cumartesi günü(Bugün)saat 20.00’de başlayacak.Başakşehir Fatih Terim Stadyumu’nda oynanacak olan maçın hakemliğini ise Atilla Karaoğlan üstlenecek.Karşılaşma futbolseverler tarafından beIN Sports ekranlarından canlı olarak takip edilebilecek.Sarı-kırmızılı ekip zorlu deplasmana önemli eksiklerle çıkıyor.Savunmanın kilit isimlerinden Wilfried Singo sakatlığı nedeniyle,Davinson Sánchez ise kırmızı kart cezası sebebiyle forma giyemeyecek.Bu iki önemli eksik, teknik direktör Okan Buruk’un savunmada farklı tercihlere yönelmesine neden olabilir.Özellikle ligin hücumda etkili ekiplerinden biri olan Başakşehir karşısında savunmadaki uyum büyük önem taşıyacak.Galatasaray açısından bu karşılaşma, zirve yarışında büyük bir önem taşıyor.Ligde lider olan sarı-kırmızılılar,deplasmandan 3 puanla dönerek puan farkını korumak istiyor.Başakşehir ise evinde güçlü rakibini mağlup ederek çıkış yakalamanın peşinde.İki taraf için de son derece kritik olan bu mücadele, Süper Lig’de dengeleri değiştirebilecek nitelikte.İstanbul derbisi havasında geçecek olan Başakşehir-Galatasaray karşılaşması, Süper Lig’de haftanın en çok merak edilen maçlarından biri.Futbolseverleri tempolu,mücadele gücü yüksek ve sonucu son dakikalara kadar belli olmayacak heyecan dolu bir 90 dakika bekliyor.


Beşiktaş Gençlerbirliğini Ağırlıyor.
Süper Lig’in 9. haftasında futbolseverlerin merakla beklediği mücadelede Beşiktaş, bugün kendi sahasında Gençlerbirliği’ni konuk ediyor.
karşılaşma saat 17.00’de Tüpraş Stadyumu’nda başlayacak.Siyah-beyazlılar, taraftarı önünde alacağı galibiyetle ligde üst sıralara doğru tırmanışını sürdürmek isterken, Gençlerbirliği ise zorlu deplasmandan puan ya da puanlarla dönmenin hesaplarını yapıyor.Beşiktaş, sezona inişli çıkışlı bir performansla başlamasına rağmen son haftalarda aldığı galibiyetlerle yeniden çıkışa geçti. Şu anda ligde 6. sırada bulunan siyah-beyazlı ekip, taraftarı önünde oynayacağı bu karşılaşmayı kazanarak zirve yarışına daha da yaklaşmayı hedefliyor. Teknik direktör ve oyuncular, özellikle hücum hattındaki etkinliği artırmak ve savunmada yaşanan bireysel hataları minimuma indirmek için hafta boyunca yoğun bir çalışma yürüttü.Rakip Gençlerbirliği ise bu sezon beklentilerin biraz altında kalarak 14. sırada yer alıyor. Başkent temsilcisi, güçlü rakibi karşısında kontrollü bir oyun anlayışıyla sahaya çıkmayı planlıyor. Takımın en önemli hedefi, savunmada disiplinli bir duruş sergileyip kontra ataklarla skor bulmaya çalışmak olacak. Özellikle deplasman performansını geliştirmek isteyen kırmızı-siyahlılar, İstanbul’dan puan çıkarmak için sahada varını yoğunu ortaya koyacak.Beşiktaş, ev sahibi avantajını kullanarak galibiyet serisini sürdürmek ve taraftarına bir zafer daha armağan etmek istiyor.Gençlerbirliği ise sürpriz yaparak moral bulmayı amaçlıyor.



Futbol Tarihinde En Çok Asist Yapanlar.         8-Ãngel Di Maria

Ángel Di María,modern futbolun en zarif, en üretken ve en zeki kanat oyuncularından biridir. Kariyeri boyunca Real Madrid,PSG,Manchester United, Benfica ve Arjantin Milli Takımı gibi dev ekiplerde forma giyen Di María,yalnızca attığı gollerle değil, özellikle yaptığı asistlerle futbol tarihinin en özel hücumcularından biri hâline gelmiştir.Di María’nın asist becerisinin temelinde, olağanüstü oyun görüşü ve yaratıcı düşünme kabiliyeti yer alır.Sahada sadece topu taşıyan bir kanat oyuncusu değil,hücumun mimarı olarak görev yapar. Rakip savunmadaki boşlukları sezme becerisi, hareket hâlindeki takım arkadaşlarını doğru zamanda ve doğru noktada topla buluşturmasını sağlar. Özellikle savunma arkasına attığı milimetrik ara paslar ve hızlı yön değiştirmelerle hücumu şekillendirme konusunda üst düzey bir ustalığa sahiptir.Di María, pas repertuvarı bakımından çok yönlü bir oyuncudur. Kısa paslar,uzun mesafeli derinlemesine toplar, çapraz ortalar,topuk pasları ve hızlı “cut-back” paslar onun oyun tarzının bir parçasıdır.Özellikle ters kanattan yaptığı uzun çapraz paslarla savunmanın dengesini bozarak hücumda yeni fırsatlar yaratır.Teknik becerisi sayesinde topu milimetrik doğrulukta yönlendirebilir;bu da onu her hücumda potansiyel bir asist tehdidi hâline getirir.Kariyerinde 300’ün üzerinde asist üreterek futbol tarihinin en üretken kanat oyuncularından biri olmuştur. Bu rakam, yalnızca sayısal bir başarı değil, aynı zamanda sürekliliğinin ve üst düzey performansının da göstergesidir.


Futbol Tarihinde En Çok Gol Atanlar.                 14-Glenn Ferguson(563)




Kuzey İrlanda futbol tarihinin en üretken forvetlerinden biri olarak kabul edilen Glenn Ferguson, attığı yüzlerce golle adını ülke futboluna altın harflerle yazdırmıştır. Kariyeri boyunca Linfield, Glenavon ve Lisburn Distillery gibi kulüplerde forma giyen Ferguson, golcülüğü yalnızca sayılarla değil, tarzıyla da tanımlamış ve “Spike” lakabıyla taraftarların sevgilisi hâline gelmiştir.Ferguson’un en dikkat çekici özelliği, ceza sahasında her tür pozisyonu gole çevirebilme becerisiydi. Klasik bir santrfor olarak topu kaleye yönlendirmede olağanüstü bir yeteneğe sahipti. Tek dokunuşluk vuruşlar, gelişine şutlar ve rakip savunmanın hatalarını cezalandıran refleks goller, onun gol repertuvarının temel taşlarıydı. Kaleciyle karşı karşıya kaldığında soğukkanlılığını koruması, onu her zaman bir adım öne taşıdı.Ferguson’un gol yollarındaki başarısı yalnızca ayaklarıyla sınırlı değildi. Zamanlaması ve pozisyon alma becerisi sayesinde hava toplarında da son derece etkiliydi. Kanatlardan gelen ortalarda savunmadan önce yükselerek yaptığı kafa vuruşları, kariyerinde sayısız gole dönüşmüştü.Glenn Ferguson, profesyonel kariyerinde 500’ün üzerinde gol atarak Kuzey İrlanda futbol tarihinin en skorer isimlerinden biri olmuştur. Bu sayı, sadece onun bitiriciliğini değil, uzun yıllara yayılan istikrarlı performansını da kanıtlar niteliktedir.Gleen Ferguson yalnızca bir golcü değil, futbolun temel ilkesi olan “doğru zamanda doğru yerde olma” yeteneğini kusursuz biçimde temsil eden bir santrfordu

Dünyanın En İyi Futbol Kulüpleri.               20-Benfica
Sport Lisboa e Benfica, kısaca Benfica, Portekiz futbolunun en köklü ve başarılı kulüplerinden biridir. 1904 yılında kurulan kulüp, yalnızca ülkesinde değil, Avrupa sahnesinde de iz bırakmış, futbol tarihine adını altın harflerle yazdırmıştır. Taraftarlarının “Águias” (Kartallar) lakabıyla andığı Benfica, kırmızı-beyaz renkleri ve kartal sembolüyle özdeşleşmiştir.Benfica, 28 Şubat 1904’te bir grup genç tarafından “Sport Lisboa” adıyla kuruldu. Daha sonra, 1908 yılında “Grupo Sport Benfica” ile birleşerek günümüzdeki adını aldı. Kulüp, kuruluşundan itibaren hem sportif başarı hem de toplumsal etki açısından hızla büyüdü. Amatör bir oluşumdan profesyonel bir kulübe evrilen Benfica, kısa sürede Portekiz futbolunun en güçlü takımlarından biri haline geldi.Benfica, Portekiz futbol tarihinde en çok şampiyonluk yaşayan kulüplerden biri olarak öne çıkar. Kulüp, ülkenin en üst düzey futbol ligi olan Primeira Liga’yı 38’den fazla kez kazanarak büyük bir başarıya imza atmıştır. Ayrıca, Taça de Portugal (Portekiz Kupası)’nda 25’in üzerinde zafer elde ederek kupa koleksiyonunu zenginleştirmiştir. Bunun yanında, Supertaça Cândido de Oliveira’yı 8’den fazla kez müzesine götürerek ülke futbolundaki üstünlüğünü pekiştirmiştir. Avrupa sahnesinde de adından söz ettiren Benfica, iki kez Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası’nı kazanma başarısı göstermiş ve birçok kez çeyrek ve yarı final aşamalarına yükselerek uluslararası arenada da istikrarlı bir performans sergilemiştir.

Şampiyonlar Ligi Kazananları                32-Real Madrid(2024)
Avrupa futbolunun en prestijli turnuvası olan UEFA Şampiyonlar Ligi, 2023-2024 sezonunda bir kez daha futbolseverlere unutulmaz anlar yaşattı. Finale kadar uzanan zorlu mücadelelerin ardından, kupayı bir kez daha kaldıran ekip Real Madrid CF oldu. Bu zafer, kulüp tarihindeki üstün başarısını pekiştirirken, futbol dünyasında eşi benzeri olmayan bir hanedanlığın da devam ettiğini gösterdi.Real Madrid, turnuvaya her zaman olduğu gibi büyük beklentilerle başladı. Grup aşamasında gösterdikleri etkileyici performans, onları son 16 turuna taşıdı. Orada RB Leipzig, çeyrek finalde Manchester City, yarı finalde ise Bayern Münih gibi dev rakipleri eleyerek finale yükseldiler. Özellikle Manchester City’ye karşı oynadıkları maçlar, takımın tecrübesi ve direncinin en somut örneklerinden biri oldu.2024 finali, 1 Haziran 2024 tarihinde Wembley Stadyumu’nda oynandı. İspanyol devi Real Madrid, Alman temsilcisi Borussia Dortmund ile karşı karşıya geldi. Maç öncesinde Dortmund’un genç ve dinamik kadrosu sürpriz yapabileceği konuşulsa da, final deneyimi Real Madrid’in en büyük silahı oldu.Karşılaşmanın ilk yarısı Dortmund’un etkili ataklarıyla geçse de gol sesi çıkmadı. İkinci yarıda ise Real Madrid tecrübesini konuşturdu. 74. dakikada Dani Carvajal takımını öne geçiren golü attı. Ardından 83. dakikada Vinícius Júnior farkı ikiye çıkararak kupayı Madrid’e getiren skoru ilan etti: 2-0.Bu zaferle birlikte Real Madrid, kulüp tarihindeki 15. Şampiyonlar Ligi şampiyonluğunu elde etti.



Uefa Avrupa Ligi Şampiyonları.          18-Bayer Leverkusen(1988)
1987-1988 sezonu UEFA Kupası, Avrupa futbol tarihinde unutulmaz bir dönüm noktası oldu. O sezon, Almanya’nın mütevazı kulüplerinden biri olan Bayer 04 Leverkusen, kimsenin beklemediği bir başarıya imza atarak kupayı kazandı. Bu zafer, kulübün uluslararası arenadaki ilk büyük başarısı olarak tarihe geçti ve Leverkusen’i Avrupa sahnesinde tanınır hale getirdi.Leverkusen’in kupaya giden yolu kolay olmadı. İlk turda Avusturya temsilcisi Austria Wien’i eleyerek turnuvaya iyi bir başlangıç yaptılar. İkinci turda Fransız ekibi Toulouse’u geçerek çeyrek finale yükseldiler. Çeyrek finalde karşılarına çıkan dev rakip Barcelona’yı mağlup etmeleri, futbol dünyasında büyük yankı uyandırdı. Yarı finalde bir başka Alman ekibi Werder Bremen’i geçerek adlarını finale yazdırdılar. Artık tarihlerinde ilk kez bir Avrupa finalindeydiler.Finalde İspanyol kulübü RCD Espanyol ile karşılaşan Leverkusen, ilk maçta büyük bir hayal kırıklığı yaşadı. Barselona’da oynanan karşılaşmada Espanyol 3-0 gibi net bir skorla galip geldi ve kupaya çok yaklaştı. Ancak Leverkusen pes etmedi. Rövanş maçında kendi sahalarında inanılmaz bir geri dönüşe imza atarak 3-0 kazandılar ve maçı uzatmalara taşıdılar. Uzatma dakikalarında gol sesi çıkmayınca şampiyonu belirleyecek olan penaltı atışları başladı. Penaltılarda rakibini 3-2 mağlup eden Bayer Leverkusen, tarihe geçen bir zaferle UEFA Kupası’nı kazandı.


Milliler Kaldığı Yerden Devam Etti.
A Milli Futbol Takımımız, 2026 FIFA Dünya Kupası Avrupa Elemeleri E Grubu’nda sahasında ağırladığı Gürcistan’ı 4-1 gibi net bir skorla mağlup etti.
Kocaeli Stadyumu’nda oynanan karşılaşma, millilerin yüksek tempolu ve etkili futboluyla geçti. Bu galibiyetle Türkiye, gruptaki liderlik mücadelesinde önemli bir avantaj elde etti ve taraftarlarını büyük bir sevince boğdu.Karşılaşmaya oldukça istekli başlayan Türkiye, henüz 14. dakikada genç yıldız Kenan Yıldız’ın golüyle öne geçti. Bu gol takımın motivasyonunu artırırken, savunmadan ileriye çıkan Merih Demiral, 22. dakikada kornerden gelen topta farkı ikiye çıkardı. Hücumdaki etkisini sürdüren milliler, 35. dakikada Yunus Akgün’ün golüyle skoru 3-0 yaptı.İkinci yarıda da tempo düşmedi. Merih Demiral 52. dakikada bir kez daha sahneye çıkarak takımın dördüncü golünü kaydetti. Gürcistan ise 64. dakikada Kochorashvili ile farkı bire indirse de bu gol maçın gidişatını değiştirmeye yetmedi.Maç boyunca topa sahip olan ve oyunun kontrolünü elinde tutan Türkiye, özellikle orta sahada kurduğu baskıyla rakibine pozisyon şansı tanımadı. Kanatlardan geliştirilen hızlı ataklar ve etkili pas organizasyonları, Gürcistan savunmasını zor durumda bıraktı. Savunma hattı ise rakibin kontra atak girişimlerini başarıyla engelledi.Teknik direktör yönetiminde doğru değişikliklerle oyunun temposu korunurken, takımın fiziksel direnci son ana kadar yüksek seviyede kaldı.Bu sonuçla Türkiye, grup sıralamasında liderlik iddiasını korudu.



Millilerimiz,Galibiyet İçin Sahada.
A Milli Futbol Takımımız,2026 FIFA Dünya Kupası Avrupa Elemeleri E Grubu’nda bugün çok kritik bir karşılaşmaya çıkıyor.                                                       Milliler, grubun önemli rakiplerinden Gürcistan ile karşı karşıya gelecek.Kocaeli Stadyumu’nda oynanacak olan mücadele,saat 21.45’te başlayacak ve TV8 ekranlarından canlı ve şifresiz olarak futbolseverlerle buluşacak.Maçın hakemliğini ise Romanya Futbol Federasyonu’ndan Radu Petrescu üstlenecek.Ay-yıldızlı ekip,gruptaki konumunu güçlendirmek ve liderlik yarışında iddiasını sürdürmek istiyor.Vincenzo Montella yönetiminde son dönemde yükselen bir performans grafiği çizen Türkiye,taraftarının da desteğiyle sahadan üç puanla ayrılmayı hedefliyor.Özellikle genç ve dinamik kadrosuyla dikkat çeken milli takım,hızlı hücumlarla sonuca gitmeyi planlıyor.Karşılaşma öncesinde teknik ekibin en çok üzerinde durduğu konulardan biri ise savunma disiplini oldu.Gürcistan’ın özellikle kanat atakları ve duran toplardaki etkili oyunu biliniyor.Bu nedenle Türkiye’nin savunma hattının konsantrasyonu yüksek tutması bekleniyor. Orta sahada ise top kontrolü ve pas isabeti maçın kaderini belirleyebilir.Hızlı hücumlara çıkacak olan ay-yıldızlıların,erken bir golle maça ağırlığını koyması planlanıyor.Türkiye Futbol Federasyonu,maç kapsamında anlamlı bir sosyal sorumluluk projesine de imza atacak. Karşılaşma için tribünlerde 50 Gazzeli misafir ağırlanacak ve 17 Gazzeli çocuk da seremoni öncesinde futbolcularla birlikte sahaya çıkacak.



Dünyanın Gelmiş Geçmiş En İyi Teknik Direktörleri              59-Luis Carniglia

Luis Antonio Carniglia,1917 yılında Arjantin’in Olivos kentinde doğmuş ve futbolculuk kariyerinin ardından teknik direktör olarak büyük başarılar elde etmiştir.Teknik direktörlük kariyeri özellikle Avrupa’daki Real Madrid dönemiyle öne çıkmış;futbola hem teknik hem de taktik açıdan önemli katkılarda bulunmuştur.Carniglia’nın teknik direktörlük kariyerindeki en parlak dönem,1957 yılında Real Madrid’in başına geçmesiyle başlamıştır. O dönemde kadrosunda Alfredo Di Stéfano, Raymond Kopa, Francisco Gento gibi yıldızları barındıran Real Madrid, onun yönetiminde Avrupa’nın en güçlü takımlarından biri hâline gelmiştir. Takım, Carniglia’nın liderliğinde 1957–58 ve 1958–59 sezonlarında üst üste iki kez Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası’nı (günümüzdeki adıyla Şampiyonlar Ligi) kazanmıştır. Ayrıca 1957–58 sezonunda La Liga şampiyonu da olmuşlardır.Real Madrid’den ayrıldıktan sonra Carniglia, İtalya’ya geçerek ACF Fiorentina’nın teknik direktörlüğünü üstlenmiştir. Burada geçirdiği dönemde büyük kupalar kazanamasa da, takımın oyun anlayışını güçlendirmiş ve defansif disiplin ile hücum dengesini oturtmaya çalışmıştır. Daha sonra AS Roma ve AC Milan gibi büyük İtalyan kulüplerinde de kısa süreli görevler almıştır.Carniglia’nın teknik direktörlük anlayışı; disiplini, oyuncularıyla kurduğu birebir iletişimi ve ofansif futbolu benimsemesiyle tanınır.Luis Carniglia’nın futbol tarihindeki yeri, özellikle Real Madrid ile kazandığı Avrupa başarıları sayesinde oldukça değerlidir.




Süper lig tarihinin en iyi futbolcuları                 44-Demba Ba

Demba Ba, 25 Mayıs 1985 tarihinde Fransa’nın Sèvres kentinde doğmuştur.Aslen Senegalli olan Demba Ba,futbol kariyerine genç yaşlarda Fransa’da başladı.Ancak profesyonel çıkışını Almanya’da yaparak Avrupa futbolunda kendine sağlam bir yer edindi.Güçlü fiziği,hava toplarındaki etkisi ve bitiriciliği ile tanınan Ba,ilerleyen yıllarda farklı ülkelerde önemli kulüplerde oynayarak dikkat çekti.2013 yılında Chelsea’ye transfer olarak büyük bir adım attı. Chelsea forması altında çok sayıda maça çıkmasa da,özellikle Avrupa kupalarında attığı kritik gollerle adından söz ettirdi.Demba Ba, 2014 yılında İngiltere’den Türkiye Süper Ligi’ne transfer olarak Beşiktaş’a katıldı. Siyah-beyazlı kulüple 3 yıllık sözleşme imzaladı ve o dönem kulüp tarihindeki en yüksek maaşlı yabancı transferlerden biri oldu. Beşiktaş taraftarları tarafından büyük bir beklentiyle karşılanan Ba, transfer olduğu ilk günden itibaren hem saha içi hem saha dışı duruşuyla dikkat çekti.Beşiktaş formasıyla 2014–2015 sezonunda toplam 44 resmi maça çıktı ve bu karşılaşmalarda 27 gol attı.Bu gollerinden 18’i Süper Lig’de, 8’i UEFA Avrupa Ligi’nde,1’i ise Türkiye Kupası’ndaydı.Avrupa Ligi gruplarında Partizan’a karşı oynanan maçta attığı 3 golle hat-trick yaparak dikkatleri üzerine çekti.Ayrıca Tottenham ve Liverpool gibi önemli rakiplere karşı gösterdiği performansla Avrupa’da Beşiktaş’ın ses getirmesini sağladı.Ardından Çin’in Shanghai Shenhua kulübüne transfer oldu.Demba Ba 2017-2021 yılları arasında’da Başakşehirde oynadı


Futbol Tarihinde En Çok Asist Yapanlar.         9-Neymar(286+)


Modern futbolun en yetenekli ve en yaratıcı oyuncularından biri olan Neymar,yalnızca teknik becerileriyle değil, hücum organizasyonlarını şekillendiren olağanüstü asist yeteneğiyle de tarihe geçti. Kariyeri boyunca hem kulüp hem milli takım düzeyinde sayısız gol pası veren Neymar, asist kavramını bir “sanat” haline getiren ender futbolculardan biridir.Neymar’ın asist becerisinin temelinde, doğuştan gelen oyun zekâsı ve yaratıcılık yeteneği vardır. Top ayağındayken savunmanın açıklarını sezme becerisi, rakibin bir sonraki hamlesini önceden tahmin etmesini sağlar. Bu sayede paslarını yalnızca boşta kalan oyuncuya değil, takım arkadaşının gideceği noktaya yönlendirir. Özellikle ceza sahasına yaptığı milimetrik ara paslar, savunmaların dengesini bozar ve gol fırsatları yaratır.Neymar’ın asist repertuvarı son derece geniştir. Kısa mesafede topuk pasları, uzun mesafeli derinlemesine toplar, “cut-back” denilen alçak paslar veya çaprazdan ceza sahasına yaptığı orta-şut arası paslarla fark yaratır. Ayrıca, topu rakibin arkasına atarak forveti savunmanın arkasına kaçırma konusunda da ustadır. Bu çeşitlilik, onun asistlerini tahmin edilmesi zor ve savunulamaz hâle getirir.Neymar asist kavramını yalnızca “gol öncesi pas” olmaktan çıkarıp, hücumun tüm yaratım sürecine dönüştüren bir oyuncudur. Çalım becerisi, vizyonu, pas çeşitliliği ve oyun zekâsı sayesinde, sahadaki her hücumu tehlikeye dönüştürebilen nadir yeteneklerden biridir.Neymar şuana kadar 280’in üzerinde asist yapmıştır.


Millilerimiz Gol Oldu Yağdı.
A Millî Futbol Takımımız, 2026 FIFA Dünya Kupası Avrupa Elemeleri E Grubu’nun üçüncü maçında deplasmanda Bulgaristan’ı 6-1 gibi farklı bir skorla mağlup ederek tarihi bir galibiyete imza attı.
Maçın ilk dakikalarından itibaren oyuna hakim olan Türkiye, 11. dakikada Arda Güler’in harika golüyle öne geçti. Ancak ev sahibi ekip 13. dakikada Radoslav Kirilov’un golüyle skoru eşitleyerek umutlandı. İlk yarı karşılıklı ataklarla geçse de, Türkiye topa daha fazla sahip olan ve oyunu yönlendiren taraf oldu. Bu bölümde savunmada dikkatli davranan milliler, devreye 1-1’lik eşitlikle girdi.İkinci yarının başlamasıyla birlikte Türkiye sahada adeta fırtına gibi esti. 49. dakikada Victor Popov’un kendi kalesine attığı golle yeniden öne geçen ay-yıldızlı ekip, 51. ve 56. dakikalarda Kenan Yıldız’ın golleriyle farkı açtı. Hücum organizasyonlarını çeşitlendiren ve rakip savunmayı çaresiz bırakan milliler, 65. dakikada Zeki Çelik ile skoru 5-1’e getirdi. Maçın uzatma dakikalarında ise sahneye İrfan Can Kahveci çıktı ve 90+3. dakikada attığı golle tarihi galibiyeti ilan etti: 6-1.Mücadelenin en dikkat çeken ismi genç yıldız Arda Güler oldu. Hem attığı gol hem de yaptığı asistlerle hücum hattının beyni oldu.Milliler, özellikle ikinci yarıdaki yüksek tempo ve hücum çeşitliliğiyle dikkat çekti. Farklı galibiyet hem takımın moralini yükseltti hem de oyuncuların özgüvenini artırdı. Şimdi gözler, grubun bir sonraki maçında alınacak yeni galibiyetlere çevrildi.


Millilerimiz Bulgaristan Deplasmanında
2026 FIFA Dünya Kupası Avrupa Elemeleri E Grubu’nda Türkiye A Milli Futbol Takımı,bugün deplasmanda Bulgaristan ile kritik bir karşılaşmaya çıkıyor.                                                                                          Sofya’daki.Vasil Levski Ulusal Stadyumu’nda oynanacak mücadele saat 21.45’te başlayacak ve TV8 ekranlarından canlı ve şifresiz olarak yayınlanacak. Gruptaki iddiasını sürdürmek isteyen Ay-Yıldızlılar, son dönemde yaşanan puan kayıplarını telafi etmek ve moral kazanmak için bu maçtan galibiyetle ayrılmayı hedefliyor. İspanya karşısında alınan ağır yenilginin ardından çıkış arayışında olan millilerde teknik direktör Vincenzo Montella, maç öncesi yaptığı açıklamada takımın motivasyonunun yüksek olduğunu ve sahaya mutlak galibiyet için çıkacaklarını belirtti. Bulgaristan ise taraftarı önünde oynayacağı bu maçta sürpriz yaparak puan ya da puanlar almak istiyor. İki takım bugüne kadar 22 kez karşı karşıya geldi ve bu maçlarda Türkiye üstünlük kuran taraf oldu. Milliler, özellikle orta sahada oyunun kontrolünü ele alarak ve savunmada hata yapmayarak maçı kazanmayı planlıyor. Türkiye için grupta yoluna devam etme açısından büyük önem taşıyan bu karşılaşma, aynı zamanda teknik ekip ve oyuncular için moral ve güven tazeleme fırsatı olarak görülüyor.
Futbol Tarihinde En Çok Gol Atanlar.             15-Zlatan Ibrahimović(561)

Futbol tarihinde çok az oyuncu Zlatan Ibrahimović kadar hem fiziksel gücü hem teknik zarafeti bir arada taşıyabilmiştir. Kariyeri boyunca Ajax, Juventus, Inter, Barcelona, Milan, PSG, Manchester United ve LA Galaxy gibi dev kulüplerde forma giyen Zlatan, yalnızca attığı gollerle değil, nasıl attığı gollerle de adını efsaneler arasına yazdırdı.1.95 metre boyundaki Ibrahimović, fiziğini yalnızca hava toplarında değil, ceza sahası içi ve dışında da etkili bir şekilde kullanırdı. Rakip savunmacılar için adeta bir “duvar” gibiydi; sırtı dönük oynayarak topu saklar, pozisyon hazırlandığında ise ani bir dönüşle sert ve isabetli vuruşlarla fileleri havalandırırdı. Onun bu fiziksel avantajı, rakip savunmanın dengesini bozmakta büyük rol oynardı.Zlatan’ı özel kılan bir diğer yönü, devasa fiziğine rağmen olağanüstü teknik becerileriydi. Top kontrolü, ilk dokunuş kalitesi ve dar alanda bile gol pozisyonu yaratabilmesi, onun en önemli özelliklerindendi. Özellikle akrobatik golleri futbol tarihinde iz bıraktı: İngiltere’ye karşı 30 metreden attığı röveşata golü, ya da MLS’de Los Angeles FC’ye karşı yaptığı havadan vole, yalnızca bir gol değil, birer sanat eseri gibiydi.Ibrahimović’in gol repertuvarı son derece genişti. Güçlü sağ ayağının yanı sıra sol ayağıyla da etkili vuruşlar yapabiliyor, kafa gollerinde mükemmel zamanlama ile savunmayı aşabiliyordu.Bu çeşitlilik, onun için her pozisyonun bir gol fırsatı anlamına gelmesini sağladı ve tarihin en özel golcülerden biri oldu.


Şampiyonlar Ligi Kazananları                31-Manchester City(2023)
2023 yılı,Manchester City futbol kulübü için tarihinin en unutulmaz dönemlerinden biri oldu.İngiltere Premier League’in son yıllardaki en güçlü takımlarından biri olan City,yıllardır peşinde koştuğu UEFA Şampiyonlar Ligi kupasını nihayet müzesine götürmeyi başardı.Pep Guardiola yönetiminde oynadığı modern ve etkili futbolun meyvesini toplayan İngiliz ekibi,bu başarıyla yalnızca kendi tarihini değil,Avrupa futbolunun da gidişatını değiştirdi.Uzun süredir Avrupa’nın zirvesine çıkmak için büyük yatırımlar yapan ve istikrarlı bir proje yürüten Manchester City,bu zaferle birlikte futbolun en elit kulüpleri arasındaki yerini sağlamlaştırdı.2022-23 sezonu boyunca Manchester City,turnuvada rakiplerine karşı büyük bir üstünlük kurdu.Grup aşamalarından itibaren yüksek tempolu futboluyla dikkat çeken ekip,eleme turlarında da Bayern Münih ve Real Madrid gibi dev kulüpleri eleyerek finale kadar yükseldi.Final maçı ise 10 Haziran 2023 tarihinde İstanbul’daki Atatürk Olimpiyat Stadı’nda oynandı.İngiliz temsilcisi, finalde İtalya’nın köklü kulüplerinden Inter ile karşı karşıya geldi.Maç boyunca topa sahip olma oranında üstünlük kuran City,Inter’in disiplinli savunmasını aşmakta zorlandı. Ancak 68. dakikada Rodri’nin ceza sahası dışından attığı şık gol, City’yi tarihî zafere taşıdı.Karşılaşmanın son anlarında Inter’in bulduğu net fırsatlarda kaleci Ederson’un yaptığı kritik kurtarışlar da kupanın İngiltere’ye gitmesini sağladı.Guardiola’nın taktiksel dehası, bu başarıda büyük bir rol oynadı.


Uefa Avrupa Ligi Şampiyonları.           ​17-Göteborg(1987)
1987 yılı, İsveç futbol tarihi açısından unutulmaz bir dönüm noktası olarak kabul edilir. IFK Göteborg, o yıl UEFA Kupası’nı kazanarak Avrupa futbolunun zirvesine çıkan ilk ve tek İsveç kulübü olmayı başardı. Bu başarı, yalnızca bir kupa zaferi değil; aynı zamanda disiplin, dayanıklılık ve takım ruhunun bir zaferiydi. Göteborg, o dönemde Avrupa futbolunun devleri arasında yer almamasına rağmen, oynadığı akıllı ve dengeli futbolla Avrupa sahnesinde büyük yankı uyandırdı.Turnuva boyunca birçok zorlu rakibi eleyerek finale kadar ilerledi. İlk turda Çekoslovak ekibi Sigma Olomouc’u toplam 5-1’lik skorla geçtiler. İkinci turda Doğu Almanya temsilcisi Stahl Brandenburg’u 3-1’lik sonuçla saf dışı bıraktılar. Belçika’nın Gent takımını 5-0’la geçtiklerinde, takımın ne kadar formda olduğu artık açıkça görülüyordu. Çeyrek finalde Avrupa’nın köklü kulüplerinden Inter Milan ile eşleşen Göteborg, iki maçta da güçlü savunma disipliniyle rakibini eledi. Yarı finalde Avusturya’nın Swarovski Tirol ekibini toplam 5-1’lik skorla geçerek finale adını yazdırdılar.Finaldeki rakip, İskoçya’nın Dundee United takımıydı. İlk maç, Göteborg’daki Ullevi Stadyumu’nda oynandı ve İsveç temsilcisi Stefan Pettersson’un attığı golle 1-0 kazandı. Rövanş maçı ise İskoçya’da, Dundee’nin Tannadice Park Stadyumu’nda yapıldı. Göteborg, rakibinin baskısına rağmen dirençli bir savunma ortaya koydu ve maç 1-1 sonuçlandı. Bu skorla Göteborg toplamda 2-1’lik üstünlük sağlayarak UEFA Kupası şampiyonu oldu.

Avrupa Şampiyonları.               16-İspanya(2024)
2024 Avrupa Futbol Şampiyonasından turnuvanın en büyük hikâyesi hiç kuşkusuz İspanya’nın yeniden doğuşuydu.Teknik Direktör Luis de la Fuente önderliğinde kurulan genç ve dinamik kadro, eski tiki-taka mirasını modern bir tempoyla birleştirerek turnuvayı domine etti.İspanya, turnuvaya büyük bir özgüvenle başladı. Grup aşamasında her maçta sahaya kendi oyun anlayışını koyarak rakiplerine üstünlük kurdu. Savunmada sağlam, hücumda yaratıcı bir kimlik sergileyen İspanyollar, özellikle kanatlarda Lamine Yamal ve Nico Williams ikilisinin enerjisiyle dikkat çekti. Bu genç yetenekler, klasik pas oyununa hız ve cesaret ekleyerek izleyenlere keyif verdi.Son 16 turunda İspanya, Gürcistan karşısında adeta fırtına gibi esti ve 4-1’lik net bir galibiyetle çeyrek finale yükseldi. Çeyrek finalde ise ev sahibi Almanya ile karşılaşdılar.Uzatmalara giden bu karşılaşmada Mikel Merino’nun kritik golüyle turu geçen İspanya, mental dayanıklılığını da kanıtladı.Yarı finalde rakip Fransa’ydı. Maça hızlı başlayan Fransa’ya rağmen, 16 yaşındaki Lamine Yamal’ın muhteşem golüyle maçın kaderi değişti. Ardından Dani Olmo’nun vuruşu İspanya’yı finale taşıdı.finalde rakip İngiltere’ydi.Maçın başından itibaren topa daha fazla sahip olan taraf İspanya oldu. 47. dakikada Nico Williams’ın golüyle öne geçen İspanya, kısa süre sonra Cole Palmer’ın golüyle yakalandı. Ancak 86. dakikada sahneye çıkan Mikel Oyarzabal, turnuvanın kaderini değiştirdi. Onun golüyle İspanya, 2-1 kazanarak Avrupa şampiyonluğunu ilan etti.

Dünyanın Gelmiş Geçmiş En İyi Teknik Direktörleri                 60-Vittorio Pozzo
Vittorio Pozzo (1886–1968), İtalyan futbolunun ve genel olarak dünya futbol tarihinin en etkili teknik direktörlerinden biri olarak kabul edilir. Futbol tarihinde aynı milli takımla iki kez Dünya Kupası kazanan tek teknik direktör olması (1934 ve 1938), onun futbol anlayışının kalıcılığını ve devrimsel niteliğini kanıtlar. Pozzo, sadece bir antrenör değil; bir taktik dehası, liderlik modeli ve disiplin anlayışıyla modern futbolun öncülerindendir.Pozzo, 1912 yılında Stockholm Olimpiyatları’nda ilk kez İtalya Milli Takımı’nı yönetti. O dönem genç ve deneyimsiz bir teknik direktör olmasına rağmen, disiplini ve oyunculara yaklaşımıyla dikkat çekti. 1920’li yıllarda İtalyan futbolunun kurumsallaşma sürecine katkıda bulundu ve ulusal düzeyde bir futbol kültürü oluşmasında önemli rol oynadı. Pozzo’nun hedefi, bireysel yeteneklerden ziyade takım oyunu üzerine kurulu, organize bir futbol anlayışı geliştirmekti.Onun en önemli yeniliği, geliştirdiği “Metodo” sistemiyle geldi. Bu sistem, o dönemde yaygın olan İngiliz “WM” formasyonuna karşı bir alternatifti. Metodo, 2-3-2-3 düzenine dayanıyordu ve savunma ile hücum arasında dengeli bir yapı kuruyordu. Pozzo, takımlarının sahada kompakt kalmasını, oyuncuların hem savunma hem hücum görevlerini birlikte üstlenmesini istiyordu. Bu anlayış, modern futbolun temellerini atan kolektif oyun düşüncesinin öncülerinden biri oldu.Dünya kupası başarısı dışında Pozzo 1930 ve 1935 yıllarında İtalya ile Orta Avrupa Uluslar Kupası’nı kazandı

Süper lig tarihinin en iyi futbolcuları               43-Tümer Metin



Tümer Metin, 1974 yılında Zonguldak’ta dünyaya gelmiş, yeteneği, hırsı ve liderlik özellikleriyle Türk futboluna damga vurmuş önemli bir orta saha oyuncusudur. Kariyeri boyunca hem Türkiye Süper Ligi’nde hem de yurt dışında başarılı performanslar sergileyen Tümer, futbolculuk sonrası dönemde de spor medyasında aktif olarak yer almıştır.Tümer Metin’in futbol serüveni, Samsunspor altyapısında başladı. Burada gösterdiği performans, kısa sürede dikkat çekti ve 1997 yılında Beşiktaş’a transfer oldu. Siyah-beyazlı kulüpteki performansı ile adını geniş kitlelere duyurdu. Özellikle teknik kapasitesi, duran toplardaki ustalığı ve oyun zekâsı, onu dönemin en dikkat çeken oyuncularından biri haline getirdi.Beşiktaş’ta geçirdiği yaklaşık dokuz yıl boyunca takımın hücum hattında kilit roller üstlenen Tümer Metin, özellikle 2002-2003 sezonunda Mircea Lucescu yönetimindeki şampiyon kadroda sergilediği performansla dikkat çekti. Bu dönemde Süper Lig şampiyonluğu yaşadı, UEFA Kupası ve Şampiyonlar Ligi gibi Avrupa’nın üst düzey organizasyonlarında forma giyerek önemli deneyimler edindi. Teknik kapasitesi, yaratıcı oyun anlayışı ve sahadaki enerjisiyle taraftarın büyük sevgisini kazanan Metin, Beşiktaş camiasında özel bir yer edindi.Tümer Metin’in kariyerindeki en dikkat çekici hamlelerden biri, ezeli rakip Fenerbahçe’ye transfer olmasıydı. Bu transfer büyük yankı uyandırdı.Tümer 2006-2007 sezonunda Fenerbahçe ile Süper Lig şampiyonluğu’da yaşadı.



Samsunda Kazanan Çıkmadı.
Süper Lig’in 8.haftasında Samsun Yeni 19 Mayıs Stadyumu’nda oynanan karşılaşmada Samsunspor ile Fenerbahçe 0-0 berabere kaldı.                                Maç boyunca iki takım da gol yollarında etkisiz kalırken,tribünlerdeki heyecan sahadaki sessizliği bastıramadı.Fenerbahçe,zirve yarışında kritik iki puan kaybederken,Samsunspor güçlü rakibine karşı dirençli bir performans sergiledi.Maçın ilk 45.dakikasında iki takım da temkinli bir oyun sergiledi.Samsunspor özellikle orta sahada Fenerbahçe’nin pas trafiğini bozmayı başardı. Fenerbahçe,Fred ve İrfan Can üzerinden hücum organizasyonları denese de,Samsunspor savunması hatasız bir performans gösterdi.27.dakikada Samsunspor’un Musaba ile bulduğu gol,VAR incelemesinin ardından ofsayt gerekçesiyle iptal edildi.Bu karar,tribünlerde kısa süreli bir tepkiye yol açtı.İkinci yarıda Fenerbahçe topa daha fazla sahip olarak baskı kurmaya çalıştı.Ancak son vuruşlarda etkisiz kalan sarı-lacivertliler,Samsunspor kalecisi Okan Kocuk’u geçemedi.Samsunspor da kontra ataklarla zaman zaman tehlike yarattı.67.dakikada ev sahibi ekip penaltı bekledi ancak hakem Halil Umut Meler,VAR incelemesinin ardından pozisyonu devam ettirdi.Maçın 50.dakikasında Fenerbahçeli Milan Skriniar gördüğü sarı kartla cezalı duruma düştü.Bu sonuçla Fenerbahçe,zirve yarışında önemli bir fırsatı kaçırarak hanesine yalnızca bir puan yazdırdı.Fenerbahçe adına kaçan fırsatlar ve bitiricilik problemi dikkat çekerken, Samsunspor’un mücadele gücü ve takım disiplini öne çıktı.


Fenerbahçe Zorlu Samsun Deplasmanında
Süper Lig’in 8.haftasında Fenerbahçe, deplasmanda Samsunspor’a konuk olacak.                                            Karşılaşma bu akşam saat 20.00’de Samsun Yeni 19 Mayıs Stadyumu’nda oynanacak ve mücadele beIN Sports 1 ekranlarından naklen yayınlanacak. Maçın hakemi Halil Umut Meler olacak.Fenerbahçe, bu zorlu deplasman öncesi hazırlıklarını tamamlayarak Samsun’a ulaştı.Teknik direktör Tedesco yönetimindeki sarı-lacivertliler,galibiyet serisini sürdürmek istiyor.Ancak takımda bazı önemli eksikler bulunuyor.Kaleci İrfan Can Eğribayat ve forvet Jhon Duran, teknik heyet kararıyla kadroya alınmadı.Mert Hakan Yandaş ise henüz tam olarak hazır olmadığı için maç kadrosunda yer almadı. Ayrıca Bartuğ Elmaz da kafileye dahil edilmedi.Buna rağmen Fenerbahçe’nin hedefi deplasmandan üç puanla dönerek zirve yarışındaki iddiasını sürdürmek.Ev sahibi Samsunspor,güçlü rakibine karşı sahasında sürpriz bir galibiyet peşinde olacak. Teknik direktör Thomas Reis, hafta içinde yapılan antrenmanlarda hücum organizasyonlarına ağırlık verdi. Ancak kırmızı-beyazlı ekipte de eksikler can sıkıyor.Takımda Ebrima Ceesay,Emre Kılınç,Soner Aydoğdu,Bedirhan Çetin ve Afonso Sousa sakatlıkları nedeniyle forma giyemeyecek.Ayrıca golcü oyuncu Cherif Ndiaye de kart cezalısı olduğu için kadroda yok.Fenerbahçe,ligde oynadığı 7 maçta 4 galibiyet ve 3 beraberlikle 15 puan topladı.Sarı-lacivertliler,liderlik yarışında kayıp yaşamak istemiyor.Samsunspor ise 3 galibiyet,3 beraberlik ve 1 mağlubiyetle 12 puana sahip.



Derbide,Taraflar Birer Puanla Ayrıldı.
RAMS Park’ta oynanan Süper Lig’in 8. haftasındaki dev derbide Galatasaray ile Beşiktaş kozlarını paylaştı.                                                                          Tribünlerin tamamen dolu olduğu karşılaşmada büyük bir heyecan yaşandı. İki takım da maça hızlı başladı ancak ilk tehlikeli atağı Beşiktaş gerçekleştirdi. Maçın 12. dakikasında siyah-beyazlı ekibin yıldız forveti Tammy Abraham, ceza sahası içinde topla buluştu ve düzgün bir vuruşla topu ağlara göndererek takımını 1-0 öne geçirdi. Bu gol, Beşiktaş’a moral kazandırırken Galatasaray taraftarlarının tepkisine neden oldu.Galatasaray, golün ardından oyunun kontrolünü eline almaya çalıştı. Topa daha fazla sahip olan sarı-kırmızılılar, zaman zaman etkili pozisyonlar üretse de son paslarda hatalar yaptı. Maçın 34. dakikasında ise ev sahibi ekip büyük bir darbe aldı. Beşiktaşlı Rafa Silva’ya yapılan müdahale sonrası Galatasaray’ın savunma oyuncusu Davinson Sánchez, doğrudan kırmızı kartla oyun dışında kaldı. Galatasaray kalan dakikalarda 10 kişi mücadele etmek zorunda kaldı ve bu durum teknik direktör Okan Buruk’un planlarını altüst etti.Eksik kalmasına rağmen Galatasaray ikinci yarıya istekli başladı. Taraftarının desteğini arkasına alan sarı-kırmızılı ekip, 55. dakikada İlkay Gündoğan’ın ceza sahası dışından attığı muhteşem golle skoru 1-1’e getirdi.Bu sonuçla Galatasaray puanını 22’ye çıkararak liderliğini sürdürdü, ancak galibiyet serisi sona erdi. Beşiktaş ise puanını 13’e yükselterek 5. sıraya yerleşti.
Galatasaray,Beşiktaş Derbisinin Tarihi

GALATASARAY – BEŞİKTAŞ DERBİ TARİHİ: BİR ASIRLIK REKABETİN HİKÂYESİ
Türk futbolunun en köklü ve heyecan dolu rekabetlerinden biri olan Galatasaray – Beşiktaş derbisi, yalnızca bir spor karşılaşması değil; aynı zamanda tarih, tutku ve kimliğin birleştiği bir hikâyedir. Bu iki dev kulüp arasındaki mücadele, sahada başlayan ancak yıllar içinde ülkenin sosyal yaşamına kadar uzanan bir kültürel olgu hâline gelmiştir.Galatasaray ile Beşiktaş, tarihte ilk kez 22 Ağustos 1924’te karşı karşıya geldi. Taksim Stadı’nda oynanan bu mücadeleyi Galatasaray 2-0 kazandı ve böylece Türk futbol tarihinin en önemli rekabetlerinden biri resmen başlamış oldu.İlk yıllarda dostane bir çekişme olarak başlayan bu mücadele, zamanla büyük bir prestij savaşına dönüştü. Artık her derbi, sadece üç puan için değil, camiaların onuru ve taraftarların gururu için oynanan bir “futbol klasiği” hâline geldi.Galatasaray – Beşiktaş rekabeti, yıllar boyunca sayısız unutulmaz maça sahne olmuştur. 1986 yılında Beşiktaş’ın elde ettiği 5-0’lık tarihi galibiyet, siyah-beyazlı taraftarların hafızasına kazınmıştır. Buna karşılık, 2002’de Galatasaray’ın Ali Sami Yen’de 2-0 geriden gelip 3-2 kazandığı maç, sarı-kırmızılı camia için unutulmaz bir anı olarak yerini almıştır.Her dönem farklı yıldızlar bu büyük rekabete damga vurmuştur: Metin Tekin,Gheorghe Hagi, Arda Turan, Sergen Yalçın, Ricardo Quaresma gibi isimler, derbi tarihine adlarını altın harflerle yazdırmıştır.

Galatasaray İle Beşiktaş, Dev Derbide Kozlarını Paylaşacak.

Süper Lig’de heyecan dorukta! Bu akşam Türkiye’nin iki dev kulübü Galatasaray ve Beşiktaş,ezeli rekabette kozlarını paylaşacak.                                       Futbolseverlerin büyük bir merakla beklediği dev derbi, RAMS Park’ta (Ali Sami Yen Spor Kompleksi) saat 20.00’de oynanacak. Mücadeleyi hakem Yasin Kol yönetecek ve karşılaşma beIN Sports 1 kanalından canlı olarak yayınlanacak.Galatasaray, bu sezon Süper Lig’e oldukça etkileyici bir başlangıç yaptı. Sarı-kırmızılılar, şu ana kadar ligde yenilgi yüzü görmeden liderlik koltuğunda oturuyor. Teknik direktör Okan Buruk, öğrencilerinden derbide de aynı disiplin ve oyun anlayışını sürdürmelerini bekliyor. Takımda sakat ya da cezalı oyuncu bulunmaması, Galatasaray’ın en büyük avantajlarından biri olarak öne çıkıyor. Taraftarlar, bu akşam tribünleri tamamen doldurarak takımlarına tam destek verecek.Beşiktaş ise zorlu deplasmana moral motivasyonu yüksek bir şekilde geliyor. Son haftalarda istediği istikrarı yakalamakta zorlanan siyah-beyazlılar, bu derbiyi yeniden çıkışa geçmek için önemli bir fırsat olarak görüyor. Teknik direktör Sergen Yalçın özellikle hızlı hücum ve kontra ataklarla Galatasaray savunmasını zorlamayı planlıyor.Ali Sami Yen tribünleri, bu akşam büyük bir futbol şölenine sahne olacak. Taraftarlar arasında biletler günler öncesinden tükendi.Türkiye futbolunun en köklü rekabetlerinden biri olan Galatasaray – Beşiktaş derbisi, yine milyonları ekran başına kilitleyecek.



Futbol Tarihinde En Çok Asist Yapanlar.       10-Luís Figo(283)


Luís Figo, yalnızca top sürme kabiliyetiyle değil, aynı zamanda olağanüstü asist becerileriyle de futbolun en zarif hücum oyuncularından biri olarak tarihe geçti. Sporting CP’den başlayarak Barcelona, Real Madrid ve Inter’deki kariyerinde, Figo’nun asıl gücü rakip savunmayı çözme ve arkadaşlarını gol pozisyonuna sokma yeteneğiydi.Figo, sahadaki vizyonuyla bir asist ustasıydı. Kanattan topu taşırken yalnızca birebirde rakibini geçmeye odaklanmaz, aynı zamanda arkadaşlarının koşularını sezerek pas açılarını arardı. Bu yaratıcı oyun görüşü sayesinde, beklenmedik anda verdiği paslarla rakip savunmaları hazırlıksız yakalardı.Asistlerinin çoğu, çizgide süratle ilerledikten sonra yaptığı ortalardan geldi. Ancak Figo’nun farkı, orta kalitesinin her zaman üst düzey olmasıydı. Ayağının içiyle yaptığı kavisli ortalar, forvetlerin kafayla gol bulmasını kolaylaştırırken, alçak ve sert pasları ise savunmanın dengesini bozarak net fırsatlar yaratırdı.Figo’nun en bilinen özelliklerinden biri de teknik driplingleriydi. Bir veya iki oyuncuyu geçtikten sonra ceza sahası çevresinde boşluk yaratır, ardından doğru zamanda pasını verirdi. Bu özellik, onun asistlerini yalnızca basit bir “son pas” olmaktan çıkarıp, tüm hücumun hazırlayıcısı hâline getirdi.Kariyeri boyunca resmi maçlarda 280’in üzerinde asist yapan Figo, futbol tarihinde bu alanda öne çıkan isimlerden biri olmuştur. Onun asistleri yalnızca sayı değil, takımlarının kazandığı şampiyonluklarda kritik dönemeçleri belirleyen katkılardı.


Futbol Tarihinde En Çok Gol Atanlar.               16-Imre Schlosser(553)


Imre Schlosser, 20. yüzyılın başlarında futbol sahnesine damgasını vuran, ancak modern çağın ışığında adı yeterince anılmayan bir golcüydü. Macaristan futbolunun en büyük forvetlerinden biri olan Schlosser, hem kulüp hem de milli takım düzeyinde attığı sayısız golle Avrupa futbolunun ilk süper yıldızlarından biri hâline geldi.Schlosser’in gol becerilerinin temelinde, ceza sahasında her pozisyonu gole çevirebilen olağanüstü bitiriciliği vardı. Rakip savunmayı zor durumda bırakacak doğru pozisyonları alır, kaleye yüzünü döndüğü an tehlike yaratırdı. Sol ayağıyla attığı gollerle tanınsa da, sağ ayağı ve kafa vuruşlarında da etkiliydi.Resmî kayıtlara göre Schlosser, kariyerinde 500’ün üzerinde gol atarak futbol tarihinin en üretken oyuncularından biri olmuştur. Macaristan ligi tarihine damga vurmuş ve yıllar boyunca üst üste gol kralı olmuştur. Bu olağanüstü süreklilik, onun yalnızca yetenekli değil, aynı zamanda çok çalışkan ve disiplinli bir futbolcu olduğunun göstergesidir.Macaristan Milli Takımı formasıyla 68 maçta 59 gol kaydeden Schlosser, uluslararası arenada da ne kadar büyük bir golcü olduğunu kanıtladı. Bu oran, onun dönemin en etkili milli takım forvetlerinden biri olduğunu açıkça gösterir.Imre Schlosser yalnızca rakamlara sığdırılamayacak kadar büyük bir golcüydü. Bitiriciliği, pozisyon zekâsı ve milli takımdaki etkileyici performansı, onu Macar futbolunun ve Avrupa futbol tarihinin en önemli isimlerinden biri yapmıştır.


Fenerbahçe Avrupada 3 Puanla Tanıştı.
UEFA Avrupa Ligi’nin ikinci haftasında Fenerbahçe, Kadıköy’de Fransız temsilcisi Nice’i ağırladı.
Taraftarının yoğun desteğini arkasına alan sarı-lacivertliler, sahadan 2-1’lik galibiyetle ayrılarak Avrupa arenasındaki ilk üç puanını hanesine yazdırdı.Maçın daha üçüncü dakikasında Fenerbahçe öne geçti. Anderson Talisca’nın ara pasında savunmanın arkasına sarkan Kerem Aktürkoğlu, kaleciyle karşı karşıya kaldığı pozisyonda düzgün bir vuruş yaparak topu filelere gönderdi. Bu gol, tribünlerde büyük bir coşku yarattı ve Fenerbahçe’nin maça hızlı başlamasını sağladı.25. dakikada bir kez daha sahneye çıkan Kerem, ceza sahasında rakip savunmayı geçerek yaptığı şutla farkı ikiye çıkardı. Top, savunmaya da çarparak ağlarla buluştu ve sarı-lacivertliler rahat bir nefes aldı. Ancak 34. dakikada Milan Skriniar’ın elle oynaması sonrası Nice penaltı kazandı. 37. dakikada Kevin Carlos topu ağlara göndererek skoru 2-1 yaptı. İlk yarı bu skorla tamamlandı.İkinci yarıda ise tempo düşmedi. Nice beraberlik için baskısını artırırken Fenerbahçe savunması dikkatli bir oyun sergiledi. 68. dakikada Moffi’nin şutu kaleci Ederson’dan dönerken, 73. dakikada En-Nesyri’nin kafa vuruşu az farkla auta çıktı. Bu dakikalardan sonra rakibine pozisyon vermeyen Fenerbahçe, skoru korumayı başardı.Maçın yıldızı kuşkusuz iki gol atan Kerem Aktürkoğlu oldu. Genç oyuncu hem hızı hem de bitiriciliğiyle tribünleri mest ederken, Fenerbahçe’nin Avrupa kupalarındaki 400. golünü de kaydederek tarihe geçti.




Fenerbahçe,3 Puan İçin Sahaya Çıkıyor.
Fenerbahçe,UEFA Avrupa Ligi grup aşamasının ikinci haftasında sahasında Fransa temsilcisi OGC Nice’i ağırlıyor.                                                                          Mücadele bu akşam saat 19.45’te Şükrü Saracoğlu’nda oynanacak.Karşılaşma TRT1 ekranlarından canlı ve şifresiz olarak futbolseverlere ulaşacak.Sarı-lacivertliler,gruptaki ilk maçında Dinamo Zagreb deplasmanından 3-1’lik mağlubiyetle dönmüştü.Bu nedenle Nice karşısında alınacak üç puan,hem moral kazanımı hem de gruptaki iddianın devamı açısından büyük önem taşıyor.Taraftar desteğini arkasına alacak olan Fenerbahçe,Avrupa arenasında çıkış arıyor.Teknik direktör Domenico Tedesco,maç öncesinde düzenlenen basın toplantısında takıma olan güvenini vurguladı.Tedesco’nun, Kerem Aktürkoğlu hakkında gelen soruya gülümseyerek yanıt vermesi ise dikkat çekti.Bu açıklama, takım içindeki olumlu havanın da bir göstergesi olarak değerlendirildi.Fenerbahçe’de Jhon Durán sakatlığı nedeniyle maçta forma giyemeyecek.Buna karşın diğer oyuncular hazır durumda bulunuyor.Anderson Talisca’nın da cezasını tamamlamasının ardından sahada olması bekleniyor.Son antrenmanlarını tamamlayan sarı-lacivertliler, taktik ağırlıklı çalışmalarla karşılaşmaya hazırlandı.İki takım, Avrupa kupalarında daha önce beş kez karşı karşıya geldi.Bu mücadele,iki kulüp arasındaki altıncı randevu olacak.Fenerbahçe,saha avantajını kullanarak gruptaki ilk galibiyetini almak ve taraftarına üç puan hediye etmek istiyor.
Şampiyonlar Ligi Kazananları              30-Real Madrid(2021-2022)
2022 UEFA Şampiyonlar Liginde Carlo Ancelotti yönetimindeki Madrid ekibi, sezon boyunca sergilediği inanılmaz geri dönüşlerle futbol tarihine damga vurdu. Finalde Liverpool’u 1-0 mağlup eden Real Madrid, 14. Avrupa şampiyonluğunu kazanarak bu alandaki liderliğini daha da pekiştirdi.Real Madrid’in şampiyonluk yolu oldukça zorlu geçti. Son 16 turunda PSG ile eşleşen Madrid, Paris’te oynanan ilk maçta 1-0 yenilmiş, rövanşta ise 2-0 geriye düşerek elenmenin eşiğine gelmişti. Ancak Karim Benzema’nın hat-trick performansı, tarihe geçen bir geri dönüşe imza attı. Bu maç, Real Madrid’in “asla pes etmeyen” ruhunu en iyi yansıtan karşılaşmalardan biri oldu.Çeyrek finalde Chelsea’ye karşı da benzer bir senaryo yaşandı. İlk maçta Londra’da 3-1 kazanarak avantaj elde eden Madrid, rövanşta 3-0 geriye düşerek şok yaşadı. Ancak uzatmalarda Benzema’nın kritik golü, turu İspanyol devine getirdi. Yarı finalde ise bu kez Manchester City ile epik bir mücadeleye giriştiler. İlk maçta 4-3 kaybeden Real Madrid, rövanşın son dakikalarına 1-0 geride girdi. Herkes City’nin finale çıktığını düşünürken Rodrygo’nun iki dakikada attığı iki gol, Santiago Bernabéu’yu adeta ateşe verdi. Uzatmalarda Benzema’nın penaltı golüyle Real Madrid final biletini aldı.Finalde rakip, 2018’de de karşı karşıya geldikleri Liverpool’du. Paris’te oynanan maçta Real Madrid, rakibine oranla daha az pozisyona girmesine rağmen fırsatçılığını konuşturdu. 59. dakikada Vinícius Júnior’un kaydettiği gol, kupayı Madrid’e getirdi.

Uefa Avrupa Ligi Şampiyonları.          16-Real Madrid(1986)
1986 yılı, Real Madrid’in Avrupa sahnesinde yeniden yükselişe geçtiği dönemin en önemli basamaklarından birini temsil eder. O sezon kazanılan UEFA Kupası, kulübün üst üste ikinci kez bu organizasyonda şampiyonluğa ulaşmasını sağladı. Aynı zamanda bu başarı, Real Madrid’in uzun yıllar süren Avrupa kupası hasretine son vermesi açısından tarihi bir anlam taşıyordu.Real Madrid, turnuvaya güçlü bir kadro ve büyük bir motivasyonla başladı. İlk turlardan itibaren özellikle Santiago Bernabéu’da oynanan karşılaşmalarda ortaya koydukları baskılı futbol, rakipler için büyük bir tehdit oluşturdu. Evinde farklı skorlar alan Madrid ekibi, deplasmanlardaki zorlukları ise bireysel yetenekleriyle aştı. Yarı finalde Inter gibi güçlü bir rakibi saf dışı bırakmaları, kupaya uzanacaklarının işareti oldu. Finalde karşılarına çıkan Köln karşısında ise ilk maçta aldıkları farklı galibiyetle kupayı büyük ölçüde garantilediler ve rövanşta zorlanmalarına rağmen kupayı müzelerine götürdüler.Bu başarıda dönemin kadrosu kilit bir rol oynadı. “Quinta del Buitre” yani “Akbaba Beşlisi”nin lideri Emilio Butragueño, genç jenerasyonun Avrupa sahnesinde kendini ispatlamasında öncü oldu. Meksikalı golcü Hugo Sánchez, olağanüstü golleriyle taraftarların gönlünü kazandı. Santillana ve Juanito gibi tecrübeli isimler, takıma hem deneyim hem de saha içi liderlik kattılar. Savunmada ise Camacho ve Gallego gibi oyuncular, takımın dengesini sağlayan isimlerdi.

Galatsaray’dan Evinde Tarihi Zafer.
UEFA Şampiyonlar Ligi’nde Galatasaray, evinde ağırladığı Liverpool’u 1-0 mağlup ederek tarihi bir zafere imza attı.                                                                     Sarı-kırmızılı ekip, taraftarlarının büyük desteğiyle sahaya çıkan güçlü rakibi karşısında disiplinli ve kararlı bir oyun sergiledi.Mücadelenin 16. dakikasında Barış Alper Yılmaz, ceza sahasında Szoboszlai’nin müdahalesiyle yerde kaldı ve hakem penaltı noktasını gösterdi. Topun başına geçen Victor Osimhen, soğukkanlı bir şekilde topu ağlara göndererek Galatasaray’ı öne geçirdi. Bu gol, maçın da tek sayısı oldu.İngiliz temsilcisinde işler planlandığı gibi gitmedi. Kaleci Alisson ve forvet Hugo Ekitike, yaşadıkları sakatlıklar nedeniyle oyuna devam edemedi. Bu durum Liverpool’un hücum gücünü zayıflatırken, Galatasaray’ın savunmadaki direncini artırdı.Karşılaşmanın son anlarında Liverpool lehine verilen penaltı kararı, VAR incelemesi sonrası iptal edildi. Bu karar tribünlerde büyük sevinç yaratırken, Galatasaray skoru koruyarak sahadan galibiyetle ayrıldı.Bu sonuçla birlikte Galatasaray, Devler Ligi’nde gruptaki iddiasını güçlendirirken, futbol kamuoyuna da önemli bir mesaj verdi. Sarı-kırmızılı ekip, hem savunmada hem de hücumda disiplinli oyunu sayesinde Liverpool gibi dev bir rakibi mağlup etmeyi başardı.

Dev Maçta Galatasaray’ın Rakibi liverpool
UEFA Şampiyonlar Ligi’nde heyecan dorukta! Temsilcimiz Galatasaray, bugün İngiltere’nin köklü kulüplerinden Liverpool ile karşı karşıya gelecek.        Dev mücadele, İstanbul’daki RAMS Park (Ali Sami Yen Spor Kompleksi)’nda saat 22:00’de (TSİ) başlayacak. Maç, futbolseverler tarafından büyük bir heyecanla bekleniyor.Liverpool cephesinde teknik direktör Arne Slot Maç öncesinde yaptığı açıklamada, savunmadaki hataların giderilmesi gerektiğini vurguladı ve oyuncularından daha istikrarlı bir performans talep etti.Liverpool’da önemli bir eksik dikkat çekiyor. Takımın yıldızlarından Federico Chiesa, sakatlığı nedeniyle İstanbul’a getirilmeyen oyuncular arasında yer aldı. Slot, bu açığı farklı oyuncularla kapatmayı hedeflerken, Galatasaray ise eksiksiz bir kadroyla sahaya çıkmaya hazırlanıyor.Galatasaray, gruptaki ilk maçında Eintracht Frankfurt’a 5-1 mağlup olarak kötü bir başlangıç yapmıştı. Sarı-kırmızılılar, Liverpool karşılaşmasında hem taraftarı önünde moral bulmak hem de gruptaki iddiasını sürdürmek istiyor. Teknik direktör Okan Buruk’un, özellikle hücum hattını öne çıkaran bir oyun planı ile sahaya çıkması bekleniyor.Galatasaray taraftarı, büyük bir coşku ile takımlarını desteklemek için tribünleri dolduracak. RAMS Park’ta yüksek bir atmosferin oluşması bekleniyor. Karşılaşma, Türkiye’de TRT 1 kanalından canlı ve şifresiz olarak yayınlanacak.



Avrupa Şampiyonları.                  15-İtalya(2020)
Euro 2020 Avrupa Futbol Şampiyonası, pandemi nedeniyle bir yıl gecikmeli olarak 2021 yazında gerçekleştirildi. 11 farklı şehirde düzenlenen turnuva, futbol tarihine damga vuran unutulmaz anlarla doluydu. Bu hikâyenin en parlak sayfasını ise, Roberto Mancini yönetimindeki İtalya Milli Takımı yazdı. Disiplinli oyun anlayışı, takım ruhu ve yılmaz mücadeleleri sayesinde İtalya, 1968’den sonra ikinci kez Avrupa şampiyonu olmayı başardı.Roma’da oynanan maçlarda İtalya, Türkiye’yi 3-0, İsviçre’yi 3-0 ve Galler’i 1-0 yenerek gruptan lider çıktı. Henüz bu aşamada hem hücumda üretken hem de savunmada sağlam bir takım görüntüsü verdi.Avusturya karşısında zorlansa da uzatmalarda bulduğu gollerle 2-1 kazanarak çeyrek finale yükseldi.Belçika ile karşılaşan İtalya, yüksek tempolu maçta 2-1 galip gelerek turnuvanın favorilerinden birini saf dışı bıraktı.İspanya karşısında 1-1 biten maç penaltılara gitti. Gianluigi Donnarumma’nın kurtarışlarıyla finale yükselen İtalya, karakterini bir kez daha gösterdi.Wembley’de İngiltere ile karşılaşan Azzurri, erken golle geri düşmesine rağmen Bonucci’nin golüyle beraberliği yakaladı. Penaltılarda üstün gelen İtalya, kupayı kaldırdı.Euro 2020, İtalya için bir geri dönüş hikâyesi oldu. 2018 Dünya Kupası’na katılamayarak büyük bir hayal kırıklığı yaşayan ülke, üç yıl sonra Avrupa’nın zirvesine çıkarak yeniden futbolun en güçlü ülkelerinden biri olduğunu kanıtladı. Bu zafer, yalnızca bir kupadan fazlasıydı; İtalya futbolunun yeniden doğuşunun sembolü oldu.










Beşiktaş Evinde Zorlanmadı.
Beşiktaş, bugün Vodafone Park’ta oynanan hazırlık maçında Kocaelispor’u 3-1 mağlup etti.
Siyah-beyazlı ekip, özellikle hücum hattındaki yıldızlarının performansıyla dikkat çekti. Taraftarların yoğun ilgi gösterdiği karşılaşma, yüksek tempoda başladı ve Beşiktaş kısa sürede oyuna hakim oldu.Maçın gollerini Beşiktaş adına Rafa Silva, Vaclav Cerny ve Jota Silva kaydetti. Özellikle Jota’nın golü, hem estetik vuruşu hem de oyunun kritik anında gelmesiyle öne çıktı. Kocaelispor ise zaman zaman etkili ataklar geliştirse de Beşiktaş savunmasını aşmakta zorlandı. Yine de konuk ekip, mücadeleden onurlu bir gol çıkarmayı başardı.Teknik direktör Sergen Yalçın, maç sonrası yaptığı açıklamada takımın moral bulduğunu ve yeni sezona hazır bir görüntü verdiğini ifade etti. Özellikle sakat oyuncuların durumu ve kadro yapılanması hakkında da değerlendirmelerde bulundu. Bu galibiyet, Beşiktaş’ın hem oyun disiplinini hem de ofansif gücünü test etmesi açısından önemli bir sınav oldu.Beşiktaş, bu sonuçla birlikte taraftarına güven veren bir oyun sergilerken, yaklaşan lig maçları öncesinde moral depolamış oldu. Siyah-beyazlı ekip, önümüzdeki dönemde oynayacağı karşılaşmalar için daha yüksek bir motivasyonla hazırlıklarına devam edecek.

Beşiktaş,Ligin Yeni Ekibi Kocaelispor’u Konuk Ediyor.
Trendyol Süper Lig’in 7. haftasında Beşiktaş, ligin yeni ekiplerinden Kocaelispor’u kendi sahasında konuk ediyor.                                                                             Tüpraş Stadyumu’nda oynanacak karşılaşma saat 20.00’de başlayacak ve futbolseverler tarafından büyük ilgiyle takip edilecek. Siyah-beyazlılar, taraftarının önünde kazanarak ligde çıkışa geçmek istiyor.Mücadeleyi Ali Şansalan yönetecek. Şansalan’ın yardımcılıklarını Esat Sancaktar ile Caner Özaral üstlenecek. Karşılaşmanın dördüncü hakemi ise Burak Pakkan olacak.Sezona istediği gibi başlayamayan Beşiktaş, taraftarı önünde alacağı galibiyetle moral bulmayı hedefliyor. Teknik direktörün bu maçta hücum gücünü ön plana çıkaracağı, özellikle hızlı kanat oyuncularıyla Kocaelispor savunmasını zorlamayı planladığı öğrenildi. Siyah-beyazlılar, ligde üst sıralara tırmanmak için bu maçı kritik görüyor.Ligin yeni takımlarından Kocaelispor ise güçlü rakibi karşısında deplasmandan puan ya da puanlarla dönmek istiyor. Karşılaşma öncesinde Kocaeli Valisi İlhami Aktaş ve Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın, takımı ziyaret ederek futbolculara moral verdi. Yeşil-siyahlı ekip, bu desteği sahaya yansıtarak sürpriz bir sonuç peşinde olacak.Her iki ekip için de büyük önem taşıyan mücadele, Süper Lig’de dengeleri değiştirebilir. Beşiktaş alacağı üç puanla yeniden şampiyonluk yarışında söz sahibi olmayı hedeflerken, Kocaelispor için bu maç lige damga vurabilecek bir fırsat olarak görülüyor.


Zor Günler Geçiren Fenerbahçe 3 Puanı Aldı.
Trendyol Süper Lig’in 7. haftasında Fenerbahçe, Kadıköy’de Hesap.com Antalyaspor’u ağırladı.
Yoğun taraftar desteğiyle sahaya çıkan sarı-lacivertliler, ikinci yarıda bulduğu gollerle mücadeleden 2-0 galip ayrıldı.Maçın ilk devresinde Fenerbahçe, rakip sahada baskı kursa da Antalyaspor’un savunmasını aşmakta zorlandı ve son vuruşlarda istenilen kalite sağlanamadı. Antalyaspor ise hızlı kontrataklarla tehlike yaratmak istese de kaleci Ederson kritik hamleleriyle gole izin vermedi.İkinci yarıya daha tempolu başlayan Fenerbahçe, 65. dakikada açılışı yaptı.Penaltıdan Talisca klas bir vuruşla ağları havalandırarak takımını öne geçirdi. Bu golle birlikte taraftarlar tribünlerde büyük coşku yaşadı.2. Gol 90+2. dakikada Sebastian Szymanski ile geldi.Alınan bu galibiyetle Fenerbahçe puanını 15’e yükseltti ve şampiyonluk yarışındaki iddiasını sürdürdü. Teknik direktör Tedesco, özellikle ikinci yarıdaki oyun disiplininden memnuniyetini dile getirirken, taraftarlar da milli araya moralli girmenin sevincini yaşadı. Antalyaspor ise 10 puanda kalarak orta sıralarda yerini korudu.Fenerbahçe’nin bir sonraki lig maçını Samsunsporla oynayacak.

Fenerbahçe Saran Başkanlığında İlk Maçında.
Süper Lig’in 7. haftasında Fenerbahçe, bu akşam kendi sahasında Antalyaspor’u konuk edecek.                Saat 20.00’de başlayacak mücadele, Ülker Stadyumu Şükrü Saracoğlu Spor Kompleksi’nde oynanacak.Sarı-lacivertliler son resmi karşılaşmalarda istediği sonuçları alamamış durumda. Ligde son iki maçında beraberlik yaşayan sarı-lacivertliler, Avrupa arenasında ise Dinamo Zagreb’e mağlup olarak moral kaybetti. Taraftar, bu kez Kadıköy’de alınacak bir galibiyetle çıkışa geçilmesini bekliyor.Konuk ekip Antalyaspor ise güçlü rakibi karşısında puan arayışında olacak. Deplasmanda disiplinli savunma anlayışıyla öne çıkan kırmızı-beyazlılar, hızlı hücum oyuncularıyla Fenerbahçe’nin defans arkasında boşluk yakalamayı hedefliyor. Antalyaspor teknik ekibi, oyunun temposunu düşürüp fırsat buldukça kontra ataklarla sonuca gitmeyi planlıyor.Tüm bu faktörler, Kadıköy’de oynanacak mücadeleyi hem iki takım için hem de ligin genel dengeleri açısından kritik hale getiriyor. Fenerbahçe taraftarı önünde galibiyet serisine yeniden başlamak isterken, Antalyaspor’un sahadan alacağı olası bir puan ya da galibiyet, ligin gidişatında sürpriz etki yaratabilir.


Dünyanın Gelmiş Geçmiş En İyi Teknik Direktörleri                    61-Tomislav Ivic
Tomislav Ivić, dünya futbol tarihine adını disiplini, taktik bilgisi ve uluslararası başarılarıyla yazdırmış önemli bir teknik direktördür.Kariyeri boyunca farklı kıtalarda, birçok kulüpte görev almış ve olağanüstü bir başarı grafiği çizmiştir.Teknik direktörlük kariyerine 1973 yılında, futbolcu olarak da formasını giydiği Hajduk Split’te başlamıştır. Hajduk’u çalıştırdığı dönemde Yugoslavya futboluna damgasını vurmuş ve bu süreçte 3 Yugoslavya Ligi Şampiyonluğu ile 4 Yugoslavya Kupası kazanmıştır. Ivić’in bu dönemdeki en dikkat çeken yönü, oynattığı disiplinli, dengeli ve fiziksel güce dayalı oyundu. Hajduk Split, onun yönetiminde sadece Yugoslavya’da değil, Avrupa kupalarında da adından söz ettiren bir ekip haline geldi.Avrupa futbolunun dikkatini çeken Ivić, 1976 yılında Hollanda’nın dev kulübü Ajax’ın başına geçti. Ajax’ta görev yaptığı dönemde 1976-1977 sezonunda Eredivisie şampiyonu oldu.Ardından Belçika’da Anderlecht, Yunanistan’da Panathinaikos gibi kulüplerde görev aldı. Bu kısa dönemlerde dahi takımlarına organize savunma ve fiziksel dayanıklılık anlamında önemli katkılar sağladı. 1984-1985 sezonunda Porto’nun başına geçti ve kısa sürede takımı Primeira Liga şampiyonluğuna taşıdı. Bu dönemde Porto’nun savunma organizasyonu Avrupa’daki en sağlam yapılar arasında gösterildi. Ayrıca onun kurduğu temeller, kulübün 1986-87 sezonunda Şampiyon Kulüpler Kupası’nı kazanmasında büyük rol oynadı.1994-1995 sezonunda Türkiye’de Galatasaray’ın teknik direktörlüğünü üstlendi.

Süper lig tarihinin en iyi futbolcuları.           42-Cüneyt Tanman

Türk futbol tarihinin en sadık, en karakterli ve en çalışkan futbolcularından biri olan Cüneyt Tanman, kariyeri boyunca yalnızca bir formaya, Galatasaray’a hizmet etti. Sahada gösterdiği liderlik, çok yönlülüğü ve beyefendi kişiliğiyle hem taraftarların hem de rakiplerin saygısını kazanan Tanman, “kulüp efsanesi” olmanın tüm gereklerini sahada ve saha dışında fazlasıyla yerine getirdi.1956 yılında İstanbul’da doğan Cüneyt Tanman, futbola Galatasaray altyapısında başladı. Henüz genç yaşta gösterdiği olgun oyun anlayışıyla dikkat çekti. 1972 yılında A takıma yükseldi ve o günden itibaren Galatasaray formasını sırtından neredeyse hiç çıkarmadı.Cüneyt Tanman, 1973-1991 yılları arasında aralıksız olarak Galatasaray formasını giydi. Kariyerinde toplam 400’ün üzerinde resmi maça çıktı. Savunmanın her bölgesinde oynayabilen Tanman, zaman zaman orta saha hatta kaleci mevkisinde bile görev aldı. Bu yönüyle adeta bir “joker” oyuncuydu.1980’li yılların ortasında Galatasaray’ın kaptanlığına getirilen Tanman, takımı hem saha içinde hem de dışında yönlendiren önemli bir lider figürüydü. 1986-87 sezonunda kazanılan şampiyonlukta, takım kaptanı olarak Galatasaray’a 14 yıl aradan sonra gelen kupayı kaldırma gururunu yaşadı.Cüneyt Tanman sadece bir defans oyuncusu değildi.Teknik kapasitesi yüksek, oyun zekâsı gelişmiş ve pas kabiliyeti güçlü bir futbolcuydu. Modern futbolda “oyunu geriden kuran stoper” tanımı, Türkiye’de belki de ilk onunla anlam kazandı.



Galatasaray, Zorlansada 3 Puanı Aldı.
Süper Lig’in 7. haftasında Galatasaray, Corendon Alanyaspor deplasmanına konuk oldu.
Zorlu geçen mücadelede sarı-kırmızılılar sahadan 1-0’lık galibiyetle ayrılarak liderliğini sürdürdü. Maçın tek golünü 23. dakikada Mauro Icardi, klas bir topuk vuruşuyla kaydetti.Galatasaray bu sonuçla ligde bu sezonki yedinci maçında da galip gelerek namağlup serisini sürdürdü. Böylece geçen sezondan bu yana istikrarlı performansına devam eden sarı-kırmızılı ekip, şampiyonluk yolunda önemli bir adım daha attı.Mücadelenin ilk yarısında oyunun kontrolü Galatasaray’da olsa da, zaman zaman savunmada verilen boşluklar dikkat çekti. Alanyaspor, özellikle ikinci yarıda daha fazla risk alarak rakip kalede pozisyonlar buldu. Galatasaray kalecisi Ugurcan’ın kritik kurtarışları, skoru korumada belirleyici oldu.Maç sonrasında teknik direktör Okan Buruk, Alanyaspor’un geçiş oyununu iyi oynayan bir takım olduğunu ve bu nedenle zaman zaman zorlandıklarını ifade etti. Ancak oyunun genelinde kontrolü ellerinde tuttuklarını söyledi. Alanyaspor Teknik Direktörü João Pereira ise takımının ikinci yarıdaki mücadelesinden memnun olduğunu, ancak sonuca yansıtamadıklarını dile getirdi.Karşılaşma sonrası spor yorumcuları Galatasaray’ın üç puan almasına rağmen özellikle son 15 dakikada savunmada ciddi sıkıntılar yaşadığını belirtti. Bazı eleştirilerde takımın oyunun kontrolünü erken koparamadığı, bu nedenle rakibe fırsatlar verdiği öne çıkarıldı.


Galatasaray,Alanya Deplasmanında
Galatasaray, Süper Lig’in heyecan dolu haftasında bu akşam deplasmanda Alanyaspor’a konuk olacak.
Sarı-kırmızılı ekip, son dönemde yakaladığı çıkışı sürdürerek zirve yarışındaki iddiasını güçlendirmeyi hedefliyor. Maç, futbolseverlerin yoğun ilgisiyle saat 20.00’de başlayacak.Mücadele öncesinde Galatasaray cephesinde hazırlıklar yoğun bir tempoda tamamlandı. Teknik direktör Okan Buruk, son antrenmanlarda özellikle savunma ve hücum geçişlerine önem verdi. Takımın kanatları etkin kullanması ve orta sahada topa sahip olarak oyunun kontrolünü elinde tutması planlanıyor.Alanyaspor ise kendi sahasında sürpriz yapma peşinde olacak. Hücumda hızlı çıkışlarıyla dikkat çeken Akdeniz temsilcisi, güçlü rakibine karşı taraftar desteğini arkasına alarak sahadan puan veya puanlarla ayrılmayı hedefliyor. Bu nedenle maçın temposunun yüksek olması bekleniyor.Galatasaray için bu karşılaşma, hem moral hem de puan tablosundaki konum açısından büyük önem taşıyor. Sarı-kırmızılıların taraftarları da takımlarını yalnız bırakmayarak tribünlerdeki yerlerini alacak. Kritik 90 dakika, iki takımın da ligdeki hedeflerini yakından etkileyecek.

Futbol Tarihinde En Çok Asist Yapanlar.                11-Benzema


Karim Benzema, kariyerinin büyük bölümünde attığı gollerle anılsa da, aslında asist becerileriyle de modern futbolun en değerli hücum oyuncularından biridir. Onu farklı kılan, klasik santrforlardan ayrılan çok yönlülüğü ve takım arkadaşlarını besleyen oyun zekâsıdır.Benzema, hiçbir zaman yalnızca kendi golünü arayan bir forvet olmadı. Özellikle Real Madrid’de Cristiano Ronaldo ile oynadığı dönemde, kendi skor katkısından feragat ederek asist rolünü üstlendi. Rakip savunmayı üzerine çekip doğru anda pası çıkararak Ronaldo’nun gol makinesine dönüşmesinde büyük pay sahibi oldu.Asist becerisinin temelinde, pasları doğru anda ve doğru noktaya gönderebilme yeteneği yatıyor. Benzema, özellikle ceza sahası çevresinde dar alanda yaptığı “bir dokunuş” paslarla takım arkadaşlarını kaleciyle karşı karşıya bırakmada çok başarılıdır.Top kontrolündeki yumuşaklık, Benzema’ya farklı bir vizyon kattı. Hem ayağının içiyle hassas paslar atabiliyor hem de topu koruyarak asist öncesi hazırlığı yapabiliyor. Bu teknik beceri, onun oyunu hem hızlandırmasına hem de sakinleştirmesine olanak sağladı.Kariyeri boyunca resmi maçlarda toplamda yaklaşık 166 asist üreten Benzema, bunun 149’unu Real Madrid formasıyla kaydetmiştir.UEFA Şampiyonlar Ligi’nde de 29 asistlik katkısıyla Avrupa arenasında ne kadar önemli bir oyun kurucu olduğunu göstermiştir.Karim Benzema yalnızca golleriyle değil, sahada bir oyun kurucu gibi takım arkadaşlarına hazırladığı pozisyonlarla da tarihe geçti.



Fenerbahçe Avrupa’da da kayıp
Fenerbahçe, UEFA Avrupa Ligi’nde grup etabının ilk maçında deplasmanda Dinamo Zagreb ile karşılaştı.
Sarı-lacivertliler, deplasmanda karşılaştığı Dinamo Zagreb’e 3-1 mağlup oldu ve taraftarlarını üzdü. Maksimir Stadyumu’ndaki karşılaşma boyunca temsilcimiz zaman zaman etkili olsa da savunmada yapılan hatalar pahalıya mal oldu.Maça hızlı başlayan ev sahibi Dinamo Zagreb, 21. dakikada Drena Beljo’nun attığı golle 1-0 öne geçti. Bu gol Fenerbahçe savunmasının arkasına atılan uzun topta yaşanan uyumsuzluktan geldi. Ancak sarı-lacivertliler pes etmedi. 25. dakikada ceza sahası dışında topla buluşan Sebastian Szymanski, düzgün bir vuruşla skoru eşitledi: 1-1. Bu gol, Fenerbahçe’yi yeniden oyuna dahil ederken ilk yarı karşılıklı ataklarla geçti ve beraberlikle tamamlandı.İkinci yarıya hızlı başlayan taraf yine Dinamo Zagreb oldu. 50. dakikada Beljo bir kez daha sahneye çıkarak skoru 2-1’e getirdi. Bu golün ardından Fenerbahçe teknik direktörü Tedesco oyuna müdahale ederek hücum hattında değişiklikler yaptı. İrfan Can Kahveci ve Oguz Aydın’nun çabaları zaman zaman etkili olsa da gol yollarında istenilen sonuca ulaşılamadı.Maçın son bölümlerinde Fenerbahçe risk alarak ileri çıkarken savunmada açıklar verdi. 90+5. dakikada Dinamo Zagreb’in yeni transferi Monsef Bakrar, kontra atakta fileleri havalandırarak skoru 3-1’e taşıdı. Bu gol, hem Fenerbahçe’nin son umutlarını bitirdi hem de ev sahibi ekibin galibiyetini perçinledi.
Fenerbahçe, Avrupa’da Sahneye Çıkıyor.
Fenerbahçe, bu akşam UEFA Avrupa Ligi grup aşamasının ilk haftasında Hırvatistan temsilcisi Dinamo Zagreb ile deplasmanda karşılaşacak.         Karşılaşma, Zagreb’deki Maksimir Stadyumu’nda oynanacak ve iki takım da grupta başarılı bir başlangıç yapmak için sahaya çıkacak.Sarı-lacivertli ekip, bu önemli maç öncesinde yoğun ve planlı bir şekilde hazırlandı. Hem kondisyon hem taktik çalışmalar ideal şekilde yürütülerek maça tam konsantrasyonla çıkılması planlandı.Teknik ekip, rakibin oyun sistemini analiz etti; Dinamo Zagreb’in savunma zafiyetleri ve kanatlardan getirdiği ataklar üzerine çalışıldı. Fenerbahçe’nin hızlı hücum bekleri ve kanat oyuncularını doğru organize etmesi beklenecek.Ayrıca maçın önemine binaen savunma hattındaki dikkat ve hata payının minimumda tutulması vurgulandı. Orta saha mücadelesi, iki ekip için de maçın kaderini belirleyen faktörlerden biri olabilir.Dinamo Zagreb, Hırvat futbolunun önemli ekiplerinden biri. Tur girişimleri sırasında zaman zaman sürpriz sonuçlara imza atabilen, disiplinli ve agresif oynayabilen bir takım olarak biliniyor.Evinde güçlü olduğu kadar, taraftar desteğini iyi kullanan bir kulüp. Bu atmosfer, deplasman takımları için zorlu bir sınav haline dönüşebilir.Fenerbahçe, deplasmanda bu şartlara uyum sağlamak için soğukkanlı ve dikkatli oynamak zorunda. Görev paylaşımları, savunma hattındaki uyum ve geçiş oyunları, kritik önem taşıyacak.


Futbol Tarihinde En Çok Gol Atanlar.               17-Fernando Peyroteo(553)

Futbol tarihinin en üretken golcülerinden biri olan Fernando Peyroteo, 1930’ların sonlarından 1940’ların sonlarına uzanan kariyerinde Sporting CP formasıyla elde ettiği inanılmaz istatistiklerle adını ölümsüzler arasına yazdırdı. Portekiz’in bu efsanevi santrforu, yalnızca sayılarla değil, attığı gollerin çeşitliliği ve sahadaki zekâsıyla da dikkat çekti.Peyroteo’nun gol becerilerini anlatırken rakamlar tek başına bile yeterlidir:Fernando Peyroteo’nun resmi kariyerinde ulaştığı toplam gol sayısı 553 olarak kayıtlara geçmiştir.Bu istatistik, onu futbol tarihinin en yüksek gol ortalamalarından birine sahip oyuncusu yapar. Ceza sahasında bulduğu en küçük boşluğu değerlendirir, rakip kalecilere adeta nefes aldırmazdı.Onu farklı kılan en önemli özelliklerden biri, son vuruşlardaki sakinliği ve ustalığıydı. Kaleciyle karşı karşıya kaldığında acele etmez, açısını doğru ayarlayarak mutlak surette golle sonuçlandırırdı. Sağ ayağı başta olmak üzere her iki ayağını da etkili kullanması, çeşitliliğini artırdı.Peyroteo, dönemin futbol anlayışı göz önüne alındığında oldukça güçlü ve dayanıklı bir forvetti. Rakip savunmacılara kolay kolay yıkılmayan yapısı, ceza sahasında üstünlük kurmasını sağladı. Fizik gücünü yalnızca mücadele için değil, doğru anda pozisyon alıp bitirici hamleyi yapmak için kullandı.Onun gol becerileri, futbolun ilk büyük santrforlarından biri olarak bugüne kadar gelen “klasik golcü” tanımının en saf örneklerinden biridir.


Şampiyonlar Ligi Kazananları                     29-Chelsea(2020-2021)
2021 UEFA Şampiyonlar Ligi, futbol tarihine damga vuran unutulmaz finallerden birine sahne oldu. İngiltere’nin iki dev kulübü Manchester City ve Chelsea, 29 Mayıs 2021’de Porto’daki Dragão Stadyumu’nda karşı karşıya geldi. Bu karşılaşmadan 1-0 galip ayrılan Chelsea, kulüp tarihindeki ikinci Şampiyonlar Ligi şampiyonluğunu kazandı.Chelsea, turnuvaya Frank Lampard yönetiminde başladı. Ancak grup aşamalarından sonra alınan istikrarsız sonuçlar nedeniyle Lampard’ın görevine son verildi ve takımın başına Alman teknik direktör Thomas Tuchel geçti. Tuchel’in gelişiyle Chelsea hem savunma hem de oyun disiplini anlamında bambaşka bir seviyeye çıktı. Özellikle Porto, Atletico Madrid ve Real Madrid karşısında alınan kritik galibiyetler, finale giden yolda özgüvenlerini artırdı.Finalde rakip, Pep Guardiola’nın çalıştırdığı ve tarihindeki ilk Şampiyonlar Ligi finaline çıkan Manchester City idi. Guardiola, finalde alışılmış düzeninden farklı bir taktik tercih ederek orta sahada defansif bir oyuncuya yer vermedi. Bu da Chelsea’nin hızlı hücumlarına fırsat tanıdı.Maçın tek golü, 42. dakikada Alman yıldız Kai Havertz’den geldi. Mason Mount’un muhteşem pasında topla buluşan Havertz, Manchester City kalecisi Ederson’u geçerek topu ağlara gönderdi. Chelsea kalan dakikalarda disiplinli savunmasıyla skoru korudu ve kupaya uzandı.Chelsea, 2021’de kazandığı bu zaferle Avrupa’nın en güçlü takımlarından biri olduğunu bir kez daha kanıtladı.




Galatasaray Evinde 3 Puanı Aldı.
Galatasaray, Süper Lig’in 6. haftasında Rams Park’ta Tümosan Konyaspor’u 3-1 mağlup ederek yoluna kayıpsız devam etti.                                                                    Taraftarının yoğun desteğini arkasına alan sarı-kırmızılı ekip, bu sonuçla ligdeki puanını 16’ya çıkararak zirvedeki yerini korudu.Maçın ilk golü 23. dakikada Yunus Akgün’den geldi. Genç oyuncu ceza sahasında bulduğu fırsatı iyi değerlendirdi ve takımını öne geçirdi. İlk yarının bitimine saniyeler kala, 45+1’de Mauro Icardi sahneye çıktı ve skoru 2-0’a getirdi. Bu gol, devre arasına moralli girilmesini sağladı.İkinci yarıda da baskısını sürdüren Galatasaray, 64. dakikada Lucas Torreira’nın golüyle farkı üçe çıkardı. Orta sahadaki çalışkanlığıyla dikkat çeken Uruguaylı oyuncu, attığı golle gecenin en çok konuşulan isimlerinden biri oldu.Konuk ekip Konyaspor ise 80.dakikada Umut Nayir’in golüyle farkı bire indirse de geri dönüş için yeterli olmadı ve mücadele 3-1 sonuçlandı.Okan Buruk’un öğrencileri özellikle hücum organizasyonlarında etkili bir performans ortaya koydu.Savunmada zaman zaman boşluklar verilse de genel anlamda Galatasaray, maçın kontrolünü elinde tuttu.Konyaspor ise ikinci yarıda oyuna ortak olmaya çalışsa da Galatasaray’ın temposuna ayak uydurmakta zorlandı.mağlubiyetle Konyaspor 7 puanda kalarak haftayı 9. sırada tamamladı.Galatasaray, bir sonraki hafta deplasmanda Corendon Alanyaspor’a konuk olacak. Konyaspor ise evinde Rams Başakşehir’i ağırlayacak.



Galatasaray Yaralarını Sarmak İçin Sahada
Galatasaray, Süper Lig’in 6. haftasında bu akşam sahne alıyor. Sarı-kırmızılı ekip, saat 20.00’de Rams Park’ta Tümosan Konyaspor’u konuk edecek.
Karşılaşma beIN Sports 1 ekranlarından canlı yayınlanacak. Tribünlerde yine büyük bir taraftar desteği olması bekleniyor.Ligde zirvede bulunan Galatasaray, kazanarak liderliğini sürdürmek istiyor. Son haftalarda Süper Lig’de aldığı başarılı sonuçlarla dikkat çeken sarı-kırmızılılar, Avrupa arenasında Frankfurt karşısında aldığı farklı mağlubiyetin moral bozukluğunu geride bırakmaya çalışıyor. Teknik direktör Okan Buruk, özellikle savunmadaki zaafları gidermek ve hücumdaki verimliliği artırmak için öğrencilerine uyarılarda bulundu.Galatasaray’da eksikler merak konusu. Bazı oyuncuların sakatlık durumları belirsizliğini korurken, Buruk’un kadro tercihi maç öncesinde netleşecek. Taraftarların gözü ise özellikle hücum hattındaki yıldızların performansında olacak. Yeni transferler ve takımın kilit isimlerinden alınacak katkı, karşılaşmanın gidişatını doğrudan etkileyecek.Konyaspor ise deplasmanda sürpriz arıyor. Savunmaya dayalı oyun anlayışıyla rakibini zorlamayı hedefleyen yeşil-beyazlı ekip, hızlı kontrataklarla etkili olmaya çalışacak. Galatasaray’ın iç sahadaki baskılı futbolu karşısında disiplinli bir oyun sergilemek, konuk takımın puan alabilmesi için en önemli unsur olacak.


Fenerbahçe 10 Kişi Kalan Kasımpaşa’yı Yenemedi
Süper Lig’in 6. haftasında Fenerbahçe, deplasmanda Kasımpaşa’ya konuk oldu. Mücadele 1-1’lik eşitlikle sona erdi.                                                                                            Sarı-lacivertliler, yeni teknik direktörü Domenico Tedesco yönetiminde oynadığı üçüncü karşılaşmadan da beraberlikle ayrılmış oldu. Taraftarlar açısından bakıldığında takımın oyun iştahı olsa da, skora yansıtmakta zorlandığı görüldü.Maçın ilk yarısında Fenerbahçe baskılı bir oyun ortaya koydu ancak gol yollarında yeterli beceri gösterilemedi. Kasımpaşa savunması, özellikle ceza sahasında Fenerbahçeli forvetlere alan bırakmadı.İkinci yarıda oyunun temposu yükseldi. Fenerbahçe öne geçme fırsatlarını değerlendiremeyince Kasımpaşa daha cesur bir oyun sergilemeye başladı. Maçın son dakikalarında ev sahibi takımın baskısı artarken, sarı-lacivertli savunma bu baskıya direnmeye çalıştı. Buna rağmen skoru korumak mümkün olmadı ve maç 1-1 sonuçlandı.Bu sonuçla Fenerbahçe deplasmanda puan almış olsa da, teknik heyet ve taraftarlar için galibiyetin kaçtığı bir maç olarak değerlendirildi. Özellikle hücum hattında bitiricilik sorunlarının devam etmesi, ilerleyen haftalar için dikkat çekici bir nokta oldu. Domenico Tedesco’nun takıma kimlik kazandırma süreci devam ederken, oyun gücünün skora yansıtılamaması kritik bir problem olarak göze çarpıyor.
Kasımpaşa İle Fenerbahçe Karşı Karşıya Geliyor!
Süper Lig’in 6. haftasında Fenerbahçe bu akşam deplasmanda Kasımpaşa ile karşı karşıya geliyor.              Recep Tayyip Erdoğan Stadyumu’nda saat 20.00’de başlayacak mücadeleyi hakem Oğuzhan Çakır yönetecek ve karşılaşma beIN Sports 1 ekranlarından canlı yayınlanacak.Sarı-lacivertliler, sezona iyi bir başlangıç yaparak şampiyonluk yolunda iddiasını erken gösterdi. Domenico Tedesco yönetiminde çıkacağı bu ilk deplasman sınavında Fenerbahçe,kazanarak zirve yarışındaki avantajını sürdürmek istiyor. Takımda önemli eksikler dikkat çekiyor. Özellikle genç forvet Jhon Durán’ın sakatlığı nedeniyle forma giyemeyecek olması hücum hattında bir handikap oluştururken, diğer yıldız isimlerin sahada olması bekleniyor. Orta saha ve kanatlarda yapılacak tercihlerin, maçın gidişatında belirleyici olacağı düşünülüyor.Kasımpaşa cephesinde ise hedef, güçlü rakibine karşı sahasında sürpriz bir galibiyet elde etmek. Lacivert-beyazlılar, taraftarının da desteğiyle Fenerbahçe’ye karşı dirençli bir oyun sergilemeyi planlıyor.İki takım bugüne kadar Süper Lig’de 44 kez karşı karşıya geldi. Bu maçlarda sarı-lacivertliler 36 kez sahadan galip ayrılırken, Kasımpaşa yalnızca 4 kez kazanabildi, 4 karşılaşma ise beraberlikle sonuçlandı.Bu tablo,Fenerbahçe’nin Kasımpaşa’ya karşı kurduğu tarihsel üstünlüğü gözler önüne seriyor.Fenerbahçe, puan kaybına tahammül etmeden şampiyonluk yolunda ilerlemek isterken, Kasımpaşa da güçlü rakibine çelme takarak ligde iddiasını artırmayı planlıyor.
Uefa Avrupa Ligi Şampiyonları.           15-Real Madrid(1985)
UEFA Kupası (bugünkü adıyla UEFA Avrupa Ligi), 1984-85 sezonunda Avrupa’nın birçok güçlü takımını karşı karşıya getirdi. O dönemde Avrupa futbolu, İngiliz takımlarının yükselişi ve İtalyan kulüplerinin etkisi altındaydı. Ancak bu sezon, uzun süredir Avrupa’da kupa kazanamayan Real Madrid için tarihi bir dönüm noktası oldu.Real Madrid, altyapısından yetişen genç yeteneklerle kurduğu güçlü kadrosuyla turnuvaya damga vurdu. Emilio Butragueño, Míchel, Martín Vázquez ve Sanchís gibi isimlerin öne çıktığı bu yeni jenerasyon, kulübün geleceğine yön verecek olan “La Quinta del Buitre” kuşağını oluşturuyordu. Real Madrid, final yolunda güçlü rakipleri geçerek finale kadar geldi ve Macaristan temsilcisi Videoton ile karşılaştı. İlk maçı deplasmanda 3-0 kazanarak büyük bir avantaj elde eden Madrid ekibi, rövanşta kendi sahasında 1-0 mağlup olmasına rağmen toplamda 3-1’lik skorla kupayı müzesine götürdü. Bu zafer, 1966’daki Şampiyon Kulüpler Kupası’ndan sonra gelen ilk büyük Avrupa başarısı olması nedeniyle kulüp tarihine altın harflerle yazıldı. Ayrıca bu şampiyonluk, Real Madrid’in 1980’li yıllarda Avrupa futbolunda yeniden söz sahibi olmasının başlangıcı olarak kabul edilir.
Avrupa Şampiyonları.                14-Portekiz(2016)
Portekiz, F Grubu’nda İzlanda, Avusturya ve Macaristan ile mücadele etti. Ancak grup aşaması beklendiği kadar kolay geçmedi. İzlanda karşısında 1-1’lik beraberlik, Avusturya’ya karşı 0-0 ve Macaristan ile oynanan nefes kesen 3-3’lük maç sonunda grubu 3 puanla üçüncü sırada tamamladılar. Buna rağmen turnuvanın formatı gereği en iyi üçüncülerden biri olarak son 16 turuna yükseldiler. Bu süreçte Ronaldo’nun zaman zaman eleştirilere hedef olması, takımın üzerindeki baskıyı artırdı.Son 16 turunda Hırvatistan ile karşılaşan Portekiz, uzatmalarda Ricardo Quaresma’nın golüyle 1-0 kazanarak çeyrek finale çıktı. Çeyrek finalde Polonya karşısında normal süre ve uzatma 1-1 sona erdi, penaltılarda Portekiz hata yapmayarak yarı finale yükseldi. Bu maçta genç Renato Sanches’in gösterdiği performans, takımın geleceğine dair umutları artırdı. Yarı finalde rakip Galler’di. Cristiano Ronaldo’nun liderliğiyle Portekiz 2-0 kazanarak adını finale yazdırdı.10 Temmuz 2016’da Stade de France’ta oynanan finalde Portekiz’in rakibi ev sahibi Fransa’ydı. Karşılaşmanın ilk dakikalarında Cristiano Ronaldo sakatlanarak oyundan çıkmak zorunda kaldı. Bu durum, Portekiz adına büyük bir şok yarattı. Ancak takım, Ronaldo’nun kenarda oyunculara moral vermesiyle sahada daha da kenetlendi. Normal süre golsüz geçti. Uzatmalarda 109. dakikada Eder’in ceza sahası dışından attığı muhteşem gol, Portekiz’i 1-0 öne geçirdi.Bu golle Portekiz, tarihindeki ilk Avrupa Şampiyonluğu’na ulaştı.


İzmir’de Beşiktaş Darmadağın
Beşiktaş, Süper Lig’in son haftasında deplasmanda karşılaştığı Göztepe’ye 3-0 mağlup oldu.                   Gürsel Aksel Stadı’nda oynanan karşılaşmada siyah-beyazlılar sahaya galibiyet parolasıyla çıksa da rakibinin etkili futboluna karşı koyamadı. Göztepe, maçın başından itibaren oyunun kontrolünü eline aldı ve Beşiktaş savunmasının hatalarını iyi değerlendirerek farklı bir galibiyete imza attı.Karşılaşma boyunca Beşiktaş’ın en büyük sıkıntısı orta sahada top kayıpları ve savunmadaki bireysel hatalar oldu. Rakip yarı sahada etkili olmakta zorlanan siyah-beyazlılar, hızlı gelişen kontrataklarda da kalesinde ciddi tehlikeler yaşadı. Özellikle savunma hattında yapılan hatalar, skora doğrudan yansıdı ve Beşiktaş’ın oyundan tamamen kopmasına neden oldu.Siyah-beyazlı ekipte kırmızı kart cezalısı Orkun Kökçü ile sakatlıkları süren Salih Uçan ve Wilfred Ndidi’nin yokluğu hissedildi. Ayrıca yeni transferlerden Jota Silva gibi isimler henüz istenen katkıyı sağlayamadı. Kadroda yaşanan bu eksikler, Beşiktaş’ın saha içindeki oyun gücünü önemli ölçüde düşürdü.Teknik direktör Sergen Yalçın, karşılaşmanın ardından eleştirilerin hedefi oldu. Takımın özellikle deplasmanlarda istikrarsız performans göstermesi, taraftar ve spor kamuoyu tarafından yoğun şekilde tartışıldı. Yalçın’ın oyun planı, oyuncu tercihleri ve maç içi hamleleri sorgulanırken, Beşiktaş’ın ligdeki geleceği adına bu mağlubiyet önemli bir kırılma noktası olarak görülüyor.

Beşiktaş Zorlu Göztepe Deplasmanında
Beşiktaş, Süper Lig’in 6. haftasında deplasmanda Göztepe ile karşı karşıya geliyor.
Siyah-Beyazlı ekip, teknik direktör Sergen Yalçın yönetiminde ligdeki çıkışını sürdürmeyi ve üst sıralara tırmanmayı hedefliyor. Ancak bu önemli mücadelede Beşiktaş’ın kadrosunda tam 6 yıldız oyuncunun eksik olması dikkat çekiyor. Eksiklerin çokluğu, özellikle savunma ve orta saha hattında taktiksel değişiklikleri zorunlu kılarken, takımın oyun gücünü de sınırlandırabilir.Göztepe cephesinde ise hedef, güçlü rakipleri karşısında sahadan puan ya da puanlarla ayrılmak. İzmir temsilcisi, taraftarı önünde oynayacağı maçta kontra ataklarla etkili olup Beşiktaş’ın savunmadaki zaaflarını değerlendirmeye çalışacak. Bu nedenle karşılaşmanın temposunun yüksek, mücadele gücünün ise oldukça sert geçmesi bekleniyor.Beşiktaş açısından alınacak bir galibiyet, hem moral hem de puan tablosunda kritik bir kazanım anlamına gelecek. Göztepe için ise evinde alacağı sürpriz bir galibiyet, camiaya büyük bir özgüven aşılayabilir. İki takım da zorlu 90 dakikaya büyük önem verirken, karşılaşma şimdiden haftanın en dikkat çeken mücadelelerinden biri olarak öne çıkıyor.


Galatasaray’dan Tatsız Başlangıç.
UEFA Şampiyonlar Ligi grup aşamasındaki ilk sınavına çıkan Galatasaray, Almanya deplasmanında Eintracht Frankfurt’a konuk oldu.
Karşılaşmaya hızlı başlayan sarı-kırmızılılar, henüz 8. dakikada Yunus Akgün’ün kaydettiği golle öne geçti. Bu golde asisti ise Leroy Sané yaptı. Ancak bu üstünlük uzun sürmedi.Frankfurt, kısa süre içinde oyunu dengeledi ve 1-1’i yakaladı. Yunus Akgün’ün kendi kalesine yönlendirdiği top, ev sahibinin beraberlik golüyle sonuçlandı. İlk yarının ilerleyen dakikalarında sahneye çıkan genç yetenek Can Uzun, harika bir voleyle Frankfurt’u öne geçirdi. İlk yarının sonlarına doğru Burkardt’ın kafa golüyle skor 3-1 oldu ve Galatasaray soyunma odasına büyük bir şokla gitti.İkinci yarıda Galatasaray’ın savunmadaki hataları devam etti. Frankfurt, hızlı hücumlarla boşlukları değerlendirmeyi başardı. Burkardt bir kez daha ağları sarsarak farkı açarken, maçın son bölümünde Ansgar Knauff skoru 5-1’e getirdi. Sarı-kırmızılı ekip, ikinci yarıda hücumda da etkili olamayınca sahadan ağır bir yenilgiyle ayrıldı.Bu sonuç, Galatasaray için Şampiyonlar Ligi’ne tatsız bir başlangıç anlamına geldi. Sarı-kırmızılılar, son 18 grup maçı içerisinde sadece bir kez kazanabildi. Ayrıca Avrupa kupalarında deplasman galibiyeti hasreti de sürüyor. Savunmada yapılan bireysel hatalar ve hücumdaki etkisizlik, takımın en büyük eksikleri olarak dikkat çekti.

Galatasaray,Avrupa Arenasında Sahneye Çıkıyor!
Galatasaray, UEFA Şampiyonlar Ligi’nin ilk haftasında bu akşam Almanya temsilcisi Eintracht Frankfurt ile karşı karşıya gelecek.
Zorlu mücadele Türkiye saati ile 22.00’de başlayacak ve TRT 1’den canlı yayınlanacak. Sarı-kırmızılı ekip, grup aşamasına iyi bir başlangıç yaparak taraftarlarına galibiyet sevinci yaşatmak istiyor.Müsabaka Frankfurt’un ev sahipliğinde oynanacak ve karşılaşmayı İtalya Futbol Federasyonu’ndan Marco Guida yönetecek. Guida’nın yardımcılıklarını Giorgio Peretti ve Giuseppe Perrotti yaparken, dördüncü hakem olarak Daniele Chiffi görev alacak.Teknik direktör Okan Buruk yönetimindeki Galatasaray’da hazırlıklar tamamlandı. Takım, son antrenmanını dün akşam gerçekleştirdi ve maç için kamp kadrosu netleşti. Özellikle kaleci Uğurcan Çakır’ın performansı, kritik anlarda takımın en önemli kozlarından biri olarak görülüyor.Galatasaray sahaya, savunmada disiplinli, hücumda ise hızlı geçiş oyununu öne çıkaran bir anlayışla çıkacak. Frankfurt’un fizik gücü yüksek oyununa karşı orta sahada üstünlük kurmak büyük önem taşıyor. Sarı-kırmızılı taraftarlar ise deplasmandaki bu mücadelede takımlarının moralini ve motivasyonunu yüksek tutarak 3 puanla dönmesini bekliyor.

Kadıköy’de Beklenmedik Puan Kaybı.
Fenerbahçe, Trendyol Süper Lig’in erteleme mücadelesinde Kadıköy’de Corendon Alanyaspor’u konuk etti.                                                                                Taraftarının yoğun desteğiyle sahaya çıkan sarı-lacivertliler, maç boyunca baskılı bir oyun sergilese de son dakikalarda yediği golle sahadan 2-2’lik beraberlikle ayrıldı.Karşılaşmaya hızlı başlayan Alanyaspor, 18. dakikada İbrahim Kaya’nın attığı golle öne geçti. Bu gol sonrası oyunda dengeyi kurmakta zorlanan Fenerbahçe, devreye geride girdi. İkinci yarıda ise oyunun kontrolünü eline alan sarı-lacivertliler, taraftarının da desteğiyle rakip kalede baskı kurdu.Mücadelenin 72. dakikasında sahneye çıkan Semedo, attığı golle skoru eşitledi. Bu golden yalnızca dört dakika sonra En-Nesyri sahneye çıkarak takımını 2-1 öne geçirdi. Bu bölümde oyunun tüm hakimiyetini eline alan Fenerbahçe, taraftarına galibiyet sevinci yaşatmaya çok yaklaşmıştı.Ancak uzatma dakikalarında Alanyaspor yeniden geri döndü. 90+3’te Yusuf Özdemir’in kaydettiği gol, skoru 2-2’ye getirdi ve mücadele bu sonuçla sona erdi. Böylece Fenerbahçe evinde çok değerli iki puan bırakırken, Alanyaspor ise zorlu deplasmandan önemli bir beraberlikle dönmeyi başardı.Bu sonuçla Fenerbahçe puanını 11’e yükseltirken, Alanyaspor ise puanını 8 yaptı. Sarı-lacivertliler, galibiyet şansını elinden kaçırmanın üzüntüsünü yaşarken; Alanyaspor, son dakika golüyle büyük bir moral kazandı.

Fenerbahçe Erteleme Maçında Alanyaspor’u Ağırlıyor
Fenerbahçe, Süper Lig’de Alanyaspor’u AğırlıyorTrendyol Süper Lig’in 1. haftasından ertelenen mücadelede Fenerbahçe, bugün kendi sahasında Alanyaspor’u konuk ediyor.                    Kadıköy’deki Chobani Stadyumu’nda oynanacak karşılaşma saat 20.00’de başlayacak ve beIN SPORTS 1 ekranlarından naklen yayınlanacak. Mücadeleyi hakem Cihan Aydın yönetecek.Fenerbahçe’de teknik direktör Domenico Tedesco’nun kadro tercihlerini etkileyecek bazı önemli eksikler bulunuyor. Statü gereği Dorgeles Nene, Ederson, Marco Asensio, Kerem Aktürkoğlu ve Edson Álvarez forma giyemeyecek. Ayrıca Jhon Duran ve Mert Hakan Yandaş da sakatlıkları nedeniyle sahada olamayacak. Bu nedenle kadroda genç isimlerin şans bulması bekleniyor.Sarı-lacivertliler, sezonun ilk maçında Trabzonspor’u mağlup ederek lige moralli başlamıştı. Bu karşılaşmada da kendi taraftarı önünde galibiyet arayacaklar. Alanyaspor ise Beşiktaş ve Konyaspor karşısında aldığı galibiyetlerle dikkat çekmiş durumda. Konuk ekip, Kadıköy’de sürpriz bir sonuç peşinde olacak.Her iki takım açısından da büyük önem taşıyan karşılaşma, Süper Lig’in ilerleyen haftalarındaki sıralama dengelerini etkileyecek. Fenerbahçe puan kaybı yaşamadan yoluna devam etmek isterken, Alanyaspor güçlü rakibinden puan ya da puanlar alarak çıkışını sürdürmeyi hedefliyor.


Dünyanın Gelmiş Geçmiş En İyi Teknik Direktörleri                   62-Nevio Scala
Scala’nın teknik direktörlük kariyerinde en parlak dönem, hiç şüphesiz Parma ile yaşandı. 1989 yılında göreve getirildiğinde kulüp Serie B’deydi. Kısa sürede büyük bir çıkış yakalayan Scala, Parma’yı 1990’da Serie A’ya taşıdı. Burada da başarılarına devam eden deneyimli çalıştırıcı, 1992’de Coppa Italia’yı kazanarak kulüp tarihinin ilk büyük kupasını getirdi.Parma ile Avrupa sahnesine de damga vuran Scala, 1993 yılında Kupa Galipleri Kupası zaferi yaşattı. Bu başarı, Parma’nın yalnızca İtalya’da değil, kıta genelinde de tanınan bir kulüp olmasını sağladı. 1993’te bir başka önemli başarıya imza atan Scala, takımıyla Avrupa Süper Kupası’nı kaldırdı. Ayrıca 1995’te UEFA Kupası finaline çıkmaları, Scala’nın Parma’sını dönemin en saygın ekiplerinden biri haline getirdi. Gianfranco Zola, Tomas Brolin ve Faustino Asprilla gibi futbolcular onun yönetiminde yıldızlaştı.Parma’daki tarihi başarılarının ardından Scala, farklı liglerde görev alarak tecrübesini genişletti. 1997’de Borussia Dortmund’un başına geçti.1999–2000 yılları arasında Perugia’yı çalıştırdı,2000 yılında Beşiktaş’ın başına geçti.
2002–2004 yılları arasında ise Ukrayna ekibi Shakhtar Donetsk’in başında görev yaptı. Shakhtar’da gösterdiği performans, Dinamo Kiev’in yıllardır süren ligdeki hegemonyasına güçlü bir meydan okuma olarak dikkat çekti.Bugün futbol tarihinde Scala, kulüp tarihini değiştiren, Avrupa sahnesinde iz bırakan ve genç yeteneklere inanan bir teknik direktör olarak anılmaktadır.


Süper lig tarihinin en iyi futbolcuları.        41-Mehmet Özdilek
Türk futbolunun en özel orta saha oyuncularından biri olarak anılan Mehmet Özdilek, sadece attığı gollerle değil, oyun zekâsı, liderliği ve centilmen duruşuyla da Süper Lig tarihine damgasını vurmuştur. “Şifo Mehmet” lakabıyla bilinen Özdilek, kariyeri boyunca gösterdiği istikrar, teknik yetenek ve disiplinle örnek bir futbolculuk portresi çizmiştir.Mehmet Özdilek, 1 Nisan 1966’da Samsun’da doğdu. Futbolculuk kariyerine genç yaşlarda Vanspor ve ardından Bakırköyspor formalarıyla adım attı. Ancak onun gerçek çıkışı, 1988 yılında Beşiktaş’a transfer olmasıyla başladı. O dönemde Belçikalı yıldız Enzo Scifo’ya olan benzer oyun tarzı nedeniyle, taraftarlar ve basın ona “Şifo Mehmet” lakabını uygun gördü. Bu lakap, zamanla onun kimliği haline geldi.Mehmet Özdilek, Beşiktaş formasıyla 13 yıl boyunca aralıksız top koşturdu. 1988-2001 yılları arasında siyah-beyazlı formayla 396 lig maçına çıktı ve 130 gol attı. Orta saha oyuncusu olmasına rağmen bu kadar yüksek sayıda gol atması, onun ne denli yaratıcı ve etkili bir futbolcu olduğunu gösterir. Özellikle duran toplardaki ustalığı, zekice kullandığı frikikler ve soğukkanlı penaltıları ile Beşiktaş taraftarının gönlünde taht kurdu.Beşiktaş’ta geçirdiği dönemde 5 Süper Lig şampiyonluğu, 4 Türkiye Kupası ve 4 Cumhurbaşkanlığı Kupası kazandı.Takımın orta sahasındaki beyni olan Mehmet, oyun kurucu rolünü başarıyla üstlendi ve birçok genç oyuncuya da saha içinde liderlik yaptı.


Sezon’un İlk Derbisi Fenerbahçe’nin
Trendyol Süper Lig’in 5. haftasında Fenerbahçe, Kadıköy’de Trabzonspor’u 1-0 mağlup ederek haftayı üç puanla kapattı.                                                               Maçın tek golü, ilk yarının uzatma dakikalarında sahneye çıkan Youssef En-Nesyri’den geldi. Fred’in orta sahada kazandığı top sonrası gelişen atakta ceza sahası içinde fırsatı iyi değerlendiren Faslı golcü, takımını öne geçiren vuruşu yaptı.Mücadelenin kırılma anı ise 19. dakikada yaşandı. Trabzonspor’da Okay Yokuşlu, sert müdahalesi sonrası önce sarı kartla cezalandırıldı ancak VAR incelemesinin ardından karar değişti ve deneyimli oyuncu kırmızı kartla oyun dışında kaldı. Bu dakikadan sonra sahada bir kişi eksik kalan bordo-mavililer, özellikle savunmada büyük bir direnç göstermeye çalışsa da hücumda istediklerini yapamadı.Trabzonspor’un umutlandığı anlardan biri, Onuachu’nun kafa vuruşuyla bulduğu goldü. Ancak pozisyon VAR’da incelendi ve faul gerekçesiyle gol geçerlilik kazanmadı. Bu kararın ardından oyunun temposu düşerken Fenerbahçe, skor avantajını korumayı bildi. Özellikle savunmada Becao ve Djiku’nun uyumu, kaleci Livakovic’in kritik hamleleriyle birleşince sarı-lacivertliler sahadan gol yemeden ayrıldı.Bu sonuçla Fenerbahçe puanını 10’a yükselterek üst sıralardaki yerini sağlamlaştırdı. Trabzonspor ise Kadıköy’den eli boş dönerek moral kaybı yaşadı.

Kadıköy’de Derbi Zamanı
Fenerbahçe,Trendyol Süper Lig’in 5.haftasında bugün Şükrü Saracoğlu Stadyumu’nda Trabzonspor’u konuk ediyor.                             Fenerbahçe, José Mourinho ile yollarını ayırmasının ardından takımı İtalyan teknik direktör Domenico Tedesco’ya emanet etti ve yeni hocasıyla Süper Lig’deki ilk sınavına bugün çıkıyor.Sarı-lacivertliler, ligin 5. haftasında Kadıköy’de Trabzonspor’u konuk edecek. Saat 19.00’da Chobani Stadyumu’nda oynanacak karşılaşmayı Ozan Ergün yönetecek ve mücadele beIN Sports 1 kanalından canlı yayınlanacak. Fenerbahçe’de sakatlıkları bulunan Rodrigo Becao, Mert Hakan Yandaş, Jhon Duran, Edson Alvarez ve Yiğit Efe Demir bu maçta forma giyemeyecek. Nelson Semedo’nun durumu ise maç saatinde netleşecek.Trabzonspor cephesinde ise Danylo Sikan, antrenmanda yaşadığı darbe sonucu oluşan sinir zedelenmesi nedeniyle kadroda yer almıyor. Ayrıca Wagner Pina, Benjamin Bouchouari, Anthony Nwakaeme ve Christ Inao Oulai de maç kadrosuna dahil edilmedi. Ligde bir maç eksiği bulunan Fenerbahçe şu anda 7 puanla 5. sırada yer alırken, Trabzonspor 4 maçta 3 galibiyet ve 1 beraberlikle 10 puan toplayarak 2. sıraya yerleşmiş durumda. Bordo-mavililer, İstanbul’un üç büyük takımına karşı deplasmanda son galibiyetini 4 Kasım 2023’te Fenerbahçe’ye karşı 3-2 kazanarak almıştı ve bu uzun arayı Kadıköy’de sonlandırmayı hedefliyor.Bu dev mücadele, Fenerbahçe’nin yeni dönemdeki gücünü ortaya koyması ve Trabzonspor’un zirve yarışında iddiasını sürdürmesi açısından büyük önem taşıyor.

Nefes Kesen Maçta Kazanan Kartal.
Beşiktaş,Trendyol Süper Lig’in 5.haftasında Tüpraş Stadı’nda ağırladığı Rams Başakşehir’i 2-1 mağlup ederek sahadan üç puanla ayrıldı.
Sakatlıkları nedeniyle Wilfried Ndidi, Gabriel Paulista ve Mustafa Hekimoğlu kadroda yer almadı. Hakem Alper Akarsu’nun yönettiği mücadele saat 20.00’de başladı. Beşiktaş, yeni transferlerinin de forma giydiği maçta özellikle son anlarda ortaya koyduğu mücadeleyle galibiyete ulaştı ve ligde moral depoladı.Karşılaşmaya hızlı başlayan siyah-beyazlılar, taraftarının desteğiyle özellikle ilk yarıda oyunu kontrol etmeye çalıştı. İki takım da zaman zaman pozisyonlara girse de fileler uzun süre havalanmadı. Maçın son bölümleri ise nefes kesti.89.dakikada Başakşehir’de Ba ikinci sarı kartını görerek kırmızı kartla oyun dışında kaldı. Ardından 90+2. dakikada Demir Ege’nin ortasında Cengiz Ünder sahneye çıktı ve attığı golle Beşiktaş’ı 2-1 öne geçirdi. Bu gol tribünlerde büyük bir coşku yaratırken, siyah-beyazlılar üstünlüğünü son ana kadar korudu. Ancak uzatma dakikalarında Beşiktaş’ta Orkun, gördüğü kırmızı kartla oyun dışında kaldı ve ev sahibi ekip maçı 10 kişi tamamladı.


Galatasaray 3 Puanı 2. Yarıda Aldı.
Galatasaray, Trendyol Süper Lig’in 5. haftasında Eyüpspor’a konuk oldu ve sahadan 2-0’lık galibiyetle ayrılarak yoluna kayıpsız devam etti.
Bu sonuçla sarı-kırmızılılar, ligde oynadığı 5 maçın tamamını kazanarak 15 puana ulaştı ve liderliğini sürdürdü. Eyüpspor ise güçlü rakibi karşısında direnç göstermesine rağmen 4 puanda kaldı.Mücadelenin ilk yarısında iki takım da dengeli bir oyun ortaya koydu. Galatasaray zaman zaman oyunu rakip yarı sahaya yıkmayı başarsa da net pozisyon bulmakta zorlandı. Ev sahibi Eyüpspor ise savunma disiplininden kopmadan hızlı hücumlarla etkili olmaya çalıştı. İlk 45 dakika golsüz eşitlikle tamamlandı.İkinci yarıda oyunun kontrolünü eline alan Galatasaray, hücumdaki baskısını artırdı. Dakikalar 73’ü gösterdiğinde sahneye yıldız golcü Mauro Icardi çıktı. Arjantinli forvet, ceza sahasında bulduğu fırsatı iyi değerlendirdi ve takımını 1-0 öne geçirdi. Bu golün ardından Galatasaray daha özgüvenli bir şekilde oynamaya devam etti.Maçın son bölümünde sarı-kırmızılıların atağı bir kez daha sonuç verdi. 89. dakikada Yunus Akgün, Eyüpspor savunmasının hatasını affetmedi ve topu filelerle buluşturarak farkı ikiye çıkardı. Bu golle birlikte Galatasaray, skoru 2-0’a taşıyarak karşılaşmanın fişini çekti.Galatasaray’ın aldığı bu galibiyet, takımın ligdeki iddiasını ve formunu bir kez daha ortaya koydu. Icardi’nin golcü kimliği, Yunus Akgün’ün enerjik oyunu ve genel olarak savunmadaki disiplin, sarı-kırmızılı ekibin kazandığı üç puanın anahtarları oldu.


Dolmabahçe’de Beşiktaş’ın Rakibi,Rams Başakşehir
Beşiktaş Trendyol Süper Lig’in 5. haftasında evinde Başakşehir ile karşılaşacak.
Trendyol Süper Lig’in 5. haftasında Beşiktaş, sahasında Başakşehir’i konuk ediyor. Saat 20.00’de başlayacak olan mücadele Dolmabahçe’de, siyah-beyazlı taraftarların yoğun ilgisiyle oynanacak.Sezona istediği başlangıcı yapamayan Beşiktaş, taraftarının önünde alacağı galibiyetle çıkışa geçmek istiyor.Teknik direktörlük koltuğunda yeni döneme giren Beşiktaş, son haftalardaki istikrarsız sonuçları unutturmak adına bu karşılaşmaya özel hazırlandı. Siyah-beyazlılarda özellikle orta saha kurgusu ve hücum hattındaki tercihlerin maçın seyrini belirlemesi bekleniyor. Tecrübeli oyuncuların yanı sıra genç isimlerin de performansı merak konusu. Takımın yıldız golcüsü, gol yollarındaki etkisini ortaya koyarak taraftarı heyecanlandırmayı hedefliyor.Konuk ekip Başakşehir ise zorlu deplasmanda puan ya da puanlarla dönmenin hesaplarını yapıyor. Kadrosunda deneyimli oyuncular barındıran turuncu-lacivertliler, savunmada disiplinli bir oyun sergileyerek kontra ataklarla etkili olmayı planlıyor. Özellikle hızlı hücum geçişleriyle Beşiktaş savunmasını zorlamaları muhtemel görünüyor.Dolmabahçe’de oynanacak bu önemli karşılaşma, her iki takım için de sezonun gidişatına yön verecek nitelikte. Beşiktaş, taraftarı önünde alacağı galibiyetle moral bulmak ve zirve yarışında iddiasını sürdürmek istiyor. Başakşehir ise deplasmanda alacağı olumlu sonuçla ligdeki konumunu güçlendirme peşinde olacak.



Lider Galatasaray, Eyüpspor’a konuk oluyor.
Süper Lig’in 5. haftasında lider durumda bulunan Galatasaray, bugün Eyüpspor’a konuk oluyor.
Atatürk Olimpiyat Stadyumu’nda saat 17.00’de başlayacak karşılaşma, beIN Sports 1 ekranlarından canlı olarak futbolseverlerle buluşacak. Sarı-kırmızılı ekip, ligdeki yenilmezlik serisini sürdürerek liderliğini pekiştirmek istiyor.Teknik direktör Okan Buruk yönetimindeki Galatasaray, hem Süper Lig hem de Şampiyonlar Ligi temposunu dengeli bir şekilde götürmeyi hedefliyor. Önümüzdeki hafta oynanacak Eintracht Frankfurt maçı öncesinde rotasyon ihtimali gündemde olsa da Buruk, sahaya yine galibiyeti getirecek bir kadro sürmeye hazırlanıyor. Takımın hücum hattındaki yıldız oyuncular, maçın sonucuna doğrudan etki edecek en önemli koz olacak.Ev sahibi Eyüpspor ise bu zorlu karşılaşmada sürpriz yapma peşinde. Selçuk Şahin yönetimindeki ekip, güçlü rakibine karşı sahasında dirençli bir oyun sergilemek istiyor. Özellikle orta sahadaki mücadelenin belirleyici olacağı tahmin edilirken, Eyüpspor’un defansif disiplinini koruması maçın kaderini doğrudan etkileyebilir.Galatasaray cephesinde maçın anahtar noktası, oyunun temposunu kontrol altında tutmak ve hızlı hücumlarla skor üretmek olacak. Eyüpspor ise savunmadaki boşlukları iyi değerlendirmeyi hedefliyor. İki ekibin de farklı hedeflerle sahaya çıkacağı bu mücadele, Süper Lig’in gidişatı açısından kritik bir önem taşıyor.

Futbol Tarihinde En Çok Asist Yapanlar.    12-Thierry Henry(207)

Thierry Henry, futbol tarihinin en büyük forvetlerinden biri olarak anılsa da, kariyerinde yalnızca attığı gollerle değil, aynı zamanda yarattığı pozisyonlar ve yaptığı asistlerle de efsaneleşmiştir. Onu özel kılan, bir golcüden beklenmeyecek derecede yüksek oyun zekâsı ve pas yeteneğidir.Henry’nin asistlerinin büyük kısmı, onun olağanüstü hızını oyun zekâsıyla birleştirmesinden doğdu. Savunma arkasına yaptığı deparların ardından, açıyı yalnızca kendi şutu için değil, yanındaki arkadaşının daha net pozisyona girmesi için de kullanırdı. Bu özellik, onu hem golcü hem de asistçi yapan en kritik faktörlerden biriydi.Birçok forvet, ceza sahasına girdiğinde tek düşüncesi şut olurken, Henry kaleciyi ve savunmayı kandırıp pası doğru noktaya göndermeyi de bilirdi. Bu sakinlik, onun asistlerinde belirleyici oldu. Özellikle Arsenal döneminde Robert Pirès, Dennis Bergkamp ve Freddie Ljungberg gibi oyunculara yaptığı paslar, takımın hücum gücünü katladı.Henry’nin Arsenal’deki rolü yalnızca golcü olmaktan çok öteydi. Premier League’de defalarca hem gol hem asist sıralamasında üst sıralarda yer aldı. Özellikle “Invincibles” sezonunda, attığı goller kadar hazırladığı pozisyonlarla da tarihe geçti.Thierry Henry yalnızca bir gol makinesi değil, aynı zamanda oyunun akışını değiştiren bir yaratıcıydı. Onun asist becerileri, hız, vizyon, teknik ve soğukkanlılığın birleşiminden doğdu. Bu da Henry’yi futbol tarihinde “tam bir hücum oyuncusu” olarak eşsiz bir yere koydu.


Futbol Tarihinde En Çok Gol Atanlar.            18-Uwe Seeler(552)


Alman futbolunun en saygı duyulan isimlerinden biri olan Uwe Seeler, yalnızca Hamburg’un efsanesi değil, aynı zamanda golcülükte örnek bir figür olarak tarihe geçti. 1950’lerden 1970’lere uzanan kariyerinde, hem kulüp hem de milli takım formasıyla attığı gollerle bir neslin idolü hâline geldi.Seeler’in en büyük gücü, ceza sahasında neredeyse hatasız bir bitirici olmasıydı. Top ona geldiğinde kalecinin yapabileceği çok az şey kalırdı. Ayağının her iki tarafını da ustalıkla kullanması, onu tahmin edilmesi zor bir golcü yapıyordu. Özellikle hızlı karar alma kabiliyeti sayesinde, dar açılardan bile gol çıkarabilirdi.Seeler, hava toplarında müthiş bir ustaydı. Boyu yalnızca 1,70 m olmasına rağmen, sıçrama gücü, zamanlaması ve topa doğru açıyla yükselmesi sayesinde kafa gollerinde rakiplerinden çok daha etkiliydi. Onun attığı birçok unutulmaz gol, kafayla tamamladığı vuruşlardan geldi ve bu özellik onu “hava toplarının efendisi” haline getirdi.Seeler, klasik bir ceza sahası avcısı olmasına rağmen, sahada çok çalışan ve mücadeleci yapısıyla da dikkat çekiyordu. Topu saklamada, sırtı dönük oyunda ve savunma baskısına rağmen gol arayışında hiç pes etmeyen bir forvetti.Uwe Seeler gol atmayı yalnızca bir görev değil, bir sanat haline getirmiştir. Kafa gollerindeki olağanüstü yeteneği, bitirici vuruşları ve sahadaki azmi, onu futbolun ölümsüz forvetlerinden biri yapmıştır. Seeler, rakip savunmalar için bir kabus, futbolseverler için ise saf golcülüğün vücut bulmuş hâliydi.

Şampiyonlar Ligi Kazananları            28-Bayern Münih(2019-2020)
2020 UEFA Şampiyonlar Ligi, Covid-19 pandemisi nedeniyle tarihte eşi benzeri görülmemiş bir şekilde tamamlandı ve turnuvanın son aşamaları Lizbon’da tek maçlı eleme sistemiyle oynandı. Bu sıra dışı atmosferde Bayern Münih, teknik direktör Hansi Flick yönetiminde olağanüstü bir performans sergileyerek kulüp tarihinin 6. Şampiyonlar Ligi zaferini elde etti. Kasım 2019’da göreve gelen Flick, kısa sürede takımın oyun yapısını değiştirmiş, yüksek pres, hızlı hücum geçişleri ve kolektif hücum anlayışıyla Bayern’i yeniden Avrupa’nın zirvesine taşımıştı. Takım o sezon yalnızca Şampiyonlar Ligi’ni değil, Bundesliga ve DFB Pokal’i de kazanarak üçlemeyi gerçekleştirdi.Bu başarıda birçok oyuncu ön plana çıktı. Robert Lewandowski 15 golle turnuvanın gol kralı olurken, Thomas Müller tecrübesi ve oyun zekasıyla sahadaki liderliği üstlendi. Alphonso Davies özellikle Barcelona karşısında Sergi Roberto’yu geçerek yaptığı unutulmaz asistle adını Avrupa futboluna duyurdu. Kaleci Manuel Neuer ise finalde Paris Saint-Germain karşısında Mbappé ve Neymar’a yaptığı kritik kurtarışlarla şampiyonluğun garantisi oldu.Çeyrek finalde oynanan ve tarihe geçen Barcelona maçı, Bayern’in gücünü tüm dünyaya kanıtladı; Alman ekibi sahadan 8-2 gibi tarihi bir skorla galip ayrıldı. Finalde ise 23 Ağustos 2020’de PSG ile karşılaşan Bayern, Kingsley Coman’ın 59. dakikada attığı golle 1-0 kazanarak kupaya uzandı.



Fenerbahçe’nin Anlaştığı Teknik Adam,Tedesco’nun Kariyeri.
İşte, Fenerbahçe’nin bugün açıklaması beklenilen yeni teknik patronu Tedesco’nun kariyeri.        Tedesco,Almanya’da antrenörlük eğitimini tamamladıktan sonra Stuttgart altyapısında görev aldı. Burada özellikle genç oyuncularla çalışma becerisiyle dikkat çekti.Profesyonel anlamdaki ilk ciddi teknik adamlık deneyimini 2017 yılında Almanya 2. Lig takımlarından Erzgebirge Aue ile yaşadı. Kümede kalma mücadelesi veren takımı devralan Tedesco, kısa sürede önemli bir ivme kazandırarak Aue’yi ligde tutmayı başardı. Bu başarısı, onun adını Bundesliga kulüplerine duyurdu.2017 yazında Schalke 04’ün başına geçen Tedesco, ilk sezonunda büyük bir çıkış yaptı. Bundesliga’yı Bayern Münih’in ardından ikinci sırada tamamlayan Schalke, uzun süre sonra Şampiyonlar Ligi’ne geri döndü. Genç teknik adamın disiplinli ve modern futbol anlayışı bu dönemde ön plana çıktı.Schalke sonrası rotasını Rusya’ya çeviren Tedesco, Spartak Moskova ile başarılı bir dönem yaşadı. Takımı üst sıralara taşıdı ve Avrupa kupaları biletini aldı.2021’in sonlarında RB Leipzig’in başına geçen Tedesco, kısa sürede takımın oyununu toparladı. Onun yönetiminde Leipzig, 2021-22 sezonunda Almanya Kupası’nı (DFB-Pokal) kazanarak kulüp tarihindeki ilk büyük kupasını müzesine götürdü. Ayrıca Bundesliga’da üst sıralarda yer aldı ve Avrupa’da da dikkat çekici performans sergiledi. Ancak 2022-23 sezonunun başında alınan kötü sonuçlar sonrası yollar ayrıldı.Tedesco son olarak 2023 yılında Belçika milli takımını çalıştırdı.
Uefa Avrupa Ligi Şampiyonları.           14-Tottenham(1984)
1984 yılı, Tottenham Hotspur’un Avrupa sahnesinde en büyük zaferlerinden birine sahne oldu. İngiliz futbolunun köklü kulüplerinden Spurs, o sezon UEFA Kupası’nı müzesine götürerek tarihine altın harflerle yazılan bir başarıya imza attı.Tottenham, UEFA Kupası’na büyük bir kararlılıkla başladı. Özellikle teknik direktör Keith Burkinshaw’ın yönetiminde disiplinli bir oyun anlayışı benimseyen takım, güçlü rakiplerini eleyerek finale kadar yükseldi. Turnuva boyunca İngiliz ekibinin dikkat çeken özellikleri; hücumda yaratıcılık, kanatların etkin kullanımı ve White Hart Lane’deki maçlarda taraftar desteğinin sağladığı büyük avantaj oldu.Finalde Tottenham’ın rakibi, Belçika’nın güçlü temsilcisi Anderlecht idi. İlk maç Brüksel’de oynandı ve karşılaşma 1-1 sonuçlandı. Dönemin en önemli anlarından biri, Tottenham adına Alan Sunderland ve Steve Archibald gibi oyuncuların hücumda gösterdiği etkinlikti. Rövanş karşılaşması ise 23 Mayıs 1984’te, White Hart Lane’de yaklaşık 47 bin taraftarın önünde oynandı.Rövanşta da büyük bir mücadele yaşandı ve maç yine 1-1 sonuçlandı. Böylece şampiyonu belirlemek için penaltı atışlarına geçildi. Spurs, penaltı atışlarında Anderlecht’i 4-3 mağlup ederek kupayı kazandı. Bu an, kulüp tarihinin en unutulmaz gecelerinden biri oldu.Bu başarı, kulübün uluslararası prestijini yükseltirken, aynı zamanda İngiliz futbolunun Avrupa’daki gücünü de perçinledi. Tottenham, bu zaferle yalnızca İngiltere’de değil, tüm Avrupa’da saygı duyulan bir takım haline geldi.


Avrupa Şampiyonları.                13-İspanya(2012)
Futbol tarihinde unutulmaz başarılar arasında yer alan Euro 2012, İspanya Milli Takımı’nın zirveye çıktığı turnuva olarak hafızalara kazındı. 2008 Avrupa Şampiyonası ve 2010 Dünya Kupası zaferlerinin ardından 2012’de de Avrupa’nın en büyüğü olan İspanya, “altın jenerasyon”unun ne kadar istikrarlı ve güçlü olduğunu bir kez daha kanıtladı.İspanya, Vicente del Bosque yönetiminde turnuvaya büyük favori olarak katıldı. Grup aşamasında İtalya ile 1-1 berabere kalan “La Roja”, ardından İrlanda Cumhuriyeti’ni 4-0 ve Hırvatistan’ı 1-0 mağlup ederek çeyrek finale yükseldi. Çeyrek finalde Fransa’yı 2-0, yarı finalde ise Portekiz’i penaltılarla geçerek finale adını yazdırdı.1 Temmuz 2012’de Kiev’de oynanan finalde rakip yine İtalya’ydı. İspanya, finalde sergilediği muazzam futbolla rakibini adeta sahadan sildi ve 4-0’lık skorla Avrupa Şampiyonu oldu. David Silva, Jordi Alba, Fernando Torres ve Juan Mata’nın golleri tarihe geçti. Bu galibiyet, Avrupa Şampiyonası tarihinin en farklı final skoru olarak kayıtlara geçti.İspanya, Euro 2012 zaferiyle üst üste üç büyük turnuva (Euro 2008, Dünya Kupası 2010, Euro 2012) kazanan ilk ve tek milli takım oldu.İspanya’nın başarısının temelinde “tiki-taka” adı verilen pas oyunu yatıyordu. Xavi, Iniesta, Busquets, Xabi Alonso gibi orta saha ustaları topun kontrolünü sürekli ellerinde tutarak rakiplerini yıprattı.Takımın temposunu ve oyun zekâsını belirleyen Andres Iniesta, turnuvanın en değerli oyuncusu seçildi.




Millilerimizin Rakibi,Son Avrupa Şampiyonu İspanya.
Türkiye, bugün, 2026 FIFA Dünya Kupası Avrupa Elemeleri E Grubu kapsamında İspanya ile karşı karşıya geliyor.                                                                      Konya Büyükşehir Belediye Stadyumu’nda oynanacak mücadele saat 21.45’te başlayacak ve TV8 ekranlarından canlı yayınlanacak. Ay-Yıldızlılar, grup mücadelesinde geçtiğimiz günlerde deplasmanda Gürcistan’ı 3-2 mağlup ederek moral depolamıştı. Şimdi ise Avrupa’nın en güçlü ekiplerinden biri olarak gösterilen İspanya’ya karşı sahaya çıkacak olan millilerimiz, zorlu rakibini mağlup ederek hem gruptaki iddiasını sürdürmek hem de prestijini artırmak istiyor.Teknik direktör ve oyuncular, Konya’daki maç öncesinde taraftarlara büyük iş düştüğünü belirterek tribünlerin tamamen dolmasını beklediklerini ifade etti. Milli takım, Arda Güler, Kerem Aktürkoğlu ve Yunus Akgün gibi hücum hattında formda isimlerle sahada olacak. İspanya ise geniş kadrosu ve yıldız futbolcularıyla dikkat çekerken, teknik kapasitesiyle de maçın favorisi konumunda gösteriliyor. Ancak ev sahibi avantajını arkasına alan Türkiye, seyircisinin coşkulu desteğiyle sahada galbiyet hedefliyor.Maçın sonucu, grup sıralamasında kritik bir rol oynayacak. Türkiye, alacağı galibiyetle zirve yarışına daha da ortak olmayı planlarken, olası bir puan kaybı ilerleyen maçlar öncesinde avantajını zora sokabilir. Büyük bir heyecana sahne olması beklenen Türkiye – İspanya karşılaşması, futbolseverler tarafından da merakla bekleniyor.


Dünyanın Gelmiş Geçmiş En İyi Teknik Direktörleri     63-Stefan Kovacs
Stefan Kovacs, Avrupa futbol tarihinin en yenilikçi teknik direktörlerinden biri olarak kabul edilir. Romanya doğumlu olan Kovacs, özellikle 1970’lerin başında geliştirdiği modern futbol anlayışı ve “Total Futbol” felsefesine yaptığı katkılarla adını altın harflerle yazdırdı. Kariyerinin en parlak dönemini Hollanda’nın Ajax kulübünde yaşadı.Kovacs, 1971’de Ajax’ın başına geçtiğinde kulüp Johan Cruyff önderliğinde Avrupa’nın en güçlü takımlarından biriydi. Kovacs, selefi Rinus Michels’in temellerini attığı “Total Futbol” sistemini daha da geliştirdi. Oyuncuların sahada sürekli yer değiştirmesi, hücum ve savunma görevlerinin paylaşılması, tempolu ve pres gücü yüksek bir oyun anlayışı Kovacs’ın Ajax’ını eşsiz kıldı.Onun yönetiminde Ajax, 1972 ve 1973 yıllarında art arda iki kez Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupasını kazandı.Ayrıca 1972’de UEFA Süper Kupası ve Kıtalararası Kupa zaferleri de geldi.Kovacs’ın döneminde Ajax, yalnızca sonuç değil, estetik futboluyla da dikkat çekti ve Avrupa’da futbolun oynanış biçimini dönüştürdü.Stefan Kovacs’ın en büyük özelliği, oyunculara özgürlük tanıyan ama aynı zamanda takım disiplinini koruyan bir teknik adam olmasıydı. Katı kurallardan çok, yaratıcılığı teşvik eden bir anlayışa sahipti. Ajax’ta Cruyff, Neeskens, Krol gibi yıldızların sahada kendi yaratıcılıklarını göstermesine olanak tanıdı. Bu yönüyle, modern futbolun bugünkü taktiksel esnekliğinin öncülerinden biri kabul edilir.







Süper lig tarihinin en iyi futbolcuları              40-İlhan Mansız
Türk futbolunun unutulmaz isimlerinden İlhan Mansız, hem yetenekleri hem de karakteriyle yeşil sahalarda iz bırakan özel bir futbolcuydu. Özellikle 2002 Dünya Kupası’ndaki performansıyla hafızalara kazınan Mansız, kariyerinde yaşadığı çıkışlar, düşüşler ve sürpriz dönüşlerle futbolseverlerin kalbinde özel bir yer edindi.1975 yılında Almanya’nın Kempten kentinde doğan İlhan Mansız, futbola burada başladı. Almanya’daki amatör kulüplerde top koşturan İlhan, yetenekleriyle dikkat çekerek profesyonel kariyerine adım attı. Türkiye’ye ilk gelişi 1998 yılında Samsunspor ile oldu. Samsunspor’daki performansı, onu kısa sürede ligin öne çıkan golcülerinden biri hâline getirdi.İlhan Mansız’ın asıl patlaması, 2001 yılında transfer olduğu Beşiktaş formasıyla geldi. İlk sezonunda etkili performans gösteren Mansız, özellikle 2001-2002 sezonunda attığı gollerle adından söz ettirdi. 21 golle Süper Lig Gol Kralı oldu. Hem hava toplarındaki etkisi hem de bire birdeki becerileriyle dönemin en tehlikeli forvetlerinden biri hâline geldi.İlhan Mansız, Türk futbolunun “bir anda parlayıp efsaneleşen” yıldızlarından biri olarak hafızalara kazındı. Her ne kadar kariyerinde uzun soluklu başarılar elde edemese de, attığı altın gol ve 2002’deki performansıyla Türk futbol tarihine adını altın harflerle yazdırdı. İlhan Mansız bugün hâlâ hem futbolculuğu hem kişiliğiyle hatırlanan nadir figürlerden biri olmayı sürdürüyor.


Futbol Tarihinde En Çok Asist Yapanlar.           13-Dani Alves

Futbol tarihinde savunma oyuncuları denildiğinde akla genellikle defansif güvenlik gelir. Ancak Dani Alves, bu algıyı tamamen değiştiren bir istisna oldu. Brezilyalı sağ bek, yalnızca savunma katkısıyla değil, hücuma yaptığı asistlerle de futbolun en üretken isimlerinden biri hâline geldi.Alves, klasik bir sağ bekten çok daha fazlasıydı. O, çizgiyi boydan boya kullanarak hücumları genişleten, rakip savunmayı açan ve sürekli ofansif katkı veren bir oyuncuydu. Barcelona ve Brezilya Milli Takımı’nda sık sık rakip ceza sahasına kadar ilerleyerek, adeta bir kanat oyuncusu gibi hücuma katıldı.Alves, yalnızca kanattan orta açan bir bek değil, aynı zamanda kısa pas trafiğinde de ustaydı. Barcelona’daki “tiki-taka” sisteminde Xavi, Iniesta ve Messi ile kurduğu üçgenler sayesinde savunmaları delip geçen asistler üretti. Oyunun dar alanlarında sergilediği yüksek teknik ve hızlı karar alma becerisi, onun bir “oyun kurucu bek” olmasını sağladı.Kariyeri boyunca 200’ün üzerinde asist yapan Alves, bu yönüyle sadece döneminin değil, futbol tarihinin en üretken savunma oyuncusu oldu. Yıllar boyunca Sevilla, Barcelona, Juventus, PSG ve Brezilya Milli Takımı formalarında her sezon çift hanelere yaklaşan asist katkısı, onun istikrarını ve sürekliliğini kanıtladı.Dani Alves, asist becerisiyle futbolun modernleşmesinde iz bırakan bir figür hâline geldi.



Millilerimiz 10 Kişi Kaldığı Maçta Kazandı.
Türkiye A Milli Futbol Takımı, 2026 FIFA Dünya Kupası Avrupa Elemeleri E Grubu’ndaki ilk maçında 4 Eylül 2025’te deplasmanda Gürcistan’ı 3-2 mağlup ederek gruplara galibiyetle başladı.                          Teknik direktör Vincenzo Montella yönetiminde sahaya çıkan milliler, maça hızlı bir giriş yaptı ve henüz üçüncü dakikada Arda Güler’in hazırladığı pozisyonda Kerem Aktürkoğlu’nun golüyle öne geçti. Ev sahibi Gürcistan, maç boyunca dirençli bir oyun sergilese de Arda Güler’in etkili performansı, yaptığı asistler ve hücumdaki yaratıcılığı Türkiye’nin üstünlüğünü korumasında belirleyici oldu. Karşılaşmanın son bölümlerinde rakibin baskısını kırmayı başaran milliler, sahadan 3-2’lik galibiyetle ayrılarak grupta liderlik koltuğuna oturdu. Bu sonuç, Türkiye’nin Dünya Kupası yolunda moral ve güven kazanmasını sağlarken, Arda Güler’in yüksek pas isabet oranı ve hücumdaki katkısı da maçın öne çıkan detayları arasında yer aldı.Teknik direktör Vincenzo Montella, maç sonrası yaptığı açıklamada takımın sahadaki disiplininden memnun olduğunu ve hedeflerinin Dünya Kupası’na katılmak olduğunu vurguladı.Millî Takım’ın Gürcistan deplasmanında aldığı bu galibiyet, hem oyuncuların özgüvenini artırdı hem de gruptaki rakiplerine güçlü bir mesaj niteliği taşıdı.


Türkiye Dünya Kupası Yolunda İlk Sınavında
Türkiye A Milli Futbol Takımı,2026 FIFA Dünya Kupası Avrupa Elemeleri E Grubu’ndaki ilk                  karşılaşmasına bugün çıkıyor.                                            Ay-yıldızlılar, Tiflis’te bulunan Boris Paichadze Ulusal Stadyumu’nda Gürcistan ile kozlarını paylaşacak. Karşılaşma Türkiye saatiyle 19.00’da başlayacak ve TV8 ekranlarından şifresiz, ayrıca Exxen platformundan da canlı olarak yayınlanacak. Mücadeleyi İtalya Futbol Federasyonu’ndan Davide Massa yönetecek.Millilerimiz, gruba iyi bir başlangıç yapmayı hedeflerken teknik direktör yönetiminde yapılan son idmanlarda oyuncuların oldukça istekli oldukları gözlendi. Takımın yıldız isimlerinden kaptan Hakan Çalhanoğlu orta sahada oyun kurucu rolüyle dikkat çekerken, Arda Güler ve Barış Alper Yılmaz gibi genç yetenekler de hücum hattında maça damga vurması beklenen isimler arasında yer alıyor.Rakip Gürcistan ise son yıllarda futbolunu geliştiren, özellikle iç sahada taraftar desteğini arkasına aldığında etkili sonuçlar alabilen bir ekip olarak öne çıkıyor. Psg’de forma giyen Khvicha Kvaratskhelia, takımın en önemli yıldızı olarak dikkat çekiyor ve Türkiye savunması için büyük bir tehdit oluşturacak. Gürcistan teknik heyeti, tempolu ve hızlı hücumlarla millilerimizin savunma arkasına sarkmayı planlıyor.Millilerimizin deplasmandan alacağı olası bir galibiyet, hem gruptaki rakiplere ciddi bir mesaj olacak hem de Dünya Kupası hedefi doğrultusunda taraftarlara güven verecek.


Futbol Tarihinde En Çok Gol Atanlar.               19-Jimmy McGrory(550)


Jimmy McGrory, İskoç futbolunun ve dünya futbol tarihinin en üretken golcülerinden biri olarak kabul edilir. Celtic’in efsanevi santrforu olan McGrory, 1920’lerden 1930’lara uzanan kariyerinde attığı inanılmaz gollerle sadece rakip defansları değil, futbol tarihini de etkilemiştir.McGrory’nin en önemli özelliği olağanüstü bitiricilik yeteneğiydi. Ceza sahasında en ufak boşluğu dahi değerlendirebilen, sağ ve sol ayağını eşit derecede etkili kullanabilen bir forvetti. Güçlü ve isabetli şutları sayesinde kalecilere neredeyse hiç şans tanımazdı. Özellikle ceza alanı içindeki ani refleks vuruşları, onu klasik bir “avcı golcü” haline getirdi.Görece kısa boyuna rağmen (yaklaşık 1.70 cm), McGrory hava toplarında olağanüstü bir etkiye sahipti. Bunun sebebi zamanlaması, doğru pozisyon alması ve kafa vuruşlarındaki sertliğiydi. “Bullet Header” (Kurşun Kafa) lakabını almasının nedeni, attığı kafa gollerinin olağanüstü gücüydü. Bu yönüyle dönemin uzun boylu stoperlerine karşı bile üstünlük kurabilen eşsiz bir santrfordu.Kariyerinde 500’ün üzerinde resmi gol atan McGrory, Britanya futbol tarihinin en golcü oyuncularından biridir. Celtic formasıyla 400’den fazla gol atarak kulübün tarihine damgasını vurmuş, İskoç futbolunda kırılması güç rekorlar bırakmıştır. Özellikle 1927’de Dunfermline’a karşı attığı 8 gol tek maçta kaydedilmiş en büyük bireysel performanslarından biridir.Özetle, Jimmy McGrory golcülüğü sadece rakamlarla değil, sahadaki çok yönlü yeteneğiyle öne çıkan bir efsaneydi.


Şampiyonlar Ligi Kazananları                    27-Liverpool(2018-2019)
2019 UEFA Şampiyonlar Ligi, unutulmaz hikâyelere sahne oldu ve finalde mutlu sona ulaşan takım İngiltere’nin köklü kulübü Liverpool oldu. Jürgen Klopp yönetimindeki kırmızılar, Tottenham Hotspur’u mağlup ederek tarihindeki 6. Şampiyonlar Ligi kupasını kaldırdı.1 Haziran 2019’da Madrid’deki Wanda Metropolitano Stadyumu’nda oynanan final, Premier League’in iki temsilcisini karşı karşıya getirdi: Liverpool ve Tottenham. İngiliz futbolunun yükselişini simgeleyen bu final, aynı zamanda Klopp’un kariyerindeki ilk Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu anlamına geliyordu.Maça Liverpool hızlı başladı. Daha 2. dakikada Sadio Mané’nin ceza sahasında yaptığı ortada top Moussa Sissoko’nun koluna çarpınca hakem penaltı noktasını gösterdi. Topun başına geçen Mohamed Salah, soğukkanlı bir vuruşla ağları havalandırdı: 1-0.Golden sonra oyun temposu zaman zaman düşse de Liverpool üstünlüğünü korudu. Tottenham ikinci yarıda özellikle Lucas Moura ve Christian Eriksen ile gol aradı ancak Liverpool savunmasını aşmakta zorlandı. Dakikalar 87’yi gösterdiğinde sahneye Divock Origi çıktı. Belçikalı forvet ceza sahası içinde bulduğu fırsatı gole çevirerek skoru tayin etti: 2-0.Bu zafer, Jürgen Klopp için ayrı bir anlam taşıyordu. 2013’te Borussia Dortmund ile ve 2018’de Liverpool ile kaybettiği finallerin ardından, üçüncü denemesinde mutlu sona ulaştı. Klopp’un “You’ll Never Walk Alone” ruhunu sahaya yansıtan futbol anlayışı, Liverpool’a yeniden Avrupa’nın zirvesini getirdi.



Uefa Avrupa Ligi Şampiyonları.           13-Anderlecht(1983)
Avrupa futbol tarihine damga vuran kulüplerden Anderlecht, 1983 yılında kazandığı UEFA Kupası ile büyük bir gurur yaşamıştı. Belçika temsilcisi, o dönemki istikrarlı kadrosu ve disiplinli futbol anlayışıyla Avrupa sahnesinde adından söz ettirmeyi başardı.Anderlecht, turnuvanın çeşitli aşamalarında güçlü rakiplerle karşılaştı ve özellikle çeyrek final ile yarı finalde ortaya koyduğu performansla dikkat çekti. Belçika ekibi, o yıllarda teknik direktör Paul Van Himst yönetiminde sahaya çıkıyor, genç yeteneklerle tecrübeli oyuncuları harmanlayarak mücadele ediyordu.Bu zafer, Anderlecht’in Avrupa futbolundaki en parlak anlarından biri olarak hafızalara kazındı. Kulüp, 1970’lerin sonu ve 1980’lerin başında zaten Avrupa’da saygın bir yere sahipti; 1976 ve 1978’de kazandığı Kupa Galipleri Kupası şampiyonluklarıyla adını duyurmuştu.Finalin ilk ayağı 4 Mayıs 1983’te Brüksel’de oynandı.Anderlecht, Parc Astrid Stadyumu’nda taraftarının büyük desteğini arkasına alarak sahaya çıktı.Belçika ekibi,Enzo Scifo ve Kenneth Brylle’nin etkili performansıyla Benfica savunmasını zorladı. Dakikalar ilerledikçe baskısını artıran Anderlecht,1-0’lık skorla sahadan galip ayrıldı ve rövanş öncesi avantajı kaptı.Finalin ikinci ayağı 18 Mayıs 1983’te Lizbon’da oynandı. Benfica, Estádio da Luz’daki 80 bine yakın seyircisi önünde maçı çevirmek için sahaya çıktı.Maç 1-1 sona erdi ve toplamda 2-1’lik skorla Anderlecht UEFA Kupası şampiyonu oldu.



Süper Lig’de 4. Hafta Geride Kaldı.
Süper Lig’de 2025-26 sezonunun 4. haftası geride kalırken zirve yarışında heyecan giderek artıyor.
Haftanın en önemli kazancı Galatasaray’a aitti. Sarı-kırmızılılar, Rizespor’u 3-1 mağlup ederek namağlup liderliklerini sürdürdüler. Okan Buruk’un öğrencileri, dört haftada dört galibiyet alarak şampiyonluk yolunda güçlü bir mesaj verdi.Haftanın dikkat çeken bir diğer mücadelesinde Fenerbahçe, teknik direktör değişikliği sonrası sahneye çıktı. Jose Mourinho ile yollarını ayıran sarı-lacivertlilerde, takımın başına yardımcı antrenör Zeki Murat Göle geçti. Yeni hocasıyla ilk sınavını Gençlerbirliği karşısında veren Fenerbahçe, 3-1’lik galibiyetle moral buldu ve şampiyonluk yarışına yeniden umutla bağlandı.Beşiktaş cephesinde ise sancılı bir başlangıç vardı. Siyah-beyazlılar, Alanyaspor deplasmanında 2-0’lık skorla mağlup oldu. Göreve yeni dönen teknik direktör Sergen Yalçın, takımının sahada ortaya koyduğu performanstan memnun kalmadı. Bu yenilgi, Beşiktaş’ın zirve yarışında erken bir yara almasına neden oldu.Trabzonspor ise Samsunspor karşısında 1-1’lik beraberlikle sahadan ayrıldı. Bordo-mavililer bu sonuçla ilk puan kayıplarını yaşarken, istikrarlı bir form grafiği yakalamakta zorlandıklarını gösterdi. Diğer maçlarda ise Kasımpaşa ile Gaziantep FK’nın gol düellosunu konuk ekip kazandı (2-3), Fatih Karagümrük de Antalyaspor deplasmanından 2-1’lik galibiyetle döndü.


Sergen Yalçın’lı Beşiktaş İlk Maçında
Beşiktaş bugün 31 Ağustos 2025 Pazar Süper Lig’in 4.haftasında deplasmanda Alanyaspor ile karşılaşacak.                                                                             Beşiktaş,bu akşam deplasmanda Alanyaspor’a konuk oluyor.Mücadele saat 21.30’da Alanya Oba Stadyumu’nda oynanacak ve beIN SPORTS 2 ekranlarından canlı yayımlanacak.Siyah-beyazlılar, sezonun ilk haftalarındaki ertelemeler nedeniyle lige geç dahil olmuştu.Bu nedenle Alanya maçı, hem zirve yarışında söz sahibi olabilmek hem de moral kazanmak için büyük önem taşıyor.Beşiktaş,teknik direktör Sergen Yalçın yönetiminde sahaya çıkacak.Geçtiğimiz yıllarda Beşiktaş’a şampiyonluk yaşatan tecrübeli çalıştırıcı,yeniden takımın başına dönmesinin ardından ilk ciddi sınavlarından birine çıkıyor.Taraftarlar,Yalçın’ın saha kenarındaki hamleleriyle takıma kazandıracağı ruhu merakla bekliyor.İstatistiklere bakıldığında,Beşiktaş son beş resmi karşılaşmada toplam 76 şut denemesiyle hücumda ne kadar ısrarcı olduğunu ortaya koydu. Ev sahibi Alanyaspor ise taraftarının desteğiyle güçlü rakibini yenerek sezonda çıkışa geçmek istiyor.Beşiktaş açısından ise bu mücadele yalnızca üç puan anlamına gelmiyor.Siyah-beyazlılar, Sergen Yalçın yönetiminde alınacak olası bir galibiyetle hem camiasına moral vermeyi hem de zirve yolunda güçlü bir mesaj göndermeyi hedefliyor.


Fenerbahçe Mourinho’suz İlk Sınavında
Süper Lig’in 4. haftasında Fenerbahçe, bu akşam saat 19.00’da Ankara’da Gençlerbirliği’ne konuk olacak.
Sarı-lacivertliler, UEFA Şampiyonlar Ligi play-off turunda Benfica’ya elenerek Avrupa’ya veda etmiş, ardından teknik direktör José Mourinho ile yollarını ayırmıştı. Kritik karşılaşmada takımın başında yardımcı antrenör Zeki Murat Göle yer alacak.Ligde ilk hafta Göztepe ile golsüz berabere kalan, ikinci haftada ise Kocaelispor’u 3-1 mağlup ederek üç puanla tanışan Fenerbahçe, toplamda 4 puana sahip. Avrupa’dan elenmenin yarattığı moral bozukluğunu atlatmak isteyen takım, Gençlerbirliği karşısında galibiyet alarak hem camiaya moral vermek hem de zirve yarışında iddiasını sürdürmek istiyor.Başkent ekibi ise sezona oldukça kötü bir başlangıç yaptı. İlk üç haftada Samsunspor ve Gaziantep FK deplasmanlarında 2-1 mağlup olan kırmızı-siyahlılar, evinde de Antalyaspor’a 1-0 kaybetti. Henüz puanla tanışamayan Gençlerbirliği, taraftarının desteğini arkasına alarak Fenerbahçe karşısında sürpriz peşinde olacak.Ankara’da Eryaman Stadı’nda oynanacak karşılaşmayı hakem Çağdaş Altay yönetecek. Zorlu mücadele öncesinde Fenerbahçe’de taraftarların gözü, hücum hattındaki etkili isimlerde olacak. Mourinho sonrası yeni döneme giren sarı-lacivertlilerde futbolcuların vereceği reaksiyon merakla bekleniyor.Sarı-lacivertli ekip, bu mücadeleden galibiyetle ayrılarak taraftarına yeni bir umut vermek istiyor.



Galatasaray Evinde 3 Gol İle Kazandı.
Trendyol Süper Lig’in 4. haftasında Galatasaray, taraftarı önünde Çaykur Rizespor’u konuk etti.
Rams Park’ta oynanan mücadele büyük bir ilgiyle takip edilirken sarı-kırmızılılar, rakibini 3-1 mağlup ederek çıkışını sürdürdü. Bu sonuçla Galatasaray ligde oynadığı dört maçta da sahadan galibiyetle ayrıldı.Maçın 20. dakikasında Galatasaray savunma hattından sürpriz bir gol geldi. Kolombiyalı stoper Davinson Sánchez, ceza sahasında yaşanan karambolde topu filelerle buluşturdu ve takımını 1-0 öne geçirdi. Bu golle birlikte taraftarlar tribünlerde coşkulu anlar yaşadı. İlk yarının kalan bölümlerinde iki takım da net fırsatlar yakalasa da skor değişmedi.Mücadelenin ikinci yarısında oyuna ağırlığını koyan Galatasaray, hücum hattındaki yıldızlarıyla fark yarattı. 65. dakikada yeni transfer Victor Osimhen sahneye çıktı. Nijeryalı golcü, ceza sahasında aldığı topu ağlara göndererek farkı ikiye çıkardı. Bu gol, tribünlerde büyük sevinç yaratırken Osimhen’in performansı taraftarlardan alkış topladı.Çaykur Rizespor son dakikalarda farkı azaltmak için yüklense de aradığı golü bulmakta zorlandı. Galatasaray ise 90+2. dakikada Mauro Icardi’nin attığı golle fişi çekti. Arjantinli yıldız, takımının üçüncü golünü kaydederek galibiyeti perçinledi. Konuk ekip ise maçın son anlarında bulduğu golle farkı bire indirse de skor 3-1 olarak kayıtlara geçti.Bu galibiyetle Galatasaray ligdeki puanını 12’ye yükselterek liderlik yarışında iddiasını sürdürdü.


Ole Gunnar Solskjær’in Beşiktaş kariyeri

 
2025 yılı Ocak ayında, Manchester United’daki görevinden 2021’de ayrıldıktan sonra üç yıl süren bir aranın ardından Ole Gunnar Solskjær, Beşiktaş’ın başına geçti. Siyah-beyazlılarla 1,5 yıllık bir sözleşme imzalayan Norveçli teknik adam, yeniden sahalara dönmüş oldu.Beşiktaş kariyerine umutlu bir başlangıç yapan Solskjær, ilk 12 maçta 8 galibiyet ve 1 beraberlik gibi etkileyici bir grafik çizdi. En dikkat çekeni ise, Mart 2025’teki Galatasaray derbisini 2-1 kazanarak uzun süren bir seriyi sonlandırmasıydı.Ancak Avrupa Ligi eleme maçlarında Shakhtar Donetsk karşısında elenmeleri, ardından UEFA Conference League play-off turunda Lausanne’la karşılaşıp 2-1’lik toplam skorla veda etmeleri üzerine rotasyon değişti. Bu başarısız sonuçlar sonrası Solskjær, aynı gece Beşiktaş yönetimince yapılan toplantı sonucunda görevinden alındı.Norveçli teknik adam, Beşiktaş’ta toplam 29 maça çıktı; bu karşılaşmalardan 15 galibiyet, 5 beraberlik ve 9 mağlubiyet aldı. Ayrıca ligde dördüncü sırayı elde ederek sezonu tatmin edici bir yerde tamamladı ancak Avrupa başarısızlıkları bu performansı gölgeledi.Solskjær’in Beşiktaş’da göreve gelmesi büyük umutlarla karşılanırken, kısa sürede temsilcimizin Avrupa arenasında yaşadığı hayal kırıklıkları yönetimin sabrını tüketti. İç sahada güçlü sonuçlar, dış sahada ise hayal kırıklıkları, Norveçli teknik adamın kariyerine burada erken nokta koydu.


Mourinho’nun Fenerbahçe Kariyeri
Portekizli teknik direktör José Mourinho, Haziran 2024’te büyük umutlarla Fenerbahçe’nin başına geçmişti. Dünyaca ünlü çalıştırıcı, sarı-lacivertlilerle yaklaşık 15 ay görev yaptı. Bu süreçte takımın başında 62 maça çıkan Mourinho,37 galibiyet, 14 beraberlik ve 11 mağlubiyet aldı.Ortalama 2,02 puanlık performansıyla dikkat çekse de sonuçlar beklentileri karşılamadı.Mourinho’nun görevden alınmasının en önemli nedeni,Fenerbahçe’nin Avrupa macerasındaki başarısızlık oldu.Sarı-lacivertliler, Şampiyonlar Ligi ön eleme turunda Benfica’ya 1-0 yenilerek elendi.Bu mağlubiyet, yönetimin sabrını taşıran son damla oldu. Süper Lig’de ise Galatasaray’ın gerisinde kalınması ve kupada yaşanan hayal kırıklıkları Portekizli hocanın koltuğunu iyice salladı.Mourinho’nun Fenerbahçe kariyeri yalnızca saha içi sonuçlarla değil, saha dışındaki olaylarla da gündemden düşmedi.Türkiye Kupası çeyrek finalinde Galatasaray teknik direktörü Okan Buruk’un burnunu sıkması, büyük tartışmalara yol açtı ve 3 maç ceza aldı.Hakemleri ve Süper Lig’i sık sık hedef alan Mourinho, “Türk ligi gri, kokuyor” sözleriyle büyük tepki topladı.Mourinho’nun ayrılığının perde arkasında yönetimle yaşadığı gerginlikler de vardı.Özellikle Şampiyonlar Ligi’nden elenmenin ardından yapılan zirvede, Mourinho’nun yönetimi sert sözlerle suçlaması krizi derinleştirdi. Bu çıkışlar, kulüp içinde huzursuzluğu artırarak iplerin kopmasına neden oldu.






Avrupa Şampiyonları.            12-İspanya(2008)
2008 Avrupa Futbol Şampiyonası, futbol tarihinde bir dönüm noktası olarak kabul edilir. Çünkü o turnuvada şampiyon olan İspanya Millî Takımı, sadece kupayı kazanmakla kalmadı; aynı zamanda futbol dünyasına yepyeni bir oyun anlayışı armağan etti. Bu şampiyonluk, İspanya için “Altın Çağ”ın başlangıcı oldu.İspanya’nın başarısının temelinde, oyunun merkezinde yer alan orta sahadaki ustalar bulunuyordu. Xavi Hernández, pas trafiğinin beyni olarak oyunu yönlendirirken, Andrés Iniesta yaratıcılığı ve sakinliğiyle hücumlarda denge unsuru oldu. Onlara eşlik eden Cesc Fàbregas ve David Silva ise dinamizmleri ve teknik becerileriyle takıma çeşitlilik kattı. Bu isimler, topa sahip olma oyununu kusursuz bir şekilde sahaya yansıtarak İspanya’nın rakiplerini adeta boğan tiki-taka felsefesinin temellerini oluşturdu.İspanya, grup aşamasında Rusya’yı 4-1, İsveç’i 2-1, Yunanistan’ı 2-1 mağlup ederek müthiş bir başlangıç yaptı. Çeyrek finalde uzun yıllardır eleme turlarında şanssızlık yaşayan İspanya, İtalya’yı penaltılarla eleyerek büyük bir psikolojik eşiği aştı. Yarı finalde yeniden karşılaştıkları Rusya’yı bu kez 3-0 yenerek finale yükseldiler.Finalde rakip, turnuvanın diğer formda ekibi Almanya’ydı. 29 Haziran 2008’de Viyana’da oynanan maçta, Fernando Torres’in attığı gol İspanya’ya 1-0’lık galibiyeti ve 44 yıl sonra Avrupa şampiyonluğunu getirdi.2008’de başlayan bu yolculuk, yalnızca bir şampiyonluk değil, futbolun gidişatını değiştiren bir devrimdi.



Dünyanın Gelmiş Geçmiş En İyi Teknik Direktörleri             64-Emerich Jenei
Futbol tarihine yalnızca oyuncu olarak değil, aynı zamanda teknik direktör kimliğiyle de iz bırakmış isimlerden biri Emerich Jenei’dir. Hem Romanya hem de Avrupa futbolunun unutulmaz figürlerinden olan Jenei, özellikle disiplinli oyun anlayışı, çalışkanlığı ve taktiksel zekâsıyla bilinir.Jenei’nin asıl yükselişi teknik direktörlük kariyerinde oldu. 1980’lerden itibaren Romanya futboluna yön veren isimlerden biri hâline geldi. Özellikle Steaua Bükreş’i 1986 yılında Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası şampiyonluğuna taşıması, onu tarihe geçiren en büyük başarısıdır. Bu zafer, hem Romanya futbolunun hem de Doğu Avrupa kulüplerinin Avrupa’da elde ettiği en büyük başarılardan biri olarak kabul edilir.Ayrıca Romanya Millî Takımı ile de önemli işler yaptı. 1990 Dünya Kupası’nda takımın başında yer aldı ve Romanya’nın modern futbol anlayışına geçişinde kilit rol oynadı.Emerich Jenei’nin futbol anlayışı, disiplinli savunma ile kolektif hücum gücünü harmanlamaya dayanıyordu. Oyuncularından saha içinde maksimum sorumluluk almasını isterdi. Sessiz ve sakin mizacıyla tanınmasına rağmen, taktiksel detaylara olan hâkimiyeti ve oyunu okuma becerisi sayesinde otoritesini her zaman hissettirmiştir.Bugün Emerich Jenei, yalnızca kazandığı kupalarla değil, futbol felsefesi ve duruşuyla da hatırlanan bir efsane olarak anılıyor.Onun hikâyesi, futbolun yalnızca sahada oynanan bir oyun değil; aynı zamanda sabır, disiplin ve inançla kazanılan bir yolculuk olduğunu gösteriyor.

Beşiktaş Avrupa’ya Veda Etti.
Beşiktaş, UEFA Konferans Ligi play‑off turu rövanş maçında Tüpraş Stadyumu’nda Lausanne‑Sport’u ağırladı ve maçı 0‑1 kaybederek Avrupa kupalarına veda etti.                                                                                        UEFA Konferans Ligi play-off turu rövanşında Beşiktaş, Tüpraş Stadyumu’nda İsviçre takımı Lausanne-Sport ile karşı karşıya geldi. İlk maçta deplasmanda 1-1’lik beraberliği yakalayan siyah-beyazlılar, evinde oynanan rövanş maçında zorlu bir sınavdan geçemedi.Maç boyunca dengede geçen mücadele uzatma dakikalarında bir golle değerlendi: 45+1. dakikada Nathan Butler-Oyedeji’nin golü, Lausanne’ı öne geçirdi. İkinci yarıya umutla başlayan Beşiktaş, 46. dakikada Felix Uduokhai’nin direkt kırmızı kartla oyun dışı kalmasıyla 10 kişi mücadele etmek zorunda kaldı. Eksik kalan ekip, oyunda üstünlüğü bir türlü sağlayamayınca, sahadan 0-1 mağlubiyetle ayrıldı.Bu sonuç, Beşiktaş’ın Avrupa kupalarındaki serüvenine Bu sezon Avrupa defteri bu maçla birlikte kapandı ifadesiyle erken nokta koydu. Teknik direktör Ole Gunnar Solskjaer ise İsviçre takımlarına karşı galibiyetle tanışamamaya devam etti.
Beşiktaş Taraftarı Önünde Rövanş Maçını Kazanmak İstiyor
Beşiktaş, UEFA Konferans Ligi play-off turu rövanş maçında bu akşam İsviçre temsilcisi Lausanne Sports’u konuk edecek.                                                                    İlk karşılaşma 1-1 beraberlikle sonuçlanmıştı ve bu nedenle İstanbul’daki rövanş, siyah-beyazlıların Avrupa yolundaki kaderini belirleyecek kritik bir mücadele olacak. Vodafone Park’ta oynanacak karşılaşma, Türkiye saatiyle 20.00’de başlayacak.Taraftarların yoğun ilgi göstermesi beklenen karşılaşmada Beşiktaş, teknik direktörünün önderliğinde sahaya mutlak galibiyet parolasıyla çıkacak. Rakibini eleyerek Konferans Ligi grup aşamasına adını yazdırmak isteyen siyah-beyazlılar, hem Türkiye’nin Avrupa’daki puanına katkı sağlamayı hem de Avrupa arenasındaki yolculuklarını sürdürmeyi hedefliyor. İlk maçtaki skor nedeniyle rövanşta alınacak her galibiyet Beşiktaş’ı tur atlatırken, olası beraberlikler uzatma ve penaltı ihtimalini doğuracak.Beşiktaş taraftarları, bu akşam oynanacak mücadelede takımlarına büyük destek vererek tarihi bir gece yaşatmak istiyor. Siyah-beyazlı camiada tek hedef, sahadan galibiyetle ayrılıp Avrupa’da yoluna devam etmek.


Fenerbahçe Tur’u Portekiz’de Bıraktı
27 Ağustos 2025 tarihinde UEFA Şampiyonlar Ligi Play-Off turu rövanşında Fenerbahçe, deplasmanda Benfica ile karşılaştı.
İlk maçın 0-0 sona ermesi nedeniyle turu geçen taraf, rövanştaki skorla belli olacaktı. Ancak Portekiz ekibi, sahasında bulduğu tek golle mücadeleyi 1-0 kazanarak adını Şampiyonlar Ligi gruplarına yazdırdı. Fenerbahçe ise bu sonuçla Devler Ligi’ne veda ederek yoluna UEFA Avrupa Ligi gruplarında devam etme hakkı elde etti.Maçın ilk bölümünde oyunun kontrolünü elinde tutan Benfica, 35. dakikada bulduğu golle öne geçti. Sağ kanattan gelişen atakta seken topu ceza sahası yayı üzerinde önünde bulan Kerem Aktürkoğlu, düzgün bir plase vuruşla fileleri havalandırarak takımını 1-0 öne taşıdı.İkinci yarıda José Mourinho yönetimindeki Fenerbahçe, oyunu rakip sahaya yıkmaya çalıştı.Ancak ev sahibi Benfica, savunmada hata yapmadı ve kontra ataklarla tehlike yarattı. 72. dakikada En-Nesyri’nin kafa vuruşu direkten dönerken, 82. dakikada Anderson Talisca ikinci sarı karttan kırmızı kart görerek Fenerbahçe’yi 10 kişi bıraktı. Bu dakikadan sonra tüm riskleri alan temsilcimiz, skoru eşitleyecek golü bulamadı.Son düdükle birlikte Benfica adını Şampiyonlar Ligi gruplarına yazdırırken, Fenerbahçe Avrupa Ligi’nde yoluna devam edecek. Karşılaşma sonrası teknik direktör José Mourinho, ikinci yarıda takımının büyük mücadele verdiğini ancak şanssız olduklarını vurguladı.

Fenerbahçe Avrupa’da Kader Maçına Çıkıyor
Fenerbahçe, UEFA Şampiyonlar Ligi play-off turu rövanşında bu akşam Benfica ile karşı karşıya gelecek.
İlk maçta İstanbul’da golsüz beraberlik alan sarı-lacivertliler, Portekiz’deki rövanşta kazanarak 16 yıl aradan sonra Devler Ligi gruplarına katılmayı hedefliyor.Zorlu mücadele, Lizbon’daki Estádio da Luz Stadı’nda oynanacak. Karşılaşma Türkiye saatiyle 22.00’de başlayacak ve futbolseverler bu kritik maçı TRT 1 ekranlarından şifresiz olarak takip edebilecek.Fenerbahçe, Benfica deplasmanı için kadrosunu belirledi. Sakatlığı bulunan Cenk Tosun kamp kadrosunda yer almazken, yerine Cengiz Ünder takıma dahil edildi. Teknik direktör Jose Mourinho’nun öğrencileri, dün Lizbon’a giderek son antrenmanlarını yaptı ve maç için hazırlıklarını tamamladı.İlk maçta sahasında istediği golü bulamayan Fenerbahçe, bu kez deplasmanda skoru lehine çevirmeye çalışacak. Galibiyet alması halinde Şampiyonlar Ligi grup aşamasına kalacak olan temsilcimiz, beraberlik veya mağlubiyet durumunda ise Avrupa Ligi’ne devam edecek.Sarı-lacivertli taraftarlar, takımlarına büyük destek vermek için Lizbon’a akın etti. Tribünlerde binlerce Fenerbahçeli’nin olması beklenirken, oyuncular da taraftar desteğini arkasına alarak tarihi bir galibiyet peşinde olacak.

Galatasaray Kaldığı Yerden Devam Ediyor
Trendyol Süper Lig’in 3. haftasında Galatasaray, deplasmanda Kayserispor’a konuk oldu.
Sarı-kırmızılı ekip sahadan 4-0’lık net bir skorla ayrılarak hem taraftarlarını sevindirdi hem de ligin zirvesindeki yerini korudu. Baştan sona üstün bir oyun ortaya koyan Galatasaray, rakibine adeta nefes aldırmadı.Maçın en dikkat çeken ismi, sol bek mevkiinde görev alan Eren Elmalı oldu. Milli futbolcu, 36. dakikada takımını öne geçirirken, ikinci yarının hemen başında bir kez daha sahneye çıkarak farkı ikiye çıkardı. Savunmadaki başarılı oyununu hücumda da taçlandıran Eren Elmalı, karşılaşmanın yıldızı oldu.İkinci yarıda oyunu tamamen kontrol eden Galatasaray, 86. dakikada yeni transferi Victor Osimhen’in golüyle iyice rahatladı. Maçın uzatma dakikalarında ise Alman yıldız Leroy Sané sahne aldı ve attığı golle skoru 4-0’a taşıdı. Bu gollerle birlikte sarı-kırmızılılar, Kayseri deplasmanından farklı bir galibiyet çıkarmış oldu.İlk üç haftada üç galibiyet alarak kayıpsız yoluna devam eden Galatasaray, daha sezon başı olmasına rağmen rakiplerine şampiyonluk yolunda güçlü bir mesaj verdi.

Galatasaray,Kayseri Deplasmanında
Süper Lig’in 3. haftasında Galatasaray, bu akşam deplasmanda Kayserispor ile karşı karşıya geliyor.
Kayseri RHG Enertürk Enerji Stadyumu’nda oynanacak mücadele saat 21.30’da başlayacak. Sarı-kırmızılı ekip, zorlu deplasmandan galibiyetle ayrılarak lige kayıpsız devam etmeyi hedeflerken, Kayserispor ise güçlü rakibi karşısında taraftarının desteğiyle sürpriz bir sonuca imza atmak istiyor.Galatasaray’da teknik direktör Okan Buruk’un maç öncesi en büyük avantajı, geniş ve kaliteli kadrosu.Ayrıca yeni transferlerin takıma katılmasıyla birlikte Galatasaray’ın kadro derinliği de artmış durumda. Buruk’un, hücumda tempolu bir başlangıç planladığı ve orta sahada oyunun kontrolünü elinde tutmak istediği öğrenildi.Karşılaşmaya büyük bir ilgi olması bekleniyor. Kayseri’de biletler günler öncesinden tükenirken, Galatasaray taraftarı da deplasmanda takımını yalnız bırakmayacak. Tribünlerde coşkulu bir atmosferin oluşması bekleniyor. Mücadelenin hakemliğini ise TFF tarafından atanan Alper Akarsu üstlenecek.Galatasaray, sezona iki haftada aldığı 6 puanla girerken, bu maçı da kazanıp 3’te 3 yapmak istiyor. Rakip Kayserispor ise henüz galibiyet alamadı ve sahasında bu akşam, sezonun ilk zaferini kazanmayı hedefliyor

Fenerbahçe Kadıköydeki İlk Lig Maçında 3 Puanı Aldı.
Süper Lig’in 3. haftasında Fenerbahçe, sahasında ağırladığı Kocaelispor’u 3–1 mağlup ederek sezonun ilk galibiyetini aldı.                                                     Mücadeleye hızlı başlayan sarı-lacivertliler, henüz 5. dakikada Milan Skriniar’ın attığı golle öne geçti. Savunmadan gelen bu gol, takımın maça ne kadar istekli başladığının göstergesi oldu. Ancak Kocaelispor mücadeleden kopmadı ve 22. dakikada Bruno Petković’in attığı golle skoru 1–1’e getirdi. Bu gol aynı zamanda Kocaelispor’un Süper Lig’deki ilk golü olarak kayıtlara geçti.İkinci yarıya etkili başlayan Fenerbahçe, 51. dakikada Archie Brown’un golüyle yeniden öne geçti. Tribünlerin coşkusunu artıran bu gol, sarı-lacivertlilerin hücumdaki temposunu daha da yükseltti. 66. dakikada Anderson Talisca sahneye çıktı ve Oğuz Aydın’ın ortasında kafayla topu filelere göndererek farkı ikiye çıkardı. Kalan dakikalarda başka gol olmayınca mücadele 3–1 sona erdi.Bu sonuçla Fenerbahçe puanını 4’e yükseltirken, Kocaelispor ligde henüz puanla tanışamadı. Karşılaşmada dikkat çeken bir diğer detay ise Çağlar Söyüncü’nün bu sezon ilk kez Süper Lig maçına ilk 11’de başlaması oldu. Maçın ardından teknik direktör José Mourinho, takımının özellikle ikinci yarıdaki performansından memnun olduğunu belirtirken, önümüzdeki haftalar için daha iyi bir Fenerbahçe izleteceklerini söyledi.
Fenerbahçe Lig’de Taraftarı Önüne Çıkıyor.
Trendyol Süper Lig’in 3. haftasında Fenerbahçe, taraftarının önünde Kocaelispor ile karşı karşıya geliyor.                                                                                       Bugün, 23 Ağustos Cumartesi, Şükrü Saracoğlu Stadyumu’nda oynanacak mücadele saat 21.30’da başlayacak. Karşılaşma beIN SPORTS 1 ekranlarından canlı olarak futbolseverlerle buluşacak.Sarı-lacivertliler ile Kocaelispor, Süper Lig tarihinde 41. kez kozlarını paylaşacak. Daha önce oynanan karşılaşmalarda Fenerbahçe’nin belirgin bir üstünlüğü bulunuyor. Geçmiş randevularda sarı-lacivertliler birçok kez sahadan galibiyetle ayrılarak rakibine karşı moral avantajı elde etti.Fenerbahçe, evindeki ilk maçında güçlü bir başlangıç yapmak ve şampiyonluk yolunda puan kaybı yaşamamak adına sahaya mutlak galibiyet parolasıyla çıkacak. Kocaelispor ise güçlü rakibine karşı sürpriz yaparak hem puan hem de moral kazanmak istiyor. İki takım açısından da kritik öneme sahip olan karşılaşma, Süper Lig’de haftanın en dikkat çeken maçlarından biri olacak.

Süper lig tarihinin en iyi futbolcuları.          39-Fatih Tekke
Fatih Tekke, 9 Eylül 1977’de Trabzon’un Of ilçesinde dünyaya geldi. Futbola doğduğu şehrin takımı olan Trabzonspor altyapısında başladı ve kısa sürede yeteneğiyle dikkat çekti. Özellikle genç yaşta gösterdiği bitirici vuruşları, onu dönemin en umut vadeden forvetlerinden biri haline getirdi. Henüz 18 yaşındayken Trabzonspor formasıyla profesyonel arenaya adım atan Tekke, kısa süreli Gaziantepspor macerasının ardından asıl patlamasını Trabzonspor’da yaptı.2002 yılında Trabzonspor’a geri dönen Fatih Tekke, kariyerinin en parlak dönemini bu ikinci Trabzonspor serüveninde yaşadı. Bordo-mavili formayla attığı gollerle adını kulüp tarihine yazdırdı. 2004-2005 sezonunda Süper Lig’de gol kralı oldu ve Trabzonspor taraftarlarının gönlünde taht kurdu. Özellikle ceza sahasında yakaladığı fırsatları gole çevirme becerisi, soğukkanlılığı ve liderlik vasıflarıyla takımının en önemli kozlarından biri haline geldi. Taraftarlar ona “Kral” lakabını verdi ve bu unvan hâlâ hafızalarda yaşıyor.Fatih Tekke, Türk futbol tarihinde “golcü kimliği” ile hafızalara kazınmış bir isimdir. Özellikle Trabzonspor camiası için yeri bambaşkadır. Attığı goller, kazandırdığı maçlar ve futbolculuk kariyerindeki başarısıyla birçok gencin idolü oldu. Bugün hâlâ hem Trabzonspor taraftarları hem de genel futbolseverler tarafından saygıyla anılıyor.
Beşiktaş,Lausanne Karşısında Berabere Kaldı.
Beşiktaş UEFA Avrupa Konferans Ligi play-off turu ilk maçında Lausanne Sport ile karşı karşıya geldi.
Karşılaşma, her iki takımın da kontrollü başladığı bir atmosferde geçerken, Beşiktaş 45. dakikada Milot Rashica’nın harika golüyle soyunma odasına 1–0 önde gitmeyi başardı. Rashica’nın sol ayağıyla gelişine attığı bu gol, siyah-beyazlı formayla Avrupa kupalarındaki üçüncü golü olmanın yanı sıra, bu sezonki ilk resmi maç golünü teşkil etti.İkinci yarıya dengeli bir oyunla başlayan Beşiktaş, zaman zaman ataklar geliştirse de gollük pozisyonları yeterince değerlendiremedi. Lausanne, 83. dakikada Olivier Custodio’nun kullandığı köşe vuruşunda Bryan Okoh’un diziyle dokunarak attığı golle skora denge getirdi.Bu golle karşılaşma 1–1 sona ererken, tur avantajı İstanbul’daki rövanş maçına bırakıldı.Maç boyunca Beşiktaş, öncelikle savunma organizasyonundaki bazı aksaklıklarıyla dikkat çekerken, kaleci Ersin Destanoğlu’nun kritik kurtarışlarıyla güven verdi.Destanoğlu, bu mücadeleyle sezonun ilk resmi maçına çıkmış oldu.Orta saha hattında ise kaptanlık görevini üstlenen Orkun Kökçü, oyun kurulumunda ve hücum etkisinde rol oynayarak öne çıktı.


Fenerbahçe Şampiyonlar Ligi Aşkına Sahada
Fenerbahçe, bugün Şampiyonlar Ligi’ne kalmak için kader niteliği taşıyan bir karşılaşmaya çıkıyor.         Sarı-lacivertliler, Portekiz’in köklü kulüplerinden Benfica’yı Ülker Stadyumu’nda ağırlayacak. Mücadele saat 22.00’da başlayacak ve hem Türkiye hem de Avrupa futbol kamuoyu tarafından büyük bir ilgiyle takip edilecek. Bu karşılaşma, Fenerbahçe’nin tam 16 yıl aradan sonra Şampiyonlar Ligi gruplarına dönme hayali için en kritik adımlardan biri olarak öne çıkıyor.Maç öncesinde konuşan teknik direktör José Mourinho, Benfica’nın Avrupa’nın en deneyimli ve güçlü takımlarından biri olduğunu vurguladı. Tecrübeli teknik adam, “Açık konuşmam gerekirse Benfica yerine Nice ile eşleşmeyi tercih ederdim. Bu eşleşmenin zorluğu ortada, ancak biz de büyük bir kulübüz ve bu tür maçlar için sahadayız” ifadelerini kullandı. Mourinho, takımın şu anda bir yeniden yapılanma sürecinde olduğuna dikkat çekerek, taraftar desteğinin her zamankinden daha önemli olduğunun altını çizdi.Benfica cephesinde ise hedef İstanbul’dan avantajlı bir skorla ayrılmak. Portekiz temsilcisi, hızlı hücum hattı ve Avrupa kupalarındaki tecrübesiyle dikkat çekiyor. Fenerbahçe ise yeni transferleri ve tecrübeli oyuncularıyla sahaya çıkacak. Taraftarlar, Kadıköy atmosferinde takımlarını adeta itici bir güç olarak desteklemeye hazırlanıyor.Hedef gruplara kalmak adına avantajlı bir skor elde etmek olacak.



Fenerbahçe’nin İstanbul’a Getirdiği Dorgeles Nene Kimdir
Nene Dorgeles, 23 Aralık 2002’de Mali’nin Kayes kentinde dünyaya geldi.Futbola, keşfedildiği Guidars FC’nin yanı sıra JMG Akademi Bamako gibi önemli altyapı kulüplerinde başladı.Bu dönemde temel teknik ve oyun görüşü üzerine kendisini geliştiren Dorgeles, dikkat çekici performansıyla Avrupa kulüplerinin radarına girmeyi başardı.4 Ocak 2021’de Avusturya devi Red Bull Salzburg, Nene Dorgeles’le profesyonel sözleşme imzaladı. Bu transferde Diambou ve Guindo gibi diğer Malili oyuncularla birlikte Salzburg’un yolunu tuttu.Salzburg’a katılmasıyla birlikte, genç oyuncuların forma giydiği iş birliği kulübü FC Liefering’de oynamaya başladı.Kariyerinin sonraki aşamalarında, gelişimi için Salzburg tarafından farklı takımlara gönderildi. 2021–2022 sezonunda SV Ried forması giyerek ilk Avusturya Bundesliga deneyimini yaşadı.Ardından, 2022–2023 sezonunda Belçika Westerlo takımına kiralandı ve burada etkileyici performans sergileyerek 35 maçta 13 gol kaydetti.2023 itibarıyla Salzburg kadrosuna kalıcı olarak katılan Dorgeles, takımının hücum hattında önemli bir alternatif haline geldi. Kısa süre önce sözleşmesini 30 Haziran 2028’e kadar uzattı.Nene Dorgeles, ilk kez Mart 2022’de Mali Milli Takımı’na davet edildi ve maçlarda doğrudan ilk 11’de başladı.2024 yılına kadar, 17 maçta 5 gol kaydettiği Mali formasında istikrarlı bir performans sergilemeye devam etti.


Beşiktaş Lige 3 Puanla Başladı.
Beşiktaş, Süper Lig’in açılış haftasında Tüpraş Stadyumu’nda Eyüpspor’u konuk etti ve nefes kesen bir mücadele sonunda sahadan 2-1’lik galibiyetle ayrıldı.                                                                                              Maça hızlı başlayan siyah-beyazlılar, 19. dakikada yeni transferlerinden Tammy Abraham’ın golüyle öne geçti. Ancak üstünlük uzun sürmedi; Eyüpspor, 29. dakikada bulduğu golle skoru 1-1’e getirdi. Karşılaşmanın ikinci yarısında iki takım da oyunun kontrolünü ele geçirmek için büyük bir mücadele verdi. Beşiktaş’ta orta sahada Wilfred Ndidi’nin enerjisi ve savunmadaki katkısı dikkat çekerken, hücum hattında zaman zaman etkili ataklar üretildi. Maçın kader anı ise uzatma dakikalarında geldi. 90+6. dakikada sahneye çıkan Rafa Silva, attığı kritik golle Beşiktaş’a hem galibiyeti hem de sezonun ilk üç puanını getirdi. Teknik direktör Ole Gunnar Solskjaer, maç sonrası yaptığı açıklamada takımının gösterdiği mücadeleden memnuniyetini dile getirerek “Beşiktaş ruhunu sahaya yansıttık” ifadelerini kullandı. Taraftarlar da son dakikada gelen bu zaferle büyük bir coşku yaşadı ve yeni sezona umutla bakmaya başladı. Bu sonuçla Beşiktaş, hem sezona moralli bir giriş yaptı hem de yeni transferlerinin performansıyla geleceğe dair olumlu sinyaller verdi.
Beşiktaş Lige Dolmabahçe’de Başlıyor.
Beşiktaş, Süper Lig’de yeni sezonu bu akşam kendi sahasında Eyüpspor karşısında açıyor.
UEFA Konferans Ligi maçları nedeniyle ilk hafta mücadelesi ertelenen siyah-beyazlılar, böylece ligdeki ilk sınavına çıkacak. Tüpraş Stadyumu’nda saat 21.30’da başlayacak olan mücadeleyi Halil Umut Meler yönetecek ve karşılaşma beIN Sports 1 ekranlarından canlı olarak yayınlanacak. Beşiktaş’ta genç forvet Mustafa Erhan Hekimoğlu, sol uyluk üst adalesindeki sakatlığı nedeniyle forma giyemeyecek. Teknik direktör Ole Gunnar Solskjær’in tercihine bağlı olarak yeni transferler David Jurasek, Tammy Abraham, Orkun Kökçü ve Wilfred Ndidi de ilk kez Süper Lig’de siyah-beyazlı formayla sahaya çıkabilir. İlk haftada Konyaspor’a mağlup olan Eyüpspor ise güçlü rakibi karşısında sürpriz arayacak. Beşiktaş, taraftarı önünde kazanarak hem lige iyi bir başlangıç yapmayı hem de yeni transferleriyle birlikte gövde gösterisi yapmayı hedefliyor.
Göztepe’de Gol Sesi Çıkmadı
Trendyol Süper Lig’in 2. haftasında Göztepe ile Fenerbahçe İzmir’de karşı karşıya geldi.
Göztepe - Fenerbahçe karşılaşması golsüz beraberlikle tamamlandı. 90 dakika boyunca yüksek tempoya ve sert mücadelelere sahne olan maçta, her iki takım da yakaladığı fırsatları değerlendiremedi. İlk yarıda Fenerbahçe topa daha çok sahip olan taraf olurken, Göztepe hızlı çıkışlarla rakip kalede tehlike yaratmaya çalıştı. Sarı-lacivertliler, özellikle Anderson Talisca  ile gole yaklaşsa da kaleci Matheus Lis kritik kurtarışlarıyla fark yarattı.Maçın ikinci yarısında tansiyon iyice yükseldi. Göztepe’de 61. dakikada Juan’ın, kısa süre sonra da İsmail Köybaşı’nın kırmızı kart görmesiyle ev sahibi ekip sahada 9 kişi kaldı. Bu avantajı değerlendirmek isteyen Fenerbahçe oyunu tamamen rakip sahaya yıktı. Ancak 86. dakikada Jayden Oosterwolde’nin kırmızı kart görmesi, sarı-lacivertlilerin hücum gücünü azalttı. Mücadelenin en kritik anı ise uzatma dakikalarında yaşandı. VAR incelemesi sonucunda Fenerbahçe penaltı kazandı. 90+3. dakikada topun başına geçen Talisca’nın şutunu kaleci Matheus Lis kurtardı, dönen topu da savunma uzaklaştırınca sarı-lacivertliler galibiyet fırsatını tepti.Son düdükle birlikte karşılaşma 0-0 sona ererken, iki ekip de sahadan birer puanla ayrıldı.

Fenerbahçe Sezonu Göztepe Deplasmanında Açıyor
Fenerbahçe, Trendyol Süper Lig’in 2. haftasında Göztepe ile deplasmanda karşılaşıyor.
Maç, bu akşam saat 21:30’da İzmir’de Gürsel Aksel Stadyumu’nda başlayacak ve beIN Sports 1 kanalından canlı olarak yayınlanacak.Bu maç, Fenerbahçe için ligdeki ilk sınav; zira geçen hafta Alanyaspor karşılaşması Şampiyonlar Ligi play off’u nedeniyle ertelenmişti. İzmir ekibiyle Süper Lig’de 59. kez karşılaşacak olan sarı‑lacivertliler, maça galibiyet hedefiyle çıkıyor.Taraftarların maç günü stad çevresine ulaşımını kolaylaştırmak için, İzmir Emniyeti bazı yolları trafiğe kapatıp, park yasağı ve düzenleme getirmiş durumda.Fenerbahçe kadrosunda 7 önemli ismin yer almadığı açıklandı bu isimler arasında teknik kadronun öncelik verdiği bazı oyuncular bulunmuyor.Kadroda dikkat çeken isimler arasında savunma güvenliği açısından Livaković, Livaković, Škriniar’dan; orta sahada Sofyan Amrabat, Fred’den; hücumda ise Youssef En‑Nesyri ve Jhon Duran’dan bahsetmek mümkün.


Galatasaray 3 Puanı 3 Golle Aldı.
Galatasaray, Trendyol Süper Lig’in 2. haftasında sahasında Fatih Karagümrük’ü 3–0 mağlup ederek sezona ikide iki ile başladı.
Maçın henüz 10. dakikasında Barış Alper Yılmaz’ın golüyle öne geçen sarı-kırmızılılar, 74. dakikada Fatih Kurucuk’un kendi kalesine attığı golle farkı ikiye çıkardı. Mücadelenin son bölümünde sahneye çıkan Mauro Icardi ise 87. dakikada fileleri havalandırarak skoru belirledi. Özellikle yeni transferlerden Victor Osimhen ve Leroy Sané’nin de yer aldığı hücum hattı, Icardi ile birlikte umut verici bir performans sergiledi.Ayrıca orta sahada Torreira’nın mücadelesi ve savunmanın sağlam görüntüsü de takımın güven veren yönleri arasındaydı.Karşılaşmanın 23. dakikasında Karagümrük’ün 10 kişi kalması, Galatasaray’ın oyunu kontrol etmesini kolaylaştırdı. Taraftarların yoğun desteğiyle sahada etkili bir futbol ortaya koyan Galatasaray, hem aldığı farklı galibiyet hem de yeni hücum üçlüsünün uyumuyla dikkat çekti.Galatasaray bu sonuçla ligdeki ikinci maçını da kazanarak puanını 6’ya yükseltti ve taraftarlarına sezonun ilerleyen haftaları için umut verdi.
Galatasaray Taraftarı Önüne Çıkıyor
Galatasaray, Trendyol Süper Lig’in 2. haftasında bugün sahasında Fatih Karagümrük’ü konuk edecek.      Ali Sami Yen Spor Kompleksi Rams Park’ta oynanacak karşılaşma saat 20.30’da başlayacak. Lige iyi bir başlangıç yapan sarı-kırmızılı ekip, ilk haftada aldığı galibiyetle moral bulurken, taraftarı önünde oynayacağı bu maçtan da üç puanla ayrılarak seriyi sürdürmeyi hedefliyor. Teknik direktör Okan Buruk yönetimindeki takımda, yeni transferlerin de bu karşılaşmada süre alması bekleniyor. Özellikle hücum hattındaki oyuncuların performansı, maçın gidişatı açısından belirleyici olabilir.Konuk ekip Fatih Karagümrük ise sezona istediği gibi başlayamasa da genç ve dinamik kadrosuyla zorlu deplasmanda puan veya puanlar almanın peşinde olacak. İki takım arasındaki son karşılaşmalarda Galatasaray’ın üstünlüğü dikkat çekerken, Karagümrük’ün hızlı hücumlarla sürpriz yaratma ihtimali bulunuyor. Bu mücadele, hem ligin üst sıralarındaki dengeler hem de takımların moral motivasyonu açısından büyük önem taşıyor. Taraftarlar ise bu akşam tempolu ve bol gollü bir oyun izlemeyi bekliyor.

Futbol Tarihinde En Çok Asist Yapanlar.     14-Andrés Iniesta(192)

Futbol tarihinin en zarif oyuncularından biri olarak kabul edilen Andrés Iniesta, yalnızca kazandırdığı kupalarla değil, aynı zamanda topa hükmeden zekâsı ve yaratıcı pas yeteneğiyle oyunun kaderini değiştiren isimlerden biridir. Onun asist becerileri, yalnızca sayılarla değil, sahadaki etkisiyle ölçülür.Iniesta, saha görüşü açısından eşsiz bir futbolcuydu. Rakip savunma hattının en ufak boşluğunu fark edebilecek bir farkındalığa sahipti. Paslarını, takım arkadaşının hareketlenme anına kusursuz zamanlama ile gönderir; bu sayede hücumlar hem hız kazanır hem de savunmanın dengesini bozar.Iniesta, özellikle dar alanlarda kısa ve hızlı pas trafiğini yönetmede ustaydı. Tek paslar, duvar pasları ve ani yön değiştirerek yaptığı “no-look” paslar ile rakip savunmayı adeta çözerdi. Bu özellikleri, Barcelona’nın “tiki-taka” sisteminin en kritik unsurlarından biri olmasını sağladı.Resmî olarak 190’ın üzerinde kariyer asisti bulunan Iniesta’nın etkisi, asist sayılarından çok daha fazlaydı. Pek çok hücum onun üçüncü bölgedeki ara pasıyla başlar, istatistiğe geçmese bile golün temel hazırlayıcısı olurdu. Takım arkadaşlarının “Iniesta topa dokunduğunda pozisyon mutlaka tehlikeye dönüşür” demesi boşuna değildi.Andrés Iniesta asist kavramını yalnızca “gol öncesi pas” olmaktan çıkarıp, hücumun tüm yaratım sürecini kapsayan sanatsal bir eyleme dönüştürdü. Onun oyunu okuma becerisi, dar alan ustalığı ve kritik anlarda soğukkanlılığı, futbol tarihine altın harflerle kazınmış durumda.



Süper Kupa’nın Sahibi PSG Oldu.
UEFA Süper Kupa finalinde Paris Saint-Germain, Tottenham Hotspur’u nefes kesen bir geri dönüşle mağlup ederek kupayı müzesine götürdü.
Karşılaşmanın ilk yarısında Tottenham, Micky van de Ven ve Cristian Romero’nun golleriyle 2-0 öne geçti ve uzun süre bu üstünlüğünü korudu. Ancak son dakikalarda sahneye çıkan PSG, önce 85. dakikada Lee Kang-in’in golüyle farkı bire indirdi; bu gol, Güney Koreli futbolcuyu UEFA Süper Kupa tarihinde gol atan ilk Asyalı oyuncu yaptı. Maçın uzatma dakikalarında Gonçalo Ramos’un kafa golü ise skoru 2-2’ye getirerek maçı penaltılara taşıdı. Seri penaltı atışlarında Tottenham’dan van de Ven ve Mathys Tel hatalı atışlar yaparken, PSG’de Nuno Mendes son penaltıyı gole çevirerek kupayı getiren isim oldu.Penaltı atışlarında rakibine 4-3 üstünlük sağlan PSG, tarihinde ilk kez UEFA Süper Kupa'yı müzesine götürdü.Maç boyunca zaman zaman hatalı hamleler yapan kaleci Lucas Chevalier ise penaltı serisinde yaptığı kurtarışlarla takımının kahramanlarından biri haline geldi. Luis Enrique yönetimindeki PSG, bu dramatik zaferle bir kez daha büyük maçlarda pes etmeyen bir takım olduğunu kanıtlarken, Tottenham ise ilk Süper Kupa finalinde büyük bir fırsatı elinden kaçırdı.
Uefa Süper Kupa Sahibini Buluyor.
Paris Saint-Germain ile Tottenham Hotspur, 2025 UEFA Süper Kupa mücadelesinde karşı karşıya gelmeye hazırlanıyor.                                                    Karşılaşma, 13 Ağustos Çarşamba günü(Bugün) İtalya’nın Udine kentindeki 25 bin kişilik Stadio Friuli’de oynanacak. İngiltere saatiyle 20.00’de, yerel saatle ise 21.00’de başlayacak olan maç, Avrupa futbolunun en prestijli kupalarından birini kazandıracak. Şampiyonlar Ligi şampiyonu PSG ile Avrupa Ligi şampiyonu Tottenham arasındaki bu dev randevu, futbolseverlerin büyük ilgisini çekiyor.Tottenham cephesinde teknik direktör Thomas Frank, PSG’yi “muhtemelen dünyanın en iyi takımı” olarak nitelendirirken, oyuncularını bu zorlu karşılaşmaya motive etmeye çalışıyor. Ancak disiplin sorunları yaşayan Yves Bissouma kadroda yer almayacak. Frank yönetimindeki ilk resmi maçına çıkacak olan Tottenham, güçlü rakibine karşı kupayı kazanarak sezona moral depolamayı hedefliyor.PSG’de ise sürpriz bir kadro dışı kararı gündeme damga vurdu. İtalyan kaleci Gianluigi Donnarumma, ayrılık söylentileri ve sözleşme belirsizlikleri nedeniyle Süper Kupa kadrosuna dahil edilmedi. Kaleyi yeni transfer Lucas Chevalier koruyacak. Ayrıca orta saha oyuncusu João Neves, geçtiğimiz Tüm Kulüpler Dünya Kupası’nda gördüğü ceza nedeniyle bu maçta forma giyemeyecek.Hem saha içinde hem de saha dışında büyük ilgi gören bu karşılaşma, futbolseverlere unutulmaz bir gece yaşatmaya hazırlanıyor.


Fenerbahçe Kadıköy’de Cehennemi Yaşattı.
Fenerbahçe,Kadıköy’de oynanan UEFA Şampiyonlar Ligi 3.ön eleme turu rövanşında Hollanda ekibi Feyenoord’u 5-2 mağlup ederek adını play-off turuna yazdırdı.                                                                                      İlk maçta 2-1 kaybeden sarı-lacivertliler, bu kez taraftarının müthiş desteğiyle sahaya fırtına gibi başladı. Maçın 41. dakikasında Watanabe’nin golüyle geriye düşen Fenerbahçe, çabuk reaksiyon gösterdi ve 44. dakikada Archie Brown ile eşitliği yakaladı. İlk yarının uzatma dakikalarında Jhon Durán’ın golüyle öne geçen Fenerbahçe, devreye 2-1 üstünlükle girdi. İkinci yarıda da tempoyu düşürmeyen Jose Mourinho’nun öğrencileri, 55’te Fred’in golüyle farkı ikiye çıkardı, 83’te Youssef En-Nesyri ile skoru 4-1 yaptı. Feyenoord 89’da Watanabe ile umutlansa da 90+5’te Talisca’nın golü maçın sonucunu tayin etti. Böylece Fenerbahçe toplamda 6-4’lük skorla tur atlayarak play-off’ta Benfica ile Nice eşleşmesinin galibiyle karşılaşmaya hak kazandı.Fenerbahçe, kritik bir eşleşmede hem skor hem de oyun adına etkileyici bir geri dönüş sergiledi. Jose Mourinho’nun önderliğinde taktik disiplin ve hücum gücüyle galip gelerek, Devler Ligi’ne adım atma yolunda önemli bir avantaj elde etmiş oldu.Kadıköy’deki bu unutulmaz gece, sarı-lacivertli camiaya büyük bir moral ve Avrupa’da Devler Ligi hedefi için önemli bir motivasyon sağladı.
Fenerbahçe Tur Peşinde
Fenerbahçe, Şampiyonlar Ligi 3. ön eleme turu rövanşında Kadıköy’de Hollanda temsilcisi Feyenoord’u ağırlayacak.
İlk maçı deplasmanda 2-1 kaybeden sarı-lacivertliler, turu geçebilmek için sahasında en az iki farklı galibiyet almak zorunda. Teknik direktör José Mourinho, 17 yıldır hasret kaldığı Şampiyonlar Ligi grup aşamasına ulaşmak için bu karşılaşmaya özel bir önem veriyor. Fenerbahçe’nin sahaya 3-5-2 dizilişiyle çıkması bekleniyor.Feyenoord cephesinde ise teknik direktör Robin van Persie, 4-2-3-1 sistemiyle sahaya çıkacak.Form grafiği yüksek olan Feyenoord, son 12 maçının 10’unu kazanarak bu karşılaşmaya moralli geliyor. Fenerbahçe ise son dönemde kalesinde kolay gol görmesiyle eleştiriliyor ancak Kadıköy atmosferi, sarı-lacivertlilerin en büyük kozu olacak. Karşılaşmada iki takımın da gol bulması kuvvetle muhtemel görülürken, Fenerbahçe’nin tur şansı taraftar desteği ve Talisca’nın dönüşüyle artabilir.Fenerbahçe–Feyenoord UEFA Şampiyonlar Ligi 3. ön eleme turu rövanş mücadelesi Exxen platformu üzerinden canlı olarak izlenebilecek.Maç, 12 Ağustos Salı günü akşam saat 20:00’de başlayacak

Futbol Tarihinde En Çok Gol Atanlar.           20-Alfredo Di Stéfano(537 gol)

Alfredo Di Stéfano, futbol tarihinin en büyük isimlerinden biri olarak yalnızca kazandığı kupalarla değil, sahadaki eşsiz gol becerileriyle de ölümsüzleşmiştir. Arjantin doğumlu olan ve kariyerinde Arjantin, Kolombiya ve İspanya millî takımlarında forma giyen Di Stéfano, 1940’lardan 1960’ların ortalarına uzanan kariyerinde gol atma sanatını adeta yeniden tanımladı.Di Stéfano’nun en dikkat çekici özelliklerinden biri, yalnızca bir “golcü” değil, aynı zamanda oyunun her alanına hâkim bir “tam futbolcu” olmasıydı. Klasik bir santrfor gibi ceza sahasında bekleyen bir oyuncu değildi; orta sahaya gelir, oyunu kurar, kanatlara açılır ve sonra tekrar gol pozisyonuna girerdi. Bu sayede rakip savunmalar için markajı imkânsız hâle getirirdi.Di Stéfano, ayağının içiyle yumuşak bir plaseden sert vole vuruşlarına, gelişine şutlardan akıl dolu aşırtmalara kadar her tür bitiriciliği ustalıkla uygulardı. Hem sağ hem sol ayağını kullanabilmesi, onun gol çeşitliliğini rakipsiz kılıyordu. Kaleciyi okumakta olağanüstüydü; hangi anda sert şut, hangi anda soğukkanlı bir dokunuş gerektiğini anında seçerdi.Resmî maçlarda 500’ün üzerinde gol atan Di Stéfano, bunu modern futbolun sert savunma anlayışının şekillenmeye başladığı bir dönemde başardı.Alfredo Di Stéfano yalnızca döneminin değil, tüm futbol tarihinin en komple golcülerinden biriydi.Gol atma yeteneği, oyun kurma becerisi ve büyük maçlardaki soğukkanlılığı, onu futbolun ölümsüz efsaneleri arasına soktu.




Fenerbahçe’nin Anlaştığı Fakat Tepkiler Üzerine Transferini Beklettiği Jankovic Kimdir.
Niko Janković, 25 Ağustos 2001’de Hırvatistan’ın başkenti Zagreb’de dünyaya gelen, ofansif orta saha mevkisinde görev yapan yetenekli bir futbolcudur. Futbol kariyerine NK Trnje altyapısında başlayan Janković, kısa sürede yeteneğiyle dikkat çekerek Dinamo Zagreb ve ardından Stuttgart’ın altyapı sistemlerinde kendini geliştirdi. Profesyonel olarak ilk adımını Dinamo Zagreb’in ikinci takımında atan oyuncu, burada gösterdiği performansla A takıma yükselse de düzenli forma şansı bulamayınca Slaven Belupo, Gorica ve Bosna-Hersek ekibi Zrinjski Mostar’a kiralık olarak gönderildi. Zrinjski Mostar formasıyla 2021–22 sezonunda Bosna-Hersek şampiyonluğu yaşayan genç oyuncu, kariyerinin en önemli dönüm noktalarından birini bu süreçte yaşadı.2023 yılında HNK Rijeka’ya transfer olan Janković, burada gösterdiği istikrarlı performansla adını Avrupa futbolunda daha sık duyurmaya başladı. Ofansif orta saha pozisyonunun yanı sıra sol kanat ve ön libero bölgelerinde de görev yapabilen, sağ ayağını etkili kullanan ve 1.86’lık fiziğiyle hava toplarında avantaj sağlayan oyuncu, Rijeka formasıyla çıktığı maçlarda hem skor hem de asist katkısı vererek takımının 2024–25 sezonunda Hırvatistan Ligi ve Kupası’nı kazanmasında önemli rol oynadı.Son dönemde adı Fenerbahçe ile anılan Janković hem teknik kapasitesi hem de çok yönlü oyun anlayışıyla transfer gerçekleşirse Fenerbahçe’nin hücum hattına önemli bir dinamizm katabilecek potansiyele sahip.


Galatasaray 3 Puanı 3 Golle Aldı.
Trendyol Süper Lig’in 2025–26 sezonunun açılış karşılaşmasında Galatasaray sezona etkileyici bir başlangıç yaptı.                                                                 Trendyol Süper Lig’in 2025–26 sezonu, Gaziantep Kalyon Stadyumu’nda oynanan Gaziantep FK – Galatasaray maçıyla açıldı. Sarı-kırmızılılar, sezona adeta gövde gösterisi yaparak başladı ve sahadan 3-0’lık net bir galibiyetle ayrıldı. Maçın yıldızı ise kuşkusuz Barış Alper Yılmaz oldu.Karşılaşmanın henüz 12. dakikasında Galatasaray, Barış Alper Yılmaz’ın kazandırdığı penaltı ile öne geçti. Topun başına geçen yıldız oyuncu, soğukkanlı bir vuruşla skoru 1-0 yaptı.Golden sadece 4 dakika sonra, bu kez sahneye Eren Elmalı çıktı. Savunmadan hücuma hızlı çıkan sarı-kırmızılılar, Eren’in düzgün vuruşuyla farkı ikiye çıkardı.İlk yarının uzatma dakikalarında ise Galatasaray bir kez daha penaltı kazandı. Yine Barış Alper topun başına geçti ve skoru 3-0’a taşıyarak adeta maçı ilk devrede bitirdi.İkinci yarıda oyunun temposu düşse de Galatasaray, skor avantajını korudu. Ev sahibi ekip Gaziantep FK, hücumda etkili olamadığı gibi 64. dakikada kaleci Burak Bozan’ın kırmızı kart görmesiyle tamamen oyundan düştü.Tribünler, Barış Alper Yılmaz’ın enerjisi ve bitiriciliğine sık sık alkış tuttu. Galatasaray ise temposunu ayarlayarak maçı sakince tamamladı.







Ligin Açılış Maçında Gaziantep Fk Galatasarayı Ağırlıyor.
Süper Lig’de Perde Açılıyor:Galatasaray Gaziantep FK Deplasmanında.                                                                       Süper Lig’de 2025–26 sezonunun açılış perdesi bu akşam Kalyon Stadyumu’nda aralanıyor. Ligin son şampiyonu Galatasaray, deplasmanda Gaziantep FK ile karşı karşıya gelecek. Mücadele saat 21.30’da, beIN Sports 1 ekranlarından canlı yayınlanacak.2024–25 sezonunu zirvede tamamlayan Galatasaray, yaz döneminde kadrosunu güçlendirmek için önemli adımlar attı. Geçtiğimiz sezonun kilit isimlerini kadroda tutmayı başaran sarı-kırmızılılar, hücum hattına kattığı yıldız isimlerle birlikte daha da iddialı bir görünüme kavuştu. Özellikle gol yollarındaki bitiriciliğiyle tanınan Victor Osimhen’in kadroya kalıcı olarak dahil edilmesi, taraftarlarda büyük heyecan yarattı.Ev sahibi Gaziantep FK ise, kendi sahasında alacağı sürpriz bir galibiyetle sezona moralli başlamak istiyor. Taraftarı önünde yüksek tempolu ve fizik gücüne dayalı bir futbol sergileyen kırmızı-siyahlılar, güçlü rakibine karşı dirençli bir oyun planı hazırlıyor.Teknik direktör Okan Buruk’un öğrencilerinin, topa sahip olma yüzdesini yüksek tutarak Gaziantep savunmasını çözmesi bekleniyor.Gaziantep ise Hızlı kanat oyuncularıyla geçiş hücumlarını etkili kullanan Gaziantep FK, özellikle top kayıplarında Galatasaray’ı zorlayabilir.






Beşiktaş Rahat Kazandı.
Beşiktaş, UEFA Avrupa Konferans Ligi 3. Ön Eleme Turu ilk maçında İrlanda temsilcisi St. Patrick’s Athletic ile deplasmanda karşı karşıya geldi.       Siyah-beyazlılar, zorlu Dublin deplasmanından 4-1’lik net bir galibiyetle dönerek tur kapısını araladı.Beşiktaş, maça hızlı bir giriş yaptı ve 8. dakikada öne geçti. João Mário, Rafa Silva’nın zarif dokunuşuyla buluştuğu topu filelere göndererek takımını 1-0 öne taşıdı. Bu golün ardından baskısını sürdüren siyah-beyazlılar, 23. dakikada Tammy Abraham ile farkı ikiye çıkardı. Abraham, ceza sahasında rakibini ekarte edip yaptığı düzgün vuruşla skoru 2-0 yaptı. Oyunun temposunu tamamen eline alan Beşiktaş’ta Abraham bir kez daha sahneye çıktı. Yaklaşık 14. dakikalarda etkili bir pozisyonda ikinci golünü kaydederek farkı artırdı. 42. dakikada ise kazanılan penaltıda topun başına geçen İngiliz yıldız, ağları bir kez daha havalandırarak hat-trick’ini tamamladı ve durumu 4-0’a getirdi. Ev sahibi St. Patrick’s, maçın ilerleyen dakikalarında Simon Power ile bir gol bulsa da, bu sadece skoru belirledi: 4-1.

Beşiktaş,St.Patrick’e Konuk oluyor.
Beşiktaş, bu akşam UEFA Avrupa Konferans Ligi 3. Eleme Turu’nda İrlanda temsilcisi St. Patrick’s Athletic ile kozlarını paylaşacak.                                 Sezon başında yapılan transferlerle kadrosunu güçlendiren siyah-beyazlılar, Avrupa arenasında adını tekrar güçlü şekilde duyurmak istiyor.İrlanda deplasmanında oynanacak karşılaşma, Beşiktaş için hem moral hem de prestij açısından büyük önem taşıyor. Geçtiğimiz sezon UEFA Avrupa Liginde başarılı olamayan Kartal, bu sezon Konferans Liginde başarılı olarak hem ülke puanına katkı sağlamak hem de kendi özgüvenini yeniden inşa etmek istiyor.St. Patrick’s Athletic, İrlanda Premier Lig’inde mücadele ediyor ve Avrupa’daki başarıları sınırlı olsa da sürpriz yapma potansiyeli olan bir takım. Dinamik ve mücadeleci futbol anlayışıyla dikkat çeken St. Pat’s, kapalı bir oyunla şansını zorlamaya çalışacak.7 Ağustos saat 21:45 oynanacak ilk karşılaşma, HT Spor ekranlarından şifresiz olarak yayınlanacak.


Fenerbahçe Tur Şansını 2.Maça Bıraktı.
Fenerbahçe, Şampiyonlar Ligi gruplarına kalma hedefiyle çıktığı play-off turunda Hollanda temsilcisi Feyenoord’a deplasmanda 2-1 mağlup oldu.                        Rotterdam’daki De Kuip Stadı’nda oynanan bu zorlu mücadele, hem skoru hem de sahadaki sert temposuyla adeta bir Avrupa klasiği havası taşıdı. Teknik direktör Jose Mourinho yönetimindeki sarı-lacivertliler, zaman zaman oyunda üstünlük kursa da sonucu belirleyen anlarda etkili olamayınca ilk maçtan avantajlı skorla dönemedi.19.dakikada, Mert Müldür’ün talihsiz bir şekilde kendi kalesine gönderdiği top, Fenerbahçe’yi erken bir şokla 1-0 geriye düşürdü. Bu golün ardından toparlanmaya çalışan sarı-lacivertliler, özellikle ikinci yarıda oyunu dengelemeyi başardı ve 86. dakikada Sofyan Amrabat’ın ceza sahası dışından gönderdiği etkileyici şutla eşitliği sağladı: 1-1. Bu gol, Fenerbahçe’ye tur için umut verirken, son dakikalarda yaşanan savunma zafiyeti pahalıya mal oldu. 91. dakikada Anis Hadj Moussa’nın kafa vuruşuyla bulduğu gol, Feyenoord’a 2-1’lik galibiyeti getirirken,Fenerbahçe’yi ağır bir son dakika darbesiyle baş başa bıraktı.Rövanş maçı, 12 Ağustos 2025, Salı günü İstanbul’da Şükrü Saracoğlu Stadı’nda oynanacak. Fenerbahçe bu kez sahasında tur şansını güçlü tutmak isteyecek.



Temsilcimiz Fenerbahçe,Avrupa Arenasına Çıkıyor.
İşte Feyenoord–Fenerbahçe UEFA Şampiyonlar Ligi 3.ön eleme turu(ilk maç, 6 Ağustos 2025 akşamı)hakkında son gelişmeler:                                                  UEFA Şampiyonlar Ligi 3. ön eleme turu ilk maçında Fenerbahçe, Hollanda temsilcisi Feyenoord’a konuk oluyor. Karşılaşma, hem teknik direktörlerin hikâyeleri hem de sahadaki taktik savaşıyla futbolseverlerin nefesini kesecek gibi görünüyor.Mücadele 6 Ağustos 2025 akşamı, Rotterdam’daki futbol mabedi De Kuip’ta oynanacak. Tribünlerdeki kırmızı-beyaz coşkuya karşılık, deplasman tribününde sarı-lacivert renkler yerini alacak. Fenerbahçe taraftarı, yıllardır hasret kaldığı Şampiyonlar Ligi grup aşamasına ulaşma umuduyla bu maça büyük önem veriyor.Feyenoord cephesinde sakatlıklar can sıkıyor. Gijs Smal, Gernot Trauner, Jakub Moder, Julian Carranza ve kaleci Justin Bijlow bu önemli mücadelede forma giyemeyecek. Bu durum, ev sahibinin savunma hattında bazı zorunlu değişiklikler yapmasına neden olacak.Fenerbahçe ise yaz transfer döneminde kadrosunu önemli isimlerle güçlendirdi.Milan Škriniar ve Nelson Semedo savunmaya sertlik ve deneyim katarken, orta sahada Sebastian Szymański gibi yaratıcı isimler fark yaratabilecek durumda.Bu karşılaşma, sadece skor açısından değil, iki kulübün Avrupa macerasının kaderi açısından da belirleyici olacak. Fenerbahçe’nin deplasmandan avantajlı bir skorla dönmesi, Kadıköy’deki rövanş öncesi büyük moral sağlayacak.Her iki takım da hücum gücü, seyir zevki yüksek bir 90 dakika vadediyor.



Şampiyonlar Ligi Kazananları            26-Real Madrid(2017-2018)

2018 UEFA Şampiyonlar Ligi, futbolseverlerin hafızasında unutulmaz anlar, tarihi performanslar ve dramatik finaliyle yer edindi. Turnuva, 2017-2018 sezonunda Avrupa’nın en güçlü kulüplerini karşı karşıya getirirken, sonunda kupayı bir kez daha Real Madrid kaldırdı. Bu zafer, Los Blancos’un üst üste üçüncü ve toplamda 13. Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu anlamına geliyordu.Grup aşamasından itibaren dev kulüplerin mücadelesi nefes kesti. Cristiano Ronaldo’nun olağanüstü golleri, Mohamed Salah’ın Liverpool formasıyla parlayan performansı ve Roma’nın Barcelona’ya karşı yaptığı tarihi geri dönüş turnuvanın en çok konuşulan olayları arasındaydı.Final, 26 Mayıs 2018’de Ukrayna’nın Kiev kentinde, NSC Olimpiyskiy Stadyumu’nda oynandı. Real Madrid ile Liverpool karşı karşıya geldi. Maç, başlama düdüğünden itibaren yüksek tempolu geçti ancak ilk yarıda Liverpool için büyük bir şok yaşandı: Takımın yıldızı Mohamed Salah, Sergio Ramos ile girdiği mücadele sonrası omzundan sakatlanarak oyundan çıktı. Bu olay, Liverpool’un oyun planını büyük ölçüde etkiledi.Maçın kırılma anlarından biri de Liverpool kalecisi Loris Karius’un yaptığı hatalar oldu.Maçın kahramanı tartışmasız Gareth Bale’di. Oyuna yedek kulübesinden giren Galli yıldız, önce attığı muazzam röveşata golü ile futbol tarihine geçti, ardından uzaktan çektiği şutla farkı ikiye çıkararak Real Madrid’i 3-1’lik zafere taşıdı.Bu sonuçla Real Madrid, Zinedine Zidane yönetiminde üst üste üç kez Şampiyonlar Ligi’ni kazanan ilk takım oldu.


Uefa Avrupa Ligi Şampiyonları.            12-Goteborg(1982)
Avrupa futbolunun köklü turnuvalarından UEFA Kupası (günümüzde UEFA Avrupa Ligi), 1981-1982 sezonunda tarihi bir olaya tanıklık etti. Bu sezon, İsveç futbol tarihinin en unutulmaz başarılarından biri yaşandı: IFK Göteborg, İngiliz devi Hamburg SV’yi yenerek kupayı müzesine götürdü. Bu, bir İsveç kulübünün kazandığı ilk ve tek Avrupa kupası olarak tarihe geçti.Göteborg, teknik direktör Sven-Göran Eriksson yönetiminde disiplinli ve tempolu futboluyla dikkat çekiyordu. Genç, hırslı ve kolektif oyun anlayışına sahip kadro; rakiplerini taktik zekâ ve yüksek enerjiyle alt ediyordu. Takımın kilit oyuncuları arasında Torbjörn Nilsson, Glenn Strömberg ve Dan Corneliusson bulunuyordu.Göteborg, turnuva boyunca Avrupa’nın çeşitli futbol ekollerinden takımları geçerek finale ulaştı. Yarı finalde, güçlü Kaiserslautern’i geçmeleri, İsveç’te büyük bir heyecan dalgası yarattı.Final, çift maç üzerinden oynandı. İlk maç Göteborg’da oynandı ve ev sahibi ekip sahadan 1-0 galip ayrıldı. Ancak asıl zafer, ikinci maçta yaşandı. 19 Mayıs 1982’de Hamburg’daki Volksparkstadion’da oynanan rövanşta Göteborg, Almanya’da tarihi bir futbol dersi verdi ve maçı 3-0 kazanarak toplamda 4-0’lık net bir skorla kupayı kaldırdı.Bu skor, yalnızca bir kupa zaferi değil, aynı zamanda İsveç futbolunun uluslararası alanda saygınlığını artıran bir başarı olarak kayıtlara geçti.


Avrupa Şampiyonları.            11-Yunanistan(2004)
2004 yazı… Portekiz ev sahipliğinde düzenlenen Avrupa Futbol Şampiyonası’nda, tüm dünyayı şaşırtan bir hikâye yazıldı. Turnuvanın başında kimsenin şans tanımadığı Yunanistan Milli Takımı, finalde ev sahibi Portekiz’i yenerek Avrupa Şampiyonu oldu. Bu zafer, sadece Yunan futbolunun değil, dünya futbol tarihinin en büyük sürprizlerinden biri olarak kayıtlara geçti.Turnuvaya katılmaları bile büyük bir başarı olarak görülüyordu. Avrupa’nın dev ülkeleri arasında, mütevazı bir kadroya sahip olan Yunanistan, futbol otoriteleri tarafından “gruptan çıkmaları bile zor” şeklinde değerlendiriliyordu. Ancak takımın başında çok disiplinli bir teknik adam vardı: Otto Rehhagel. Alman çalıştırıcı, takımı adeta yeniden inşa etmişti.Yunanistan, A Grubu’nda ev sahibi Portekiz, İspanya ve Rusya ile eşleşti. Açılış maçında Portekiz’i 2-1 mağlup ederek herkesi şaşırttılar. Ardından İspanya ile 1-1 berabere kaldılar ve sadece Rusya’ya 2-1 yenildiler. Bu sonuçlarla grubu ikinci sırada tamamlayarak çeyrek finale yükseldiler.Çeyrek finalde Fransa’yı 1-0, yarı finalde ise Çek Cumhuriyeti’ni uzatmalarda 1-0 mağlup ettiler.Final maçı 4 Temmuz 2004’te Lizbon’da oynandı. Rakip yine Portekiz’di. Herkes, turnuvanın açılış maçının rövanşında ev sahibinin kazanacağını düşünüyordu. Ama Yunanistan’ın başka bir planı vardı.Dakikalar 57’yi gösterdiğinde Angelos Charisteas’ın kafa golüyle öne geçen Yunanistan, kalan sürede müthiş bir savunma yaptı. Maç 1-0 bitti ve Avrupa Şampiyonu Yunanistan oldu!




Süper lig tarihinin en iyi futbolcuları.              38-Oğuz Çetin
Türk futbolunun en zarif pas ustalarından biri… Sahada bir orkestra şefi gibi oyunu yöneten, zekâsı ve tekniğiyle fark yaratan bir lider… İşte Oğuz Çetin. Hem Fenerbahçe hem de A Milli Takım tarihinde unutulmaz izler bırakan bu özel futbolcuyu gelin birlikte yakından tanıyalım.1953 yılında Sakarya’da doğan Oğuz Çetin, futbola da burada, Sakaryaspor altyapısında başladı. Henüz genç yaşta gösterdiği oyun zekâsı ve pas kabiliyetiyle dikkat çekti. 1981 yılında A takıma yükseldi ve kısa sürede takımın beyni hâline geldi.1988 yılında Fenerbahçe’ye transfer olan Oğuz Çetin, sarı lacivertli formayla geçirdiği yıllarda adeta kulübün sembol isimlerinden biri hâline geldi. 1995 yılına kadar süren bu serüvende 274 lig maçında forma giyen Oğuz, 52 gole imza atarken sayısız da asist yaptı. Özellikle 1988-1989 sezonunda takımın attığı 103 gollük tarihi şampiyonlukta başrol oynayan isimlerden biriydi. Saha içindeki liderliği, oyunu yönlendirmedeki ustalığı ve takımı organize etme yeteneği sayesinde taraftarlar ve futbol otoriteleri tarafından “General” lakabıyla anıldı. Bu dönemde tam 7 yıl boyunca takım kaptanlığı yapan Oğuz Çetin, sadece Fenerbahçe’nin değil, Türk futbolunun da saha içindeki en önemli beyinlerinden biri olarak kabul edildi.Onun gibi bir 10 numara, sadece oyun kurmazdı; bir kuşağın futbola bakış açısını da değiştirirdi.Oğuz Çetin, sadece oynadığı futbol değil, sahadaki duruşu, liderliği ve beyefendi kimliğiyle Türk futbol tarihine adını altın harflerle yazdırdı.


Almanya’nın En İyi Futbol Takımları              1-Bayern Münih


Avrupa futbolunun en köklü kulüplerinden biri olan Bayern Münih, sadece Almanya’nın değil, dünya futbolunun da en saygı duyulan markalarından biri. Hem altyapıya verdiği önem hem de sportif başarılarıyla adeta “bir futbol fabrikası” olan Bayern, yıllardır istikrarlı yönetim anlayışı ve kazanmaya olan açlığıyla örnek bir kulüp profili çiziyor.1900 yılında kurulan Bayern Münih, ilk yıllarında Almanya futbolunun önemli takımlarından biri değildi. Ancak özellikle 1970’li yıllarda Franz Beckenbauer, Gerd Müller ve Sepp Maier gibi efsane isimlerle birlikte Avrupa sahnesine damga vurdu. Bu dönem, kulübün kimliğini şekillendiren en önemli kırılma noktası oldu.Bayern Münih, Bundesliga’nın adeta sahibidir. 2020’li yıllara gelindiğinde arka arkaya 11 kez şampiyonluk yaşayan kırmızı-beyazlılar, Almanya’daki rekabetin dengesini altüst etmiş durumda. Bu başarıda kulüp yapısının şeffaf ve profesyonel oluşu kadar altyapıdan yetişen oyunculara duyulan güven de büyük rol oynuyor.Bayern Münih, UEFA Şampiyonlar Ligi’ni 6 kez kazanarak bu alanda en başarılı kulüplerden biri olmayı başardı. Özellikle 2012-2013 sezonundaki zafer, kulübün yeniden yapılanmasının meyvesiydi. Bir başka unutulmaz zafer ise 2020 yılında geldi. Hansi Flick yönetimindeki takım, turnuvada tüm maçlarını kazanarak şampiyon olan ilk takım unvanını elde etti.Bayern Münih, sadece kupalar kazanan bir kulüp değil; aynı zamanda sistemin, sürekliliğin ve aklın kazandığı bir futbol hikayesidir.


İtalya’nın En İyi Futbol Takımları             1-Juventus


Avrupa futbolunun en köklü ve en başarılı kulüplerinden biri: Juventus Football Club. İtalya’nın Torino şehrinde doğan bu siyah-beyazlı efsane, sadece Serie A’da değil, dünya futbol sahnesinde de derin bir iz bırakmıştır. Taraftarları onu kısaca “Juve” ya da “La Vecchia Signora” (Yaşlı Kadın) olarak bilir.Juventus, 1 Kasım 1897 tarihinde bir grup genç öğrenci tarafından kuruldu. Adı Latince “gençlik” anlamına gelen Juventus, ilk yıllarında yerel turnuvalarda boy gösterdi. 1920’li yıllarda Agnelli ailesinin (Fiat Grubu’nun sahipleri) kulübe destek vermesiyle birlikte Juventus büyük bir yükselişe geçti.Juventus, İtalya Serie A tarihinin en fazla şampiyon olan takımıdır. 2025 itibarıyla tam 36 Serie A şampiyonluğu ile rekoru elinde bulundurmaktadır. 2010’lu yıllar ise kulübün altın çağı oldu: Antonio Conte ile başlayan, Massimiliano Allegri ile devam eden süreçte Juve, 9 sezon üst üste Serie A şampiyonu oldu.Juventus’un Avrupa sahnesindeki en büyük hayali hep Şampiyonlar Ligi oldu. 1985 ve 1996 yıllarında bu kupayı kazanan Juve, ne yazık ki Şampiyonlar Ligi finalinde 7 kez mağlup olarak en çok final kaybeden kulüp unvanına da sahip. Ancak bu durum, Juventus’un Avrupa futbolunun en istikrarlı takımlarından biri olduğu gerçeğini değiştirmiyor.Juventus, bir futbol kulübünden fazlasıdır. Geleneği, tutkulu taraftarı, efsane oyuncuları ve savaşçı kimliğiyle “La Vecchia Signora”, her zaman zirveye oynayan bir kulüp olmuştur.
İspanya’nın En İy Futbol Takımları.             1-Real Madrid


Futbolun kalbinde yer alan, başarılarıyla tarihe damga vuran bir kulüp:Sadece İspanya’nın değil, dünyanın en büyük futbol kulüplerinden biri olan Real Madrid, 1902 yılında kuruldu ve o günden bu yana hem yerel hem de uluslararası arenada adeta bir başarı makinesi haline geldi.Real Madrid, 1920 yılında İspanya Kralı XIII. Alfonso’nun verdiği “Real” (Kraliyet) unvanını alarak bugünkü adını aldı.Kulübün ilk büyük başarısı 1905’teki Copa del Rey zaferiydi. Ancak esas yükseliş, 1950’li yıllarda geldi.Real Madrid denince akla ilk gelen şey: Şampiyonlar Ligi. Beyazlar, bu dev turnuvayı tam 15 kez kazanarak ulaşılması güç bir rekora imza attı (2025 itibarıyla). Özellikle 1955-1960 arasındaki 5 yıl üst üste kazanılan Avrupa Kupası, kulübün Avrupa’daki hanedanlığını ilan ettiği dönemdi.Zinedine Zidane yönetimindeki 2016-2018 yılları arasında ise üst üste 3 Şampiyonlar Ligi kupası kazanan Real Madrid, modern futbolda benzeri görülmemiş bir başarıya daha imza attı.2000’li yılların başında başkanlığa gelen Florentino Pérez, “Galácticos” politikasını başlattı. Zidane, Figo, Beckham, Ronaldo Nazário gibi dünya yıldızları aynı kadroda toplandı. Bu politika zaman zaman eleştirilse de kulübün marka değerini dünya çapında inanılmaz bir seviyeye taşıdı.Real Madrid sadece bir futbol kulübü değil, bir tarihtir. Kupaları, yıldızları ve taraftarıyla bir efsanedir. Onları sevin ya da nefret edin; bir gerçek değişmez: Real Madrid, futbolun zirvesidir.

İngiltere’nin En İyi Futbol Takımları.          1-Manchester United

Manchester United, 1878’de Newton Heath LYR Football Club adıyla demiryolu işçileri tarafından kuruldu; 1902’de finansal destekle “Manchester United” adıyla yeniden hayata döndü. 1908’de ilk lig şampiyonluğunu yaşadı ve 1910’da Old Trafford stadyumuna taşındı.İkinci Dünya Savaşı sonrası 1945’te Sir Matt Busby’nin teknik direktörlüğüyle geleceğin yıldız kadrosunu oluşturdu. 1956 ve 1957’de üst üste şampiyonluklarını alan takım, “Busby Babes” olarak anıldı.1958 yılında Münih’te yaşanan uçak kazasında sekiz oyuncu hayatını kaybetti. Ancak Busby, takımı yeniden kurdu ve 1968’de Manchester United’ı Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası’na taşıdı.Bu zafer, kulübü İngiltere’de bu başarıya ulaşan ilk takım yaptı.kulüb görkemli bir başka dönemini Sir Alex Ferguson ile yakaladı.Alex Ferguson 1986’da göreve başladığında, ilk yıllar zor geçti ama 1990’daki FA Cup başarısı yükselişin başlangıcı oldu. 1999 yılında Premier Lig, FA Cup ve Şampiyonlar Ligi’ni kazanarak tarihi Treble’a imza attı. Bu dönemde kulüp toplamda 20 lig şampiyonluğu elde etti.2013 sonrası Ferguson’dan sonra gelen David Moyes, Louis van Gaal ve José Mourinho dönemlerinde kulüp istikrarı sağlayamadı. Başarılar devam etse de Ferguson döneminin büyüklüğüne yaklaşamadılar.Manchester United, tarih boyunca inişli çıkışlı ama her zaman büyük bir kulüp oldu.Manchester United şuan zor ama yeniden inşa süreçlerinin içinden geçiyor.Amorim’in göreve gelmesiyle birlikte orta saha ve hücumda yeniden dengeyi tutturmaya çalışıyorlar.





Şampiyonlar Ligi Kazananları               25-Real Madrid(2016-2017)
Avrupa futbolunun en prestijli organizasyonu olan UEFA Şampiyonlar Ligi’nin 2016-2017 sezonu, hem futbolseverlerin hafızasında iz bırakan maçlara hem de tarihi rekorlara sahne oldu. Bu sezonun en büyük başrol oyuncusu ise şüphesiz Zinedine Zidane yönetimindeki Real Madrid’di. Madrid devi, hem futbolun estetiğini hem de kazanma kültürünü birleştirerek üst üste ikinci kez kupayı müzesine götürmeyi başardı.Real Madrid, F Grubu’nda Borussia Dortmund, Sporting CP ve Legia Varşova ile eşleşti. Grup aşamasında zorlanmasına rağmen namağlup şekilde çıkmayı başardılar. Özellikle Dortmund ile oynanan iki maçta alınan beraberlikler, grubun ne kadar zorlu geçtiğini gösterdi.Real Madrid, çeyrek finalde Bayern Münih ile eşleşti. İki devin mücadelesi tam anlamıyla nefesleri kesti. İlk maçı deplasmanda 2-1 kazanan Madrid, rövanşta uzatmalara giden mücadeleyi 4-2 kazanarak yarı finale yükseldi. Bu eşleşme, Cristiano Ronaldo’nun bir Şampiyonlar Ligi maçında yaptığı hat-trick ile hafızalara kazındı.Real Madrid yarı finalde bu kez Atletico Madrid ile karşılaştı.Ezeli rakibi karşısında ilk maçta aldığı 3-0’lık galibiyet, finale giden yolda büyük bir avantaj sağladı.Rövanşta alınan 2-1’lik mağlubiyet turu geçmeye engel olmadı.Finalde İtalyan savunma disipliniyle juventus ve İspanyol hücum gücü karşı karşıya geldi.Maçın ilk yarısı 1-1’lik eşitlikle geçilirken, ikinci yarı tamamen Real Madrid’in üstünlüğüyle geçti. Maç 4-1 sona erdi ve Madrid, Şampiyonlar Ligi kupasını üst üste kazanan ilk takım oldu



Uefa Avrupa Ligi Şampiyonları.              10-Ipswich Town(1981)
1980’lerin başı, Avrupa futbolunun hâlâ romantik olduğu, paranın değil taktik dehanın konuştuğu bir dönemdi. İşte bu dönemde, İngiliz futbolunun “sessiz devi” Ipswich Town, 1980-1981 sezonunda UEFA Kupası’na damga vurdu ve adını Avrupa tarihine yazdırdı. Bugün pek çok futbolseverin şaşkınlıkla karşıladığı bu zafer, aslında bir futbol mucizesiydi.1980-1981 UEFA Kupası, Avrupa’nın önde gelen kulüplerini bir araya getiren kıyasıya bir mücadeleye sahne oldu. 64 takımın katıldığı turnuva, çift maçlı eleme sistemine göre oynandı. Her turun sonunda daha güçlü olanlar yollarına devam etti, ama turnuvanın sürprizi Ipswich Town oldu.İngiltere Premier Ligi’nde (o zamanki adıyla First Division) istikrarlı performanslar sergileyen Ipswich Town, teknik direktör Bobby Robson yönetiminde çok özel bir sezon geçiriyordu. Takımda John Wark, Paul Mariner, Fransız stoper Terry Butcher ve kaleci Paul Cooper gibi önemli isimler vardı.Ipswich Town, 1980-81 UEFA Kupası finalinde AZ Alkmaar’ı mağlup ederek tarih yazdı. Bu, sadece bir kulübün değil, bir hayalin gerçeğe dönüşmesiydi.İngilizler sahasında fırtına gibi esti.Ipswich, AZ’yi adeta boğarak 3-0’lık net bir galibiyet aldı.Rövanş maçında AZ Alkmaar, evinde büyük bir geri dönüş için sahadaydı. Neredeyse başarılı da olacaklardı. Maç boyunca agresif ve baskılı oynadılar.AZ, 4-2 kazanmasına rağmen, ilk maçtaki 3-0’lık yenilgi nedeniyle kupayı Ipswich Town’a kaptırdı.


Avrupa Şampiyonları.                  10-Fransa(2000)
Euro 2000, Belçika ve Hollanda’nın ortak ev sahipliği yaptığı ilk Avrupa Şampiyonası idi. Fransa, 1998 Dünya Kupası’nı kazandıktan sadece iki yıl sonra Euro 2000’i de müzesine götüren ilk takım olarak tarihe geçti.Fransa, D Grubu’nda Hollanda, Danimarka ve Çekya ile yer aldı. Grubu ikinci sırada tamamlamasına rağmen, özellikle Çekya karşısında Youri Djorkaeff’in golü turu getiren maçta öne çıktı.Fransa, çeyrek finalde İspanya’yı Zidane’ın harika frikik golleriyle yendi. Raúl’un kaçırdığı penaltıyla İspanya’nın 4‑3’lük grup maçındaki kazanma umutları da bitmiş oldu.Portekiz karşısında tartışmalı bir elle müdahale sonrası kazanılan penaltıyı Zidane gole çevirdi. Tıpkı Fransa‑İngiltere gibi çekişmeli bu maç, uzatmada gelen golden goal ile Fransa’nın Portugal’ı saf dışı bırakmasıyla bitti.Final, Rotterdam’daki De Kuip stadyumunda, 2 Temmuz 2000’de oynandı. Marco Delvecchio’nun golüyle İtalya öne geçti; ancak Fransa, Sylvain Wiltord ile son dakikada skoru eşitleyerek uzatmaya gitti. O uzatmada David Trezeguet, 103. dakikada altın golü bularak Fransa’yı Avrupa Şampiyonu yaptı.Bu zaferle Fransa, ilk büyük kupasının ardından hem Dünya hem Avrupa Şampiyonu olan ilk ülke oldu.Euro 2000; tarihî anlar, altın gol, Zidane rüyası, savunma disiplini ve takım dayanıklılığıyla özetlenebilecek bir şampiyonaydı. Fransa, futbolun doruklarına tırmanırken aynı zamanda stadyumlardaki coşkuyu, sahadaki hikâyeleri yaşattı.



Dünyanın Gelmiş Geçmiş En İyi Teknik Direktörleri                    65-Fernando Santos
Fernando Santos kimini “çirkin pragmatik”, kimini “muhteşem taktikçi” olarak tanımlar. Ancak net olan bir şey var: futbol tarihinde Porto’dan Portekiz’e, Estoril’den Azerbaycan’a uzanan etkisiyle büyük izler bırakmış biri.Retires’in 1987’de hemen ardından Estoril’de yardımcı antrenörlüğe geçip 1988’den itibaren teknik direktör olarak görev aldı. Kulübü iki kez üst lige taşıdı ve Portekiz futboluna güçlü bir başlangıç yaptı.1998’de Porto’ya geçiş yaptı; ilk sezonunda lig şampiyonluğu, iki Portekiz Kupası ve iki Süper Kupa kazandırdı.AEK ve Panathinaikos gibi kulüplerde başarısızlık dönemi beklenirken 2001‑02 sezonunda AEK ile Yunan Kupası’nı kazandı.Ardından Sporting ve Benfica’da kısa süreli görevler aldı; 2007’de PAOK Saloniki’yi disiplinli yapısıyla Avrupa arenasına taşıdı.Milli takımlardaki başarıları ise şu şekilde.Euro 2012 çeyrek finali ve 2014 Dünya Kupası’nda son 16 turuna yükselen Yunanistan tarihindeki en parlak performanslardan birini yaşadı.Portekiz teknik direktörlüğüne getirildiğinde hiçbir büyük turnuva kazanamamış bir ülkeyi devraldı. Euro 2016 zaferi (ülkenin ilk büyük kupası) ve 2019 UEFA Uluslar Ligi şampiyonluğu ile tarihe geçirdi.Santos, futbol anlayışını tutarlı savunma yapısı, yüksek konsantrasyon ve disiplin üzerine kurar. 4-3-3, 4-4-2 ve 4-2-3-1 gibi formasyonlarda özellikle “double pivot” ikili orta saha yapısını tercih eder.Kendisinin de dediği gibi:“Güzel oynamak değil, kupayı kazanmak önemli.”




Süper lig tarihinin en iyi futbolcuları.             37-Gökdeniz Karadeniz

Türk futbol tarihinin en çalışkan,en mütevazı ve en sadakatli isimlerinden biri olan Gökdeniz Karadeniz,yeşil sahalarda çığlık atmadan, manşetlere taşınmadan, yalnızca futboluyla konuşmayı başaran bir efsanedir.Trabzon’un köklü futbol kültüründen çıkan bu oyuncu, sadece bir yıldız değil;bir karakter, bir duruş simgesi olarak da Türk futbolunda iz bırakmıştır.Gökdeniz Karadeniz,1980 yılında Giresun’un Yeniyol köyünde doğdu.Henüz çocuk yaşta Trabzonspor altyapısına katıldı ve 1997 yılında profesyonel oldu.İlk başta sağ bek, ardından merkez orta saha oynasa da,hızını ve tekniğini fark eden teknik ekip onu kanat forvet pozisyonuna çekti.Trabzonspor (1997–2008) döneminde Gökdeniz:Süper Lig’de 246 maçta 64 gol attı,Türkiye Kupası şampiyonluğu (2003–04) yaşadı.Taraftarla bütünleşen oyun tarzı,saha içindeki çalışkanlığı ve örnek karakteriyle kaptanlığa kadar yükseldi.Trabzonspor taraftarı onu “formanın hakkını veren,terinin son damlasına kadar savaşan” bir sembol olarak kabul etti.Kulübün altyapısından çıkıp, A takıma damga vurmak herkesin harcı değildir. Ama o bu süreci sahada değil,ruhuyla tamamladı.Trabzonspor taraftarı onu “formanın hakkını veren, terinin son damlasına kadar savaşan” bir sembol olarak kabul etti.Bugün hâlâ pek çok Trabzonsporlu genç futbolcu onun yolundan gitmeye çalışıyor.O, hızlıydı ama sabırlıydı. Sertti ama saygılıydı. Yıldızdı ama hiçbir zaman şımarmadı.


Almanya’nın En İyi Futbol Takımları        2-Borussia Dortmund
Borussia Dortmund yeşil sahalarda coşkusu, tutkulu taraftar kültürü ve futbol başarıları ile tanınan Almanya’nın en ikonik kulüplerinden biri.1909 yılında kurulan Ballspielverein Borussia 09 Dortmund (kısaca BVB), siyah-sarı renkleriyle tanınır. Bugün yaklaşık 200.000 üyesi bulunan kulüp, Almanya’nın en büyük taraftar tabanlarından birine sahiptir.BVB, 8 kez Bundesliga şampiyonu, 5 kez DFB-Pokal kupası sahibi oldu; uluslararası arenada 1997 UEFA Şampiyonlar Ligi ve Intercontinental Cup zaferleri kulübün en parlak dönemleri arasında yer alıyor. 2013 ve 2024’te Şampiyonlar Ligi finaline çıkarak ikinci oldu.Borussia Dortmund, gelenekleriyle geçmişten güç alan, genç oyunculara yatırım yapan ve taraftarlarını merkezine koyan bir kulüp modelidir. Sportif başarılar, mali yönetimle dengeleştirildiğinde sadece sahada değil yönetimde de güçlü bir kimlik yansıtıyor. Kulüp, zorluklara rağmen yeniden ayağa kalkma başarısını gösteren ve sezon sonu performansıyla geleceğe umutla bakıyor.Borussia Dortmund, sadık taraftarları, genç yetenek yatırımı ve güçlü kulüp değerleriyle sadece bir futbol kulübü değil, bir futbol kültürüdür.





İtalya’nın En İyi Futbol Takımları           2-AC Milan


Futbol, sadece bir oyun değil; aynı zamanda tutku, tarih ve kimliktir. Bu kavramların tam karşılığı olan kulüplerden biri de AC Milan. İtalya’nın ve dünyanın en köklü futbol kulüplerinden biri olan Milan, kırmızı-siyah forması, San Siro’daki görkemli atmosferi ve dünya futboluna kattığı değerle bir efsanedir.AC Milan, 16 Aralık 1899 tarihinde İngiliz iş adamları Herbert Kilpin ve Alfred Edwards tarafından kuruldu. Başlangıçta hem kriket hem futbol kulübü olarak faaliyet gösteren Milan, kısa sürede futbol alanında öne çıktı.1901 yılında ilk İtalya şampiyonluğunu kazanarak adını duyurdu. Bu şampiyonluk, kulübün ileride kazanacağı büyük başarıların habercisi olacaktı.1950’li yıllarda Gunnar Nordahl, Nils Liedholm ve Gunnar Gren üçlüsüyle Milan, Serie A’nın en güçlü takımlarından biri oldu. Ancak asıl büyük sıçrama, 1986 yılında Silvio Berlusconi’nin kulübü satın almasıyla yaşandı.Berlusconi, dönemin radikal teknik direktörü Arrigo Sacchi’yi göreve getirdi. Sacchi’nin pres ve ofansif futbol anlayışıyla Milan; Marco van Basten, Ruud Gullit ve Frank Rijkaard gibi yıldızlarla Avrupa’yı kasıp kavurdu
(1989 ve 1990 yıllarında arka arkaya Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu ve Serie A’da istikrarlı başarılar.)AC Milan, futbolun sadece skorlardan ibaret olmadığını gösteren bir kültür abidesidir.Zaman zaman düşse de asaletinden ve büyüklüğünden hiçbir şey kaybetmeyen bu kulüp, her zaman zirveyi hedefler.Çünkü Milan, sadece bir kulüp değil; bir duruş, bir tutku ve bir efsanedir.


İspanya’nın En İy Futbol Takımları.          2-Barcelona


Futbol sadece bir oyun değildir; duyguların, tarihin ve kültürün iç içe geçtiği bir yaşam biçimidir. Bu yaşam biçiminin en özel temsilcilerinden biri kuşkusuz FC Barcelona’dır. “Més que un club” (Bir kulüpten daha fazlası) sloganıyla sadece bir futbol takımı olmanın çok ötesinde anlamlar taşıyan Barcelona, hem sportif başarıları hem de sosyal duruşuyla dünyanın en büyük kulüplerinden biridir.Barcelona 1899 yılında İsviçreli iş insanı Joan Gamper tarafından kuruldu. Katalonya’nın kalbinde doğan bu kulüp, sadece futbol oynamak için değil, aynı zamanda Katalan kimliğini savunmak ve yaşatmak için de kuruldu. Özellikle Franco döneminde Katalanca’nın yasaklandığı yıllarda, Barcelona bir direniş sembolü hâline geldi. Nou Camp sadece bir stat değil, aynı zamanda özgürlük arzusunun yankılandığı bir arenaydı.Barcelona tarihinin en parlak dönemlerinden biri 2008-2012 yılları arasıdır. Kulübün altyapısı La Masia’dan çıkan Lionel Messi, Xavi Hernandez ve Andrés Iniesta gibi yıldızlar; Pep Guardiola’nın liderliğinde sahada sanat eseri gibi futbol oynadılar. “Tiki-taka” olarak adlandırılan kısa paslara dayalı oyun stili, dünya futboluna ilham kaynağı oldu. Bu dönemde Barcelona; 2 Şampiyonlar Ligi, 3 La Liga, 2 Copa del Rey ve birçok Süper Kupa kazandı.FC Barcelona, geçmişiyle gurur duyan, bugünüyle mücadele eden ve geleceği umutla planlayan bir kulüptür.Onun hikâyesi sadece futbol değil; bir halkın sesi, bir kentin gururu ve milyonlarca insanın ortak tutkusu hâline gelmiştir.





İngiltere’nin En İyi Futbol Takımları.            2-Liverpool


İngiltere’nin kuzeybatısında, Mersey Nehri kıyısında kurulmuş bir şehir olan Liverpool… Bu şehrin kalbinde atan en büyük tutkudur futbol. Ve bu tutkunun adıdır Liverpool.Liverpool denince akla gelen ilk şeylerden biri hiç kuşkusuz Anfield’dir. 1884 yılında inşa edilen bu efsanevi stadyum, binlerce taraftarın hayallerine, sevinçlerine ve gözyaşlarına tanıklık etmiştir. “This is Anfield” tabelasının altında sahaya çıkan her rakip, burada oynamanın ne kadar zor olduğunu bilir.Ama Anfield’ı asıl özel kılan, taraftarların “You’ll Never Walk Alone” marşıyla yaptığı eşsiz karşılama seremonisidir. Bu marş sadece bir şarkı değil, bir yaşam felsefesidir. Çünkü Liverpool’da gerçekten kimse yalnız yürümez.1892 yılında kurulan kulüp, İngiltere futbolunun en köklü temsilcilerindendir. Liverpool, bugüne kadar;19 İngiltere şampiyonluğu,6 UEFA Şampiyonlar Ligi (İngiliz kulüpleri arasında rekor),3 UEFA Kupası,4UEFA Süper Kupası,8 FA Cup ve 9 Lig Kupası gibi sayısız başarıya imza atmıştır.En görkemli Avrupa zaferlerinden biri,2005 yılında İstanbul’da yaşandı.Milan karşısında ilk yarıyı 3-0 geride kapatan Liverpool, ikinci yarıda tarihi bir geri dönüşe imza atarak maçı penaltılarla kazandı. O gece, İstanbul’da futbol âdeta yeniden tanımlandı.Liverpool FC, yalnızca bir futbol kulübü değil; milyonlarca insanın hayatının bir parçası, aidiyet duygusunun bir ifadesidir. Kırmızı formanın ağırlığı sadece zaferlerden değil, aynı zamanda bağlılıktan, inançtan ve birlikten gelir.